Biz olmalıydık kelimesi son zamanlarda adamakıllı yüreğime oturdu. Malum dünya kupası maçlarını seyrediyoruz. İnanın maçlar başlar başlamaz bizim milli takım bu takımların çoğunu yenerdi cümlesi çok kişinin dilinde dolaşmaya başladı. Hakikaten de doğru. Bir de Alman milli takımında oynayan Türk asıllı Mesut diye bir genç iyi futboluyla mest etti. 
 
Fazla ileriye gitmeye gerek yok. Bizim milli takım nasıl olurda bu dünya kupasına katılamaz ? Burada hiç kimseyi yargılamak veya yapılan yanlışlıkları milletin yüzüne vurmak değil amacımız. Bu işin sorumlularına nasıl BİZ olunur cümlesini kendilerine defalarca sorsunlar ve cevabını da gözleriyle gördüklerinden anlasınlar.
 
Herkes çok iyi biliyor ki Fatih TERİM Türk milleti için çok değerli topyekün bir spor adamı. Sanırım bu yazdıklarımı okumuş olsaydı nasıl hata yaptığını anlardı. Milli takım seçilirken yapılan yanlışlıklar nelerdi ? Ya da milli takım içinde olan bazı tatsız olaylar nasıl es geçiştirildi ? Ya da başka bir soru daha yönelteyim. Disiplini elinden kaçırdın mı bir daha tutamayacağını, takım içinde BEN değil de BİZ olmayı unutursan milli takımın başına bu tür sonuç gelir.
 
Şimdi de herkesin dilinde "Ah be hocam gerçekten bizi boşuna yakmışsın" "Bizim ne değerli insanlarımız varmış ta bilememişiz" gibi sözler duymaya başlamazdık. Yine de olsun diyelim. Diyelim ama bundan ders çıkartmamız lazım değil mi ? 
 
Şimdi milli takımın başında ki yöneticilere sesleniyorum. Kesinlikle sağlam olmayan kişileri, takımlarında yedek kalmışları milli takıma çağırmayın. Takım içinde büyüğünü, küçüğünü tanımayan, ukala hareketler yapan, ağzından küfür çıkan kişileri milli takıma almayın. Bu tür insanların bulunduğu yerde hiç bir zaman BİZ olamayız.
 
İş milli olunca genel düşünmek zorundasın. Ben bu işin patronuyum, benim dediğim olacak derseniz bu iş olmaz.
 
Ortada olan gerçeklerden bir kaç örnek vereyim. Fatih Tekke oynamış olduğu takımda Avrupa şampiyonluğunu kazanıyor. Bir de üstelik şampiyonlukta başarısı çok fazla ama milli takıma alınmıyor. Gökhan ZAN sakat olduğundan kendi takımına giremiyor milli takımda. Öbür taraftan Gökdeniz Karadeniz oynamış olduğu takımda başarılı oluyor. Hele Barcelona maçında oynadığı futbol ve attığı gol.
 
Vallahi BİZ çok biliyoruz demeden edemeyeceğim. Yıldıray BAŞTÜRK ona keza. Sırf milli takımın ahengi bozulmasın diye yaşanan olayları anlatmayacak kadar gururlu insan tablosu bir kenarda. Diğer tarafta ağzı küfürden geçilmeyen kişi milli takımın gözbebeği. Biz de zamanında futbol oynadık. Futbolcu psikolojisini çok iyi bilirim.
 
Hele bir de eğitim almamış kişi ise vay haline. Tut tutabilirsen elinde. Statlarımızda ki seyirci kültürümüz de çok güzel maşallah. Yani anlayacağınız küfürün olmadığı yer yok. Böyle bir ortamda yetişen insanların psikolojisini düşünebiliyormusunuz.
 
O zaman ne yapmalıydık. Milli takım değince her şeyi düşüneceksin. O takımın her türlü ortamını en yüksek ve kaliteli olmasını istiyorsak. Önce her futbolcunun eğitimini ön plana alacaksın. İki kere iki dört eder gibi küfür eden kadro dışı kalacak bir daha milli takıma alınmayacak. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ne cevherler bulunur merak etmeyin. Birazcık araştırma yapın da görün. Burnunuzun dikine gitmeyin.
 
Bundan sonra da söylenecek söylenecek söz kalmıyor tabii. Maçları seyrettikçe yüreğim cız ediyor. "Ah be hocam sen ne yaptın böyle" Ne var sanki çok bilmeseydik. O çocuğu milli takıma alsaydın. Elin Almanına kaptırdınız evladımızı. Hakikaten biz çok biliyoruz.
 
03.07.2010   
( 260 Biz Çok Biliyormuşuz başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 3.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.