~ her şey daha güzel yarınlar için ~

Hızla akıp giden bir zaman dilimi içerisinde yaşıyoruz. Etrafımızda olan bitene bazen dikkat bile etmediğimiz oluyor. Dünyevi işler arasında daha çok kazanma hırsı bazen bizdeki insanî değerlerin körelmesine de sebebiyet verebiliyor. Şu anda baharı yaşıyoruz ama baharın farkında olmayan bir o kadar insan var ki…

Bu akıp giden zaman kavramı içine bir de sıkışmış hayatlar var. Hangi birini irdeleseniz içinde ne acıklı yaşanmış hikâyeler çıkabilir. Çünkü hiçbir zaman zirveye ellerimiz cebimizde çıkmamız söz konusu değildir. Başarıya ulaşabilmek için daima bedel ödenmesi şarttır. Alın teri olmadan çıkılan zirveden de aynı hızla düşmek kaçınılmazdır. Dolayısıyla hayat kavramını iyi irdelemek ve anlamaya çalışmak zorundayız. Ülkemizde özel eğitim okulları çok fazla bilinmiyor. Genel olarak edindiğim intiba şu, birimizin veya çevremizdeki birinin başına gelmedikçe bunları bilmiyoruz. Tabii bu biraz normal karşılanmakla birlikte araştırılması gerekiyor. İlgisiz kalmamak ve bu okullardaki eğitimi araştırmak; zaman zaman çeşitli üniversite öğrencilerinin, lise öğrencilerinin, sivil toplum kuruluşlarının yapacağı faaliyetlerle bu okulları gezerek bilgi almak ve bu okulların varlığından diğer insanların haberdar olmalarını sağlamak mümkündür. Bütün bunlar insanımızda bir sempatiyi oluşturacak ve daha duyarlı olmalarına temel teşkil edecektir diye umut ediyorum.

Özel eğitim okulları bir sosyal sorumluluktur. Çünkü oradaki öğrencilerin ailelerine bir nevi katkı sunmaktadır. Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde gerçekleştirilen Eğitim Her Engeli Aşar projesini de burada anmak gerekiyor. Bu proje vesilesiyle kapalı kapılar ardında duran ve dışarı çıkarılmaya utanılan nice engelli kardeşimiz güneş yüzü görmeye başladı, gülmeye başladı. Dolayısıyla bunları görmezden gelmek, insanî değerlerin köreldiğine işarettir. Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde gerçekleştirilen Eğitim Her Engeli Aşar projesi 2012 yılında üçüncü yılının kutlama törenini İstanbul’da gerçekleştirdi. Törene gitme imkânım olmadı ama Cumhurbaşkanlığı sitesinden bu töreni izledim. Herkesin bu videoları izlemelerini tavsiye ederim. http://www.tccb.gov.tr/egitimherengeliasar/2012 sitesinden bu videoları izleyebilirsiniz. Orada Zekeriye Ünal diye şirin bir kardeşimiz var. Bir kurumda bilgi işlem sorumlusu olarak görev yapıyormuş. Boyu 50 cm. Ama yaptığı iş dünyaya bedel… Hayalleri bir kalıba sığdıramazsınız, düşünceleri bir yerde bastıramazsınız; neticede bunlar dünyaya yayılır gerçek olur, gurur kaynağı olur. Ümran Köksal diye bir hanımefendi duymayan, konuşamayan ve görmeyen eşiyle el kol yordamıyla anlaşıyormuş. Bunların hepsini kendisinden dinlemenizi ve mutlaka bu sitedeki videoları izlemenizi dilerim.

Dünyaya geldiğimizde önümüzde duran koca ömür, altmış-altmış beş yaşlarına gelip geriye baktığımızda bir hiç olarak gözümüze görünebilir. Kimileri gerçekten bu ömrü bir hiç olarak geçirir, kimileriyse ardında eserler bırakarak hayat yolculuğunu tamamlar. Hasbi sevginin hiçbir maddi imkânla elde edilemeyeceğini bilenler, görenler daha bugünden bir şeyler yapabilmek için kollarını sıvamış durumdalar. Bunları göremeyenler ise sadece acınacak durumdalar. Hasbi sevgiyi anlamak ve gereğini yerine getirmek de çok önemli. İnsan doğası gereği yapmacıkları sevmez. O yüzden gösteriş amaçlı “sevgi”lerden mutlaka uzak durmak gerekir. Çünkü bu her iki tarafı da zarar verecektir.

Eğitim Her Engeli Aşar projesiyle birçok insan aslında engelli kardeşlerimize imkân verilmesi durumunda neler başarabileceğini bir nebze görmüş oldu. Yine bu törende paylaşılan bir kitapçıkla engelli kardeşlerimizin neler yaptığı somut olarak da gözler önüne serildi. Engelli kardeşlerimiz çeşitli sebeplerle bazı hayati fonksiyonlarını kaybetmiş olabilirler ama hayat hakkını kaybetmediler, dolayısıyla her yaşayan canlının bir şeyler yapma umudu her daim vardır. İmkânsızlıklar girdabında boğulan milyonlarca sağlıklı insan varken hangisinin umutsuz vaka olduğuna vicdan karar verecektir. İnsanlara artık farklı şeyler söyleyerek buna dikkat çekmek gerekiyor ve biraz da keskin bir şekilde ifade ederek hayatımızın tamamen gerçeği olan bu konuya dikkat çekmek durumundayım.

Sosyal paylaşım sitelerinde görüyoruz; çeşitli kaldırımlara, engelli kardeşlerimizin geçeceği rampalara arabalarını park edenler; alışveriş merkezlerinde ve çeşitli kurum kuruluşlarda engelli arabaları için ayrılan bölüme arabalarını park edenler, kaldırımları görme engelliler için hazırlarken o taşların direğin üstünden geçtiğini göremeyen(!) ve anlayamayan(!) mühendislerimize, insanlarımıza söyleyecek söz bulamıyorum. Biraz önce bahsettiğim hasbi sevgi işte burada kendini gösteriyor. Yapılacak işler göstermelik olmamalı, yapılan işler gerçekten bir amaca hizmet etmiyorsa anlamı yoktur. Bunlar bazen dile getirilmez; utanılır, sıkılır insan… Neden utanılır biliyor musunuz? Belli bir yaşa gelmiş insanların engelli arabaları için ayrılmış bölüme araba konulmaması gerektiğini biliyor olması gerektiği için! Yine sosyal paylaşım sitelerinde rastladığım ve hemen hemen herkesin bildiği bir diyalogu da aklımda kaldığı kadar paylaşayım:

Yolda görme engelli birinin elinde fenerle geçtiğini gören adam:
- Sen zaten görmüyorsun, feneri ne yapacaksın?
- Senin gibi görmeyenler bana çarpmasın diye!

Belli bir yaşa gelmiş insanların sempati ve empati konusunda kemale ermiş olmaları gerekiyor. Eğer burada noksanlıklar varsa eğitim sistemimizin değerler kısmına çok dikkat etmek gerekiyor. Her daim aklıselim ve empati yeteneği kuvvetli insanlar için bunu yapmak zorundayız. Hayat denilen bu hızlı zaman diliminde biraz durup düşünmek için kendimize izin vermemiz gerektiğini unutmamak lazım. Eğer durup düşünmezsek kullandığımız aracın freni patlayabilir ve sonumuz feci olabilir. Suni engellerin her geçen gün hızlı bir şekilde azalması ve tamamen kalkması dileğiyle…

Not: Bu yazı Genç Öğrenci Mayıs sayısında, www.sanatalemi.net sitesinde, Turgut Özel Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezinin (Okulu) yıllık dergisinde ve çeşitli sitelerde yayımlanmıştır.
( Hayat Sen Nesin başlıklı yazı Erol AFŞİN tarafından 16.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.