Çok rahat hareket ediyor ve ne yaptýðýný ne istediðini bilen bir edayla etrafýmda dönüyordu. Onun bu rahat hareketleri ve alkolünde etkisiyle baþým dönüyor, hiçbir þey düþünemiyorum. Ne bakkalýn asýlan yüzü, ne Amir beyin ikazý beni artýk etkilemiyordu. Kendimi durgun akan bir ýrmaðýn sularýna býrakmýþ gibi ve olacaklarý beklemeye baþladým.

    Az sonra fazla aydýnlýk olmayan odanýn içine vücudunun her ayrýntýsýný ortaya koyan güzel bir gecelik giymiþ olarak ortaya çýktý. Karþýmda muhteþem bir kadýn vardý, belki de daha önce bir kadýn vücudu görmediðimden bana öyle gelmiþti ama her anlamda nefesimi kesmeye yetmiþti bile. Böyle güzel bir kadýnla ve bu þartlar altýnda burada olmak…Ýnsanýn aklýný baþýndan alýrdý ki, benimde aklýmý almýþtý zaten. Büyük bir ilgi ve arzuyla vücudunun her yanýný izlerken yanýma sokuldu. Bir kedi gibi baþýný göðsüme koydu eliyle gömleðimin düðmelerini açarken:

---Kendini bana býrak aþkým, rahat ol.

Ne yapacaðýmý, nasýl davranmam gerektiðini bile bilmediðim için kendimi onun okþayan ellerine býraktým. Bir rüya âleminde bulutlarýn arasýnda uçuyor gibiydim. Yumuþak ve hayli sýcak teni tenime deðdikçe dayanýlmaz bir haz alýyordum. Kalbim öyle hýzlý atýyordu ki her halde sesini ve gürültüsünü ikimizde duyuyorduk. Anlatmasý güç bir zevk dalgasýna kapýlmýþ hiç bitmesin istiyordum. Ýçten gelen gayri ihtiyari bir davranýþla saçlarýndan tutarak kendime çekip uzun uzun öptükten sonra, ayaða kalkýp içerideki odaya doðru yürüdük. Akýllý ve iþini bilen güzel bir kadýnýn elinde hayatým boyunca unutamayacaðým anlarý yaþýyordum….

    Tatlý bir yorgunluðun etkisini duyarak uyandýðýmda hava henüz aydýnlanmadýðýndan, dýþarýsý belli belirsiz görülüyordu. Mine’nin yataðýnda ve hayatýmda ilk kez bir kadýnýn kollarýnda sabahlamýþtým. Tabii ki annemle geçen üç yýl dýþýnda. Mine derin bir uykudaydý. Yavaþça kalktým banyo olarak tahmin ettiðim yere gelince ýþýðý yakýp içeri girdim. Su dolu kaplarý görünce Mine’nin önceden hazýrlýklý olduðunu anladým. Suyu ýsýtmaya gerek duymadan güzelce bir yýkandým. Soðuk suyun etkisi ile iyice kendime geldim, güzelce kurulanýp dýþarý çýktým. Çamaþýrlarýmý ve elbiselerimi yattýðýmýz odadan alarak salonda giyindikten sonra, divana oturup camdan dýþarýyý izlemeye koyuldum. Gün aðarmaya baþlamýþ etraf iyice seçiliyordu.

    Gözlerim uzaklara yaþadýðým yerlere ve geçen zamana takýldý. Þimdi memleketten ayrý, doðru dürüst tanýmadýðým bu yerlerde ve bu durumda…Ne iþim vardý buralarda, diye söylendim. Yaþadýðým olaydan piþmanlýk duymamakla beraber bu iþin sonunun nereye varacaðýný, gelecek günlerin neler getireceðini, çocuk denecek aklýmla sorguluyordum. Kafam çok karýþýk olmakla beraber yaþadýðým heyecan ve sevgi dolu bir geceden de hoþnut olmuþtum.

    Mine benden bayaðý büyüktü ve çocuðu vardý. Hem de buralýydý, ben ise henüz on sekizine bile girmemiþ, askerliðini yapmamýþ, üstelik bu þehirden deðildim ve kimseyi tanýmazdým. Burada Mineyle kalmak demek onun kocasý olmak demekti, bunu yapabilir miydim? Mine’yi beraber götürmeye kalksam nereye götürecektim, henüz bir evim, çalýþacak bir iþim yoktu, o da buralarý býrakýp gelmezdi herhalde. Þu an içinden çýkýlmasý oldukça zor bir durumdaydým ve bir çýkar yol bulmakta ne kadar çaresiz olduðumu anlýyordum. Ah þu gençlik! Tecrübesizlik ne de zor þeymiþ. Uzaklara dalmýþ derin düþüncelerle boðuþurken Mine, uyanýp yanýma gelmiþti. O muhteþem güzelliði ile karþýmda durmuþ öylece bana bakýyordu.

---Erken uyanmýþsýn, bir þeye mi sýkýldýn?

---Hayýr Mine, uyku tutmadý, zaten çok fazla uyumayý sevmem, alýþkanlýk. Ben banyomu yaptým, seni uyandýrmaya kýyamadým.

Yanýma geldi ellerimi tutarak yüzüne dokundururken;

---Çok tatlýydýn caným sana doyamam ben,

Demiþti. Sonra kalkarak:

--- Madem giyindin, bende yýkanýp sana sofra hazýrlayayým.

Diyerek banyo yapmaya doðru gittiðinde ben yine yaþadýklarýmý düþünmeye baþladým. Elimde deðil ne olacaksa olsun diyorum, fakat diðer taraftan da zamanýn ne getireceðini bilememenin sýkýntýsý içinde çokça bunalýyorum. Gelecek bana ne getirecekti acaba. Bu evde yaþadýklarým, arabadaki yaþadýðým hayattan çok farklýydý. Bilmediðim duygularý tadýyor, hayatýn farklý güzelliklerini öðreniyorum, öðrenmeye de devam edecektim.

    Hava iyice aydýnlanmýþ olduðu için camdan bahçeye baktým. Temiz ve düzenli bir bahçeydi. Üç dört meyve aðacý bahçe duvarýna yakýn dikilmiþ, bahçe yolunda ki düzgün döþenmiþ taþlar usta bir el tarafýndan yapýldýðýný anlatýyordu. Kenarlarda adýný bilemediðim çiçekler sýralanmýþ, dedim ya! Hayli bakýmlý temiz bir bahçeydi. Burada yalnýz yaþamak zor olmalý, hele bir kadýn için, tek baþýna ve bu ýssýz yerde. Bir süre böylece kalakalmýþken Mine’nin tatlý sesiyle ona döndüm.

---Yalnýz kaldýn burada çok bekletmedim dimi?

---Yok, yok fazla beklemedim, zaten ne yapacaktým ki bu saatte?

---Þimdi sana sofra hazýrlarým, istediðin bir þey var mý?

---Hayýr, aslýnda ben dýþarýda yiyebilirim,

---Ne demek? Öyle þey olmaz,

Dedi. Yanýma gelerek:

---Sana sofra hazýrlamak benim için mutluluk,

    Böyle güzel bir kadýna olumsuz cevap vermek kolay mýydý? Her þeyi ile mükemmel bir kadýndý. Bu güzelliðin yanýnda olmak bile, sanki bana bir ödüldü. Sofrayý hazýrlamakta olan Mine’yi izlemeye baþladým. Çok sessiz ve sakin bir þekilde ne yaptýðýndan emin hareket ediyor, dans eder gibi eðilip kalkýyordu. Bu muhteþem kadýndan insana bir kötülük gelebileceðine inanmak istemiyorum, peki neden bana öyle þeyler söylemiþlerdi acaba? Bilemediðim bu sorulara þimdilik bir cevap bulacaðýmý sanmýyorum.

    Ýçeriden bir çocuk sesi geldiðinde, Mine içerdeki odaya gitti ve az sonra kucaðýnda oðlu Ýsmail ile geldi. Çocuk þaþkýn bakýþlarla bana bakýyordu. Neler olduðunun farkýnda deðildi, ama annesinden baþka biri ile karþýlaþmak hoþuna gitmiþ olmalý, belli ki o da uzun zamandýr yalnýzdý. Yanýma çaðýrdým, utanarak annesinin ardýndan gitti. Mine sofra hazýrlýðýný tamamlamýþ olacak ki bana dönerek:

---Hadi Hikmet buyur.

Yavaþ hareketlerle odanýn orta kýsmýna kurduðu yer sofrasýna oturdum. Özenle hazýrladýðý açýkça belliydi, evinde ne varsa sofraya koymuþ, çay bardaklarýna taze çayý doldururken bana dönüp:

---Bakalým kendi yaptýðým reçeli, yaðý, beðenecek misin?

---Mutlaka güzel olmuþtur, görünüþü bile çok güzel.

Mine öncelikli olarak oðlunu doyurmakla meþgul olduðu için kendisi pek yemiyordu, tam bir Anadolu kadýnýnýn özelliklerine sahipti

---Oðlun çok kýymetli olmalý,

---O bir tanedir Abisi, bak þimdi nasýlda yemeðini yiyecek benim oðlum.

Beni de annem ölmeden önce böyle yedirmiþtir mutlaka. Keþke biraz daha büyük olsaydým da yüzünü tam olarak hatýrlayabilseydim. Annem içinde güzel kadýn derler ve ona benzediðimi anlatýrlardý. Ýþte karþýmda benim gibi bir çocuk. Onun da annesi var fakat babasý yok, o da benim gibi bir tarafý eksik olarak büyüyecek ve babasýný hiç tanýmayacak. Ýçim burkularak acýdým o çocuða. Kendi çektiklerim, yalnýzlýklarým gözümün önüne geldi. Mine düþüncelere daldýðýmý anlamýþ olacak ki:

---Ne oldu Hikmet nerelere daldýn öyle, yoksa memlekette yavuklun mu var?

---Herkesin içinde bir derdi vardýr Mine. Annem geldi aklýma, onu hiç tanýyamadým. Senin oðlunun babasýný tanýmayacaðý gibi.

---Kader diyelim Hikmet, elden ne gelir. Sen bunlarý düþünmede yemeðini ye hadi caným.

Çocuðunu doyurduktan sonra kendide yemeðe baþladý. Çok narin ve düzgün yemek yiyordu. Ekmeðini ve diðer yiyecekleri titizlikle alýyor ve aðzýna götürüyordu. Böyle düzenli ve düzgün bir kadýna daha önce rastlamadýðýmdan, belki de bana öyle geliyordu. Çünkü daha önce bir kadýna böyle yakýn olmamýþtým. Yemeðimi yedikten sonra birde demli bir çay alýp sofradan kalkarak divana oturdum. Çayý çok güzel demlemiþ, kahvehane çayýna benzemiyordu. Oturduðum yerden onu takip ediyor, o da bunun farkýnda olmalý ki aðýr hareket ediyor, giydiði elbiseden belli olan vücudunu önüme seriyordu.

    Neden, neden, neden ben? Beni yeni tanýyan bu kadýn benden büyük olmasýna raðmen benimle bu kadar niye ilgileniyordu, yoksa gerçektende bana âþýk mýydý? Bu kadar kýsa zamanda böyle þeyler olur muydu? Bilemediðim, yeni yeni tanýmaya çalýþtýðým duygular ve bitip tükenmek bilmeyen sorular altýnda bunalýyor, zaman zaman terliyorum. Bu yüzden hem korkuyor, hem de büyük bir tutkuyla karþýmdaki kadýna baðlandýðýmý anlýyordum.

    Yemeðin sonunda iþi bitince yanýma gelip, oturdu. Elini uzatarak arkadan saçýmý okþadý. Ne yapmasý gerektiðini çok iyi biliyordu ki her hareketi beni daha da etkiliyordu. Diðer eliyle elimi tutarak iyice yaklaþtý ve uzun, uzun öpüþmemizi saðladý. Kendimi tamamen onun emrine verdiðim için rahat hareket etmekten çekinmiyordu. Oðlu dýþarýda oynadýðý için evde yalnýzdýk.

    Bir ara kendimi kurtararak:

---Gitmem lazým Mine, bu gün ustamla buluþacaðým.

Uzun bir süre gözlerime baktý, ne bakýþlardý Allah’ým, her bakýþýmla ö gözlerin büyüsüne yeniden kapýlýyorum. Gözlerini benden alýnca rahatlamýþtým.

---Tamam, o zaman ama mutlaka akþama bekleyeceðim.

Kalkýp dýþarý çýktým, oðlu bana alýþmýþ olacak ki koþarak yanýma geldi. Çok sevimli ve güzel bir çocuktu. Anlaþýlan büyüyünce oda yakýþýklý bir genç olacaktý. Onu biraz okþadým.

---Akþama ne istersin?

---Çukulata isterim Abi.

---Tamam, aslaným akþam sana getiririm.

Kalkýp Bir kez daha Mine ‘ye baktým, akþama geleceðim için mutluluðu gözlerinden okunuyor, tatlý tatlý gülümsüyordu.

    Sokaða çýkýp bir an önce yapmam gereken iþleri yapmalýydým. Çarþý merkezine gelince cezaevinin yerini sordum, tarif ettiler. Oraya gitmek için bir taksiye bindim, beþ dakika geçmemiþti, taþ duvarlardan oluþan cezaevi görüldü. Arabadan inip kapýya gelince adýmý söyleyerek yetkililere ulaþtýrýn dedim. Beþ on dakika sonra beni içeri alarak görüþme yapýlan yere götürdüler. Belli ki Amir Bey sözünü tutmuþ gerekli baðlantýyý yapmýþtý.

    Ýçeride iki sandalye ve küçük bir masa vardý. Bana beklememi söylediler. Biraz sonra içeriye bir memurla beraber ustam gelince suskun bir halde bir müddet karþýlýklý bakýþtýk. Bu arada memur:

---On beþ dakikanýz var, ben kapýnýn yanýndayým.

Dedi ve odadan çýktý.

    Uzanýp ustamýn elini öptüm. Yüzü solmuþ kabadayý, babayiðit adam sanki küçülmüþtü. Gözlerine baktým neredeyse dolu dolu olmuþ, yaþlar akmak üzere, bende ondan farksýzdým. Kolay deðil beþ yýlýmýz beraber geçmiþ, gençliðime onun yanýnda ulaþmýþ, pek çok þeyi ondan öðrenmiþtim. Aksi adamdý ama bana karþý bir kötülüðü olmamýþtý.

---Neden Abi, neden?

---Sorma oðlum, bir iþtir geldi baþýma, bakalým kurtuluþ olacak mý?

---Niye baþladýn bu iþe Abi,

---Ýlk önce bir kereden ne olur, iyide parasý var diye baþladým, fakat sonradan hep tehdit edildim oðlum. Lanet bir þey, bir kere baþladýn mý çýkmasý olmuyormuþ, bilemedim. Kimsenin yüzüne bakacak halim yok, memlekete vardýðýnda olaylarý olduðu gibi anlat. Yapýlanýn ayýbý olmaz, oldu bir kere. Allahýn bildiðini, emniyetin bildiðini kimden saklayalým. Arabayý eve götür, yengene teslim et. Benimle ilgilenmek isterlerse bir avukat bulsunlar, istemezlerse haklýlar, ne diyeyim. Bakalým buradan çýkýþ olacak mý?

---O nasýl söz usta? Ömür boyu burada mý kalacaksýn?

---Buralar tekin yerler deðil oðlum, kimden ne geleceði belli olmaz.

Aklýma Amir Beyin dedikleri geldi. Bu iþi yapanlar ustaya dokunabilirlerdi. Ustamda bu iþin farkýnda olmalý ki böyle konuþmuþtu.

---Benimde baþýmdan kötü þeyler geçti, neredeyse ölmek üzereydim. Polis tam zamanýnda geldi yoksa gittiydim.

---Biliyorum Oðlum, buralarda birazý duyuldu. Geçenlerde Amir Bey ziyaretime geldiðinde yaptýklarýný anlatýp seni göklere çýkardý. Aferin sana iyi dayanmýþsýn, sen kurtuldun ya gam yemem. Beni en çok senin durumun üzmüþtü, benim yüzümden sana zarar gelecek diye çok korktum.

---Saðol be Ustam, sayende mahkemeden kurtuldum. Benden neler istiyorsun? Ne istediðini bilmediðim için öylece geldim.

Ustam içeride lazým olacak çamaþýr,  týraþ malzemesi, giyecek, kaban vs istedi.

---Tamam Usta, þimdi çarþýya çýkar isteklerini alýrým, merak etme sen.

Dedim ve ayrýca bir miktarda para býraktým kendine. Ayaða kalktýðýnda boynuma sarýldý.

---Oðlum, buralarda beni yalnýz býrakma, yolun düþerse mutlaka uðra.

Dediðinde sesi donuklaþtý, koca adam aðlamak üzereydi. Kolay deðil tabii, eþi çocuklarý, kardeþleri, bir anda hepsinden uzaklaþmýþtý. Kim bilir belki çoðunu bir daha göremeyecekti. Dönüp giderken bu sefer aðlamak bana kalmýþtý ve gerçekten aðlýyordum, utanmasam sesli aðlayacaktým. Hayatýmýn þekillenmesinde rol oynayan en önemli insandan ayrýlmýþtým. Bir müddet arkasýndan baktýktan sonra isteklerini almak üzere çarþýya doðru yola çýktým. Öðlen sonuna doðru alacaklarýmý tamamlayýp tekrar cezaevine gittiðim zaman getirdiklerimi almýþlar, fakat görüþtürme yaptýrmamýþlardý. Dýþarý çýkýp giderken tekrar dönüp uzun uzun cezaevine baktým, içimi bir sýkýntý basmýþtý. Özgürlüðe çok düþkün olan benim için içeri týkýlmak çok zor bir þeydi, ayrýca bir yaným da burada kalmýþtý. Ustam, o burada demir parmaklýklar ardýnda özgürlüðünden mahrum kimsesiz kalmýþtý.

    Þehir merkezine geliþimin ardýndan Mineye gideceðim için birkaç kilo meyve ve yiyecek aldýktan sonra, oðlana da iyisinden biraz çikolata aldým. Hediye vermeyi çok severdim.

    Ýkindi vaktini geçe Mine’nin evinin önündeydim. Bahçe kapýsýný açýp içeri girerken yoldan geçen iki kadýnýn bana anlamlý gözlerle bakýþlarýný fark etmiþtim. Rahatsýz olmakla beraber artýk bu evin bir parçasý olduðumu kabul etmeye baþlamýþtým. Ne olacaksa olmalý diye düþündüm.

    Bahçeye girdiðimde evin önünde oynayan Ýsmail beni görünce:

--- Hikmet Abi geldi, anne!

Diye seslenerek eve koþtu, demek ki annesi evdeydi. Ben bahçedeki tahta oturaða otururken elimdekileri masaya býrakýp arkama yaslandým. Bahçe çok güzel kokuyor, rengarenk çiçekler açmýþ güzellikleri ortaya saçýlmýþtý. Ev bakýmlý ve duvarlarý boyalýydý. Titiz bir kadýn diye düþündüm, hem de akýllý. Evinde erkek olmamasýna raðmen tek baþýna burada yaþadýðýna göre korkusuzdu da. Mine’nin benimle ilgili düþüncelerinin ne olduðunu tam olarak bilmiyordum, henüz böyle þeyler konuþmamýþtýk, aslýnda benim bu konulara ait bir düþüncem de yoktu. Bir kadýnla devamlý yaþamak, evlilik gibi þeyler nasýl oluyordu acaba. Sürekli olarak burada yaþayabilir miydim? Memlekette pek de bekleyenim yoktu ama nede olmasa yabancý yerdeydim. Mine ile bir geleceðim olacaksa nasýl olacaktý, bu þekilde bir beraberliðin sonu nereye kadar sürerdi? Böyle düþünceler benim için çok erkendi ama iþinde tam ortasýndaydým.

---Hoþ geldin Hikmet.