Takvimlerimiz iki binli yıla girmesiyle birlikte bilgisayar teknolojisine ilgi hızla arttı. O zamanlar bilgisayar okuryazarı kısıtlıyken bugün üç dört yaşındaki çocuk bilgisayarı açabiliyor, internetten ya da bilgisayarda yüklü olan bir oyunu oynayabiliyor ve bilgisayarını kapatabiliyor. Bir zamanlar sırf klavye ve fare kullanımının öğretilmesi varken bugün çok erken yaşlarda yeni nesil bu yetiyi kazanarak okullarına başlamış oluyorlar.

İnternet dünyasının yaşamımıza birçok yenilik kattığı bir gerçek… Devletin de e-devlet uygulamaları vesilesiyle birçok hizmete ulaşmak mümkün… Yıllar önce ÖSYM’nin yaptığı sınavlarda form çileleri, bu formları doldurmak ilgili yerlere götürme ve saatlerce bekleme çileleri vardı. İnternet teknolojisiyle birlikte bunlar kısmen kalktı. Tercihleri herhangi bir yere gitmeden bilgisayarımızdan yapar duruma geldik. Bunlar çok önemli ve zamandan kazandıran yenilikler oldu. Tabii bütün bunların yanında her şey dört dörtlük değil, internetin getirdiği bazı sıkıntılar da var. İşlerimizin sürekli internette olmasından dolayı internet bağımlılığı diye bir tabir çıktı. Sürekli internette olup çevremizdeki arkadaşlarımızı, eşimizi, çocuklarımızı ihmal ettiğimiz anlar oluyor ki bu da internet bağımlılığının kötü bir dezavantajı! O yüzden bunlara dikkat ederek teknolojinin nimetlerinden faydalanmak gerekiyor.

İnternet teknolojisi vesilesiyle taşrada edebiyat kavramı bundan böyle sadece lügatlerde yerini bulacak diye düşünüyorum. Çünkü İstanbul merkezinde çıkan bir dergiyi Anadolu’nun her yerinde yönlendirmek mümkün… Taşrada edebiyat konusuna dergi tanıtımlarına devam ettiğim yazıda değineceğim.

Şunu çok iyi anlamak gerekiyor artık yayınevlerinin de sanal âleme taşınması lazım. Hangi tür kitaplarının olduğu ve tüm kitaplarının yer aldığı bir sitelerinin olması şart. Çünkü yayın sayısı çok fazla olduğundan dolayı kitapçılarımızın bütün yayınları getirip raflarda bulundurması mümkün değil. Bundan dolayı okurun da araştırarak seçici olma zorunluluğu doğuyor. İnternet kitap satış sitelerinde kitaplar hakkında kısa kısa bilgiler olsa bile yayınevinin kendi sitesindeki daha geniş bilgiler okura daha fazla bilgi verebiliyor. Bunların yanında kitaptan belli bir sayfayı e-kitap formatında vererek okuyucunun daha fazla dikkatinin çekmesi sağlanabilir. Bazı kitap satış sitelerinde bu uygulamalar mevcut fakat bütün kitaplar için yapılmamış. Yayınevi sitelerinde o bu bilgilerin ve paylaşımların olmasının önemli olduğu kanaatindeyim.

Bir de e-kitap konusu var. E-kitap konusunun matbu kitap yerini tutamayacağını düşünsem de bazı gerçekleri görmekte fayda var. Öncelikle roman, öykü, hikâye, gelişim kitapları gibi eserlerin e-kitap olarak yayımlanmasını normal karşılarım. Yeni nesil teknolojiye yatkın olduğundan e-kitap okuyucuları ile bunları okumasını da normal karşılarım. Ancak araştırma, tarih ve edebiyat tarihi gibi inceleme gerektiren eserlerin de matbu halde yayımlanmasına devam etmek gerek. Anadolu Üniversitesi üç yıl içerisinde matbu kitaba son vererek e-kitap uygulamasına geçeceğini haber verdi. Ders kitapları açısından önemli bir karar. Çünkü milyonlarca ders kitabı basılıyor bu da yeşil dünyamıza kıyım anlamına geliyor. Tabii bu çok ince bir konu ve yanlış anlamaya müsait. Hangi kitaplarımızın e-kitap, hangi kitaplarımızın matbu olması gerektiğini iyi belirlemek gerekiyor. Neticede okuma eylemini en iyi şekilde sağlamak ve yaşadığımız dünyanın da güzelleşmesi için çaba harcamamız gerekiyor. Şahsen görüşüm, yazılarımı matbu bir dergide görmek onu elime almak ve göz gezdirmek daha güzel bir duygu. Bunları kullanmakla birlikte daha fazla okura ulaşacaksak e-kitap nimetlerinden de faydalanmak gerektiğini düşünüyorum.

Diğer bir husus, devlet dairelerinin internet teknolojisiyle tam olarak adapte olmaması... Bir şeyi bilmek onu tam anlamıyla anladığımız sonucunu doğurmaz. Sadece devlet daireleri değil, özel sektörlerin de internet iletişimine önem vermesi gerekiyor. Yaptıkları etkinliklerini sitelerine taşıması ve insanların bundan haberdar olması sağlanabilir. Mesela şu sıralar birçok belediyemiz, valiliğimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız çeşitli güzel eserler yayımlıyorlar ve bunları kendi sitelerinde çoğunlukla maalesef göremiyorum. Oysa sağlıklı bir bilgiye ulaşabilmek için ilgili yerin sitesini arıyorum tarıyorum ama bilgi yok. Bu durumda araştırmaya harcadığımız zaman gitgide artıyor. Bu yüzden kurumlarımız ve kuruluşlarımız yayımladıkları kitaplar hakkında sitlerine bilgi eklerlerse biz kitapseverleri ihya etmiş olurlar.

Kitapları bulmak eskiye nazaran daha kolay, bilgiye ulaşmak da hakeza öyle… Bu nimetlerden faydalanmak ve kendimizi geliştirmek durumundayız. Yukarıda saydığım konuları belki hepimiz biliyoruz ama bazen bir dürtü gerekir ya bir şeyi yapmak isteriz ama isteksiz davranırız, bu yazı da buna bahane olur ve belki bu projelerimizi hayata geçirmiş oluruz. Bu yazıyla bütün kurum ve kuruluşları bu konunun önemine binaen dürtmüş oluyorum ve gerçekleştirmek kendilerine kalıyor. Okumanın lezzetinde buluşmak dileğiyle…

Yaklaşan Kurban bayramınızı en içten dileklerimle tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünyada yaşanan sıkıntıların biterek dünya barışının geleceği günü temenni ederim.

( Günümüz Dünyasında Yayıncılık Ve İnternet başlıklı yazı Erol AFŞİN tarafından 20.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.