Bir çok yazar dostumuzun yazılarında bahsetmiş olduğu aile içi uyumsuzlukların nereden kaynaklandığına dair bir sürü yazılar okuduk. Çok değerli psikolog yazar arkadaşların yazmış olduğu kitapları okuduk. Konu hakkında yapılan araştırmaları değişik yerlerden öğrendik.
 
Benim bu konuda çok tuhafıma giden ince bir nokta var. Bu ince noktayı anne olan kişilerin bilmesi daha iyi olacak kanısındayım. Sorunların değişik boyutları var. Genele vurduğumuzda en büyük sorunun eğitim olduğu, daha sonra maddi durum orataya çıkmaktadır. Bu her iki sıralamayı en çok karıştıran ise annelerin çocuklarına karşı yapmış olduğu davranışlardan çıktığını söylüyorlar.
 
Bu konuyu derinlemesine araştırmak istedim. Bir psikologla yetinmeyip, bildiğim tanıdığım psikologlar, sosyologlar, rehber öğretmenler, toplumu yakından tanıyan eski öğretmenlerle yapmış olduğum mahabbetlerden hemen hemen hep aynı cevabı aldım.
 
Annelerin davranışlarını incelediğimizde bir sürü sorunların ortaya çıktığı, bu sorunların başında annenin yavrusuna olan aşırı bağımlılıktan kaynaklandığıdır. Kısacası kendi istekleri doğrultusunda kendinin bilmiş ve öğrenmiş olduğu doğruların aynen yavrusunda görmek istemesi arsuzu.
 
Buradan ortaya ne çıkıyor. Her ana yavrusunun iyi olmasını ister. Bu isteklerin aşırıya çıkarttığımız da olumsuz sonuçlar ortaya çıkıyor. Kız çocukların daha fazla etkilendiği de ortaya çıkmaktadır. Hani derler ya kız çocukları babaları daha çok sever diye. Millet söyleye dursun, bunun asıl sebebi nedir.
 
Bir Psikolog arkadaşımın anlattıklarını aynen aktarıyorum. Kız çocukları annelerinin suratlarını daha çok gördüğü, her türlü konuda annesiyle tartışıp konuştuğu için anneleri ile daha çabuk ters durumlara düştüğü, baba eve akşam gelir, babadan bir istekte bulunur, baba hiç düşünmeden genelde olur cevabı verdiğinden babaya daha yakın olma durumu ortaya çıkmaktadır.
 
Bu her iki duruma ilk baktığımızda herkes annenin yapmış olduğu davranışı doğru olduğunu, babanın yapmış olduğu davranışı anneye oranla daha yalnış olduğunu söylüyormuş. Yani ilk bildiğimizin doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Aslında her ikisinin de eksik tarafı vardır.
 
Gelelim bu işin asıl sorununa. Anne ve babaların yapılarında olan bu davranış biçimlerin yaradılış özelliği olarak doğal bir durum olduğu, ne kadar eğitimli olursanız olalım bir annenin yavrusu hakkında yapamayacağı çılgınlık yoktur. Onun için önce anneler ölüme atlar. Yapı insanların yapısından kaynaklanıyor. Bu durumun böyle olduğunu bilen insanlar, dini bütün ve kendisini eğiten insanlar arasında bu olgunun çok değiştiği de ortada.
 
Doğru iş yapayım derken kötülük yaptığımızın farkında olamamak. Ya da yapmış olduğumuz yalnış hareketlerin aslında doğru sonuçlar ortaya çıkardığını bilmemek.
 
Bu olayı anladıktan sonra size bir örnek vermek istiyorum. Polis kaynaklarında son yıllarda artış gösteren çocuk mağdurların şikayetlerinin artması, şikayet sonucu yapılan işlemlerde anne veya babaya verilen yüklü miktarda ki para veya hapis cezalarının yüksek oluşu, o aileyi birbirinden tamamen kopardığını gözlemledik.
 
İnsanlık adına yapılan şikayet konusu doğru. Yapılan eylem yalnış. Ama sonuç ta yıkım daha fazla. Şimdi gel bu işin doğru tarafını bulun. Bir kız çocuğu ile yaptığım konuşmayı aktarayım.
 
--Polis amca ben babamdan şikayetçiyim
--Neden yavrum
--Suratıma tokat vurdu
--Neden
--Bana sormadan ayakkabı almış, ben ayakkabıyı beğenmedim
--Niye beğenmedin
--İstediğim marka değil de ondan
--Bundan dolayı çocuk döğülmez, gel sen bu işin aslını anlat
--Başka neden yok.
--Peki kızım senin baban ne iş yapıyor
--Halde kabzımallık yapıyor
--Kaç para aylığı var
--Bilmiyorum ama yetmiyor
--Kaç kardeşsiniz
--Üç kardeşiz
--İçlerinde evli, çalışan var mı
--Yok
--Yani toplam beş kişisiniz
--Peki yavrum baban bu ayakkabıyı alacak parayı bulamazsa ne olacaktı
--Bulacak
 
Bu konuşmalardan ne anlaşılıyor. Çocuklar evin maddi ve manevi durumunu bilmiyor. Anne ve baba tarafından öğretilmemiş. Bu çocuk çevresine hava atmak sevdasına markalı ayakkabı istiyor. Bu çocuk neden bu duruma gelir hiç düşündünüz mü ? Yine anne ve babanın hatası. Anne ve babalar çocuklarımızla insan gibi oturup konuşmuyoruz. Çocuklarımızı her türlü şartlara hazır olması için hazırlayamıyoruz. Aile içinde ki bu iletişim kopukluğundan meydana gelen durum.
 
Kanunda çocukları ve kadınları korumak amacıyla yeni çıkartılan maddeler var. Peki bizim Türk toplumunun maddi yapısının baba üzerine kurulu bu düzende bu kanun ne kadar yararlı hiç düşünülmediği ortaya çıkmıştır. Aslında çıkartılan yasa mükemmel. Ama doğru olan topluma mükemmel. Doğru olmayan topluma ise yıkımdır.
 
Çok üzülerek söylüyorum. Yapılan bu tespitleri ne olursunuz bütün anne ve baba olanlar okusun ve evde çocuklarınız ile arkadaş olun. Ufak tefek meselelerden dolayı birbirinizi şikayet etmeyin. Yasalar haddinden fazla aleyhinize. Yani kaş yapayım derken göz çıkarmayın. Anneler burada size daha çok iş düşüyor. Sizlerin yüreğinizi biz biliyoruz ama çocuklar öyle algılamıyor. Biraz daha sabırlı ve güler yüzlü olmaya çalışalım.
 
26.10.2010 
         
( 343- Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarmak başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 26.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.