Başbakan’a Açık Mektup

 
Sayın Başbakanım;

Ülkeyi yönetmekte olduğunuz 10 yılda; Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten beri yapılamayanları başardınız. En önemlisi derin devlet gerçeğini ortaya çıkararak ekonomik gelişmelerin, teknolojik gelişmelerin,insan hak ve hürriyetlerinin, insanlık onurunun , faili meçhul olayların durdurulması ve aydınlatılması gibi önemli işler başardınız. Bu yaptıklarınızdan dolayı halktan büyük destek alarak her seçimde oylarınızı artırarak tarihteki yerinizi aldınız. Barış sürecini büyük yüreklilikle başlatarak halkın huzur ve barış içinde kardeşçe yaşadıkları hissi verdiniz. Bu sürecin sağlıklı sonuçlanması Türk-Kürt kardeşliğinin eşitlik ilkesi çerçevesinde perçinleştirecek, ayrıştırıcı güçlerin oyunlarını boşa çıkaracaktır. Reyhanlı saldırısı barış sürecini ,halkın huzur ve güvenini bozma girişimidir.Bu olayı kınıyor,halkımızın sağ duyulu olmasını bekliyor, şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet,yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.


Sayın Başbakanım;


Bunlar gibi yüzlerce yaptığınız ve yapacağınız olumlu icraatları saymayı kalemle bitiremeyeceğimi biliyor , başarılarınızı halkın yakından izlediklerini ve desteklerini esirgemediklerini görmekteyim.


2011 genel seçimlerinde halkımızın beklentilerini, isteklerini ve sıkıntılarını çözmeye katkı sağlamak için partinizden millet vekilli aday adayı oldum. Adaylık kısmet olmadı; ama halkımıza hizmet etme aşkı sönmeden devam ettiğini söylemek isterim. Adaylığım sürecinde halkımızla içe oldum, olmaya da devam etmekteyim. Kalemim tüm yüreklilikle halkımızın yanında olup doğruları aktarmaya devam edecektir.


Adaylık döneminden bu güne, bana aktarılan bazı sıkıntıların çözüldüğünü ancak bazı sıkıntıların hala devam ettiğini siz değerli büyüklerime iletmek istedim. Bu sorunların çözümüne bir nebze katkı sağlayacağını arzu ettiğimden, affınıza sığınarak, sorunlara ancak sizin el attığınızda çözüme kavuşacağından size arz etmek istedim.


Halkımızın, memurumuzun çözüm beklentileri;


1-Anayasa; demokratik uluslar arası sözleşmeler, evrensel hukuk dikkatte alınarak hazırlanmalı, tüm vatandaşların eşit birey olduğu hissi geliştirerek, herkese eğitim hakkı, düşündüğünü ifade etme ve yayma hakkı, dini inançlarını yaşama ve ibadetlerini yapma hakkı, inancı gereği gibi görev yapma hakkı verilerek düzenlenmelidir.


2-Şimdiye kadar çıkarılan kanun, tüzük ve yönetmelikler de yenilenmeli, uluslar arası sözleşmeler dikkate alınarak yeni anayasa çerçevesinde düzenlenmelidir. Ancak çıkarılacak kanun, tüzük ve yönetmeliklerdeki kazanılmış haklar korunmalıdır.


3-Memurların özlük hakları, memur –amir ilişkileri düzeltilmelidir. Memurların,’ amirlerinin kölesi olduğu, ne derse yap’ anlayışı kaldırılmalıdır. Çalışanla çalışmayan ayrımı yapılmalı, ‘hak eden önde olmalı’ anlayışı hakim kılınmalıdır.


4-Öğretmenlerin ve yöneticilerin özlük hakları düzeltilmeli, idarecilerin hizmet sınıfı ayrılmalı, az maaş alan meslek sınıfından çıkarılmalı, hak ettiği en üst ücret verilmeli, kısa yoldan meslek sahibi olmak yerine özenilen itibarı en büyük meslek sınıfına alınmalı, bazı meslektekiler (polis, asker… gibi) kendine özgü hizmet birimi, teşkilat yapısı ve kendisine ait mevzuat oluşturulmalıdır. MEB, yeni izin yönergesindeki öğretmenlere verilen 10 günlük mazeret izinleri tekrar müdürlere iade edilmelidir. Taltif yetkisi (başarı belgesi...)öğretmenleri en iyi tanıyan müdürlere verilmeli, art niyetliler çıkarsa cezası ağır olmalıdır.


5-Tüm memur(İmam, MEB memuru ve diğer memurlar) ve işçilere adaletli hizmet puanı esas alan amir muvaffakiyetine bağlı olmayan atama sistemine kavuşturulmalı.


6-MEB’teki tüm idareci atamalarında liyakat esas alınmalı, sınav esası getirilmeli; sözlü sınav, kayırmacılığın önünü açacağından kesinlikle olmamalıdır. Sınavdan sonra yazışma kuraları, liderlik, okul yönetimi, farklılıkların yönetimi, öğretmen ve öğrenci psikolojisini anlama ve yönetme, yönetim stratejisi, çatışmaları yönetme….. vb . eğitimlerinden geçtikten sonra yönetici olarak atanmalıdır.


7-MEB’te küçük okullar projesi başlatılmalı; geniş bahçesi, geniş oyun alanı olmalıdır. idareciler ve öğretmenlerin birbirini tanıyan, birbirine güvenen, birbirlerinin ve öğrencilerin sıkıntılarına ortak olan bireyler olmaları için olanak sağlanmalıdır. Özerk okullar, kendi kendini yöneten okullar hayatta geçilmelidir. Tüm giderlerini karşılayacak bütçe, MEB tarafından gönderilmelidir.


8-Tüm memurlara yılda en az bir defa tatil yapabilmeleri, gezme-eğlenme , dinlenme ve yerinde öğrenmelerini sağlamak için tatil(seyahat) ödeneği verilmelidir.


9-Tüm eğitimcilere yüksek lisans ve doktora için destek primi verilerek mesleğinde yenilenmeleri ve uzmanlaşmalarına fırsat verilmelidir. Doktora için sorumlu tutulan dil sınavı kaldırılmalıdır. Ayrıca yüksek lisans ve doktora yapmış kişilere en az % 25 maaş ve ek dersine fark verilmelidir. Yönetici atamalarında verilen puanların % 20’si değil, tüm puanlar eklenmelidir.


10- Öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarından uzman öğretmenlik sınavı yeniden açılmalıdır. Uzman öğretmenlik yapanlar sadece ek para alan değil, stajyer öğretmenleri yetiştiren, mesleğine adaptasyonu sağlayan, seminer verebilen, diğer öğretmenlere de rehberlik yapan, derse girme yerine ders işleyişini izleyen, ders verimini takip ve kontrol eden uzmanlık dalı haline getirilmelidir.


11-Okullarda denetmenlerce yapılan teftiş sistemi kaldırılmalıdır. Bu denetim sistemi, okullarda aynı yetkiye sahip okul müdürlerini yetkisizleştirilmektedir. Öğretmen, ikilemde kalmakta, okul müdüründen çok denetmenlere göre davranmaktadır. Okullarda denetmenlerce yapılan teftiş bittiğinde, eğitimcileri ‘her şey bitti’ psikolojisine sokmaktadır. Bu da eğitim-öğretimi olumsuz etkilemektedir. Sicillerin kaldırılmasına rağmen hala eğitimcileri notla değerlendirmek, eğitim-öğretime olumsuz yansımaktadır. İl ve ilçelerde denetmenler bürosu kurulmalı, öğretmen ve idarecilere isteğe bağlı rehberlik kurumları haline dönüştürülmelidir.


12-Birleştirilmiş sınıf uygulamalarına son verilmeli; birkaç sınıfın bir arada okuması ,öğretmen ve sınıf eksikliğinden kaynaklanan birleştirilmiş sınıf uygulamaları eğitim-öğretimimizin geri kalmasının en büyük sebeplerin başında yer almaktadır. Öğrenci sayısı(10 öğrenci ) dikkatte alınmadan taşıma merkezlerine, kış şartlarından dolayı taşınamayan öğrencileri YİBO’lara , YİBO’ların olmadığı yerlerde (tüm ihiyaçları karşılanacak şekilde) yurtlar yapılarak il ve ilçedeki okullara verilmelidir.


Sorunların çözülmesi dileğiyle,saygılarımı sunarım.


Tevfik KARDAŞ


Eğitimci /Yazar

( Başbakana Açık Mektup başlıklı yazı Tevfik KARDAŞ tarafından 14.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.