Değerli okurlar, bu köşemde edebiyat ve gelişim konularında yazılarım yayımlandı. Ancak bu defa hem beni yakinen ilgilendiren hem de toplumumuzda işitme engelli kardeşlerimizi ilgilendiren bir mağduriyeti dile getirerek, devlet büyüklerimize ulaşmayı amaçlıyorum. Bu yazıyı okuyanlar arasında devlet büyüklerimizden birini tanıyan olur da bu konuyu kendilerine tebliğ etmezlerse kul hakkına girdiklerini hatırlatmak isterim. Çünkü bu konu bir kişinin değil, on binlerce belki de yüz binlerce insanın sorunudur.

Bildiğiniz gibi toplumumuzun %10’luk bir kesimini engelli bireyler oluşturmaktadır. Bu engelli kardeşlerimizin çeşitli engelleri bulunmaktadır. Bu engeller, bizim yaşamamıza engel olmamasına rağmen, zaman zaman yapılan uygulamalar yaşamımıza engel olabilmektedir. Bu bakımdan bu konuyu gündeme taşımayı kendime görev addediyorum.

Ben işitme engelliyim. Sağ kulağımda işitme cihazı kullanıyorum. 1994 yılından bu yana işitme cihazı kullanan bir vatandaşım. Benim ve işitme engelli kardeşlerimizin sıkça karşılaştığı sorunlardan biri işitme cihazı alımı sorunudur. 1994 yılında ilk kez işitme cihazı aldığımda devletimiz bunun ücretini tamamen ödüyordu. 2002 yılında işitme cihazım tamamen bozulmuş ve yapılamayacak durumda idi. Sosyal Sigortalar Kurumu o zaman işitme cihazı vermiyordu ve ben öğrenciydim. Maddi durumumuzun yerinde olmamasından dolayı kendi imkânlarımızla da işitme cihazı alamıyorduk. Bir yardımsever aracılığı ile o zaman işitme cihazı almış ve kullanmıştım. İşitme engelliler için işitme cihazı, bir kulak gibidir, ayrılmaz bir parçasıdır. Cihazımız bozulduğu zaman bizim de moralimiz bozulur ve endişeye kapılırız. Özellikle sosyal hayatta aktif rol alan biriyse ve çocuk ise işitme cihazının önemi çok daha net anlaşılır. Eğer bu yardımsever o zaman bana cihaz almamış olsaydı, eğitimim aksayacak ve bugün bu köşede size yazamıyor olacaktım. Çünkü insan duydukça, konuştukça ve düşündükçe özgüvenini kazanır. Çok şükür bugün okulumu bitirerek memur oldum ve hayatımı böylece idame ettiriyorum. Ancak işitme cihazı alımındaki sorunların kaldırılmasının büyük önem arz ettiğini belirtmek isterim.

Bu konuyu Sayın Başbakanımıza iletebilirim umuduyla Başbakanlık İletişim Merkezine yazmama rağmen, “Mevcut mevzuata göre bir işlem yapılamamaktadır.” cevabıyla karşılaşmak bir vatandaş olarak beni üzmüştür. Çünkü sorunlar var ise çözüm devletin elindedir.

Bugün işitme cihazı için devletimizin yaptığı ödemeyle ilgili yasal düzenleme aşağıdaki gibidir:

25 Mart 2010 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27532 (Mükerrer)

7.3.7. İşitme cihazları

(1) Kurumca sadece analog ve dijital işitme cihazı bedelleri ödenir.

(8) İşitme cihazı bedelleri SUT eki EK-5/C Listesinde yer alan fiyatlar esas alınarak fatura tutarını aşmamak şartıyla ödenir.18 yaş altı çocuklar için EK-5/C Listesinde yer alan tutarlar %50 oranında artırılarak uygulanır.

(9) İşitme cihazı kalıp ve pil bedelleri ödenmez.

(10) İşitme cihazının yenilenme süresi 5(beş) yıldır. Bu süreden önce yenilenen işitme cihazı bedelleri Kurumca ödenmez.


EK-5/C

İşitme cihazı (analog)

Yenileme Süresi:5 Yıl

Fiyatı: 210,00 TL

 

İşitme cihazı (dijital)

Yenilme Süresi: 5 Yıl

Fiyatı: 420,00 TL


Ayrıca bu fiyatlar üzerinden de çalışandan %20 kesinti yapılmaktadır, şöyle ki %20 kesinti yapıldığında, analog işitme cihazı için 168,00 TL, dijital işitme cihazı için 336,00 TL ödenmektedir.

 

Yukarıda görüleceği üzere dijital işitme cihazı için net olarak 336,00 TL ödenmektedir. Piyasada 350,00 TL’lik cihazlar mevcuttur. Ancak bunlar kullanım itibariyle sağlıksız ve uzun ömürlü değillerdir. Hayatı daha iyi anlayabilmemiz için bir nevi köprü görevi kuran işitme cihazlarımızın kalitesiz olması, mevcut duyma oranımızın da düşmesine sebep olabilir. Ve bizim de böyle bir riske girme lüksümüz bulunmamaktadır. Devlet büyüklerimizin bu konuyu tam olarak bilmediklerinden dolayı bu hatanın devam ettiğini düşünüyorum. Zamanında bazı firmalar işitme cihazı üzerinden rant sağlamış olabilir. Basından takip ettiğimiz kadarıyla bu yönde haberler var. Ancak devletimiz bunları denetlemeye ve gereğini yapmaya kadîrdir.

Ayrıca işitme cihazı için belirlenmiş olan 5 yıl çok uzun bir süredir. Çünkü işitme cihazı neme karşı dayanıklı değildir, elektronik bir cihazdır. Dolayısıyla nemden etkilenir ve ne zaman bozulacağı belli değildir. Bu sürenin daha makul bir seviyede tutulması gerekmektedir. Piyasada bulunan işitme cihazları, duyma gücü kaybına göre çeşitlilik arz etmekte ve 1.000 TL ile 6.000 TL arasında çeşitlilik göstermektedir.

2007 yılında işitme cihazlarındaki bu ödeme sorunundan dolayı zamanında bir tabip odası başkanının söylediği sözleri aktarmak istiyorum:

“Tabip Odası Başkanı, KBB uzmanı Dr. Suat Kaptaner ise şunları söyledi:

YAPILAN YANLIŞ "Pahalı geldiği gerekçesiyle hastanın mağdur edilmesini, yeni fiyatlar belirleninceye kadar hizmet verilmemesini anlamak mümkün değil. Ne kadar geç verirsek tasarruf olur, düşüncesini de. İşitme cihazı sıradan bir cihaz değil. Özellikle erken teşhisle işitmeyen bebeklerin, çocukların normal hayata kavuşturulmasında çok önemli. Çünkü bu cihaza çocuk hasta ne kadar geç ulaşırsa konuşma kabiliyeti o ölçüde olumsuz etkilenir. Bu cihaz eğitim çağındaki çocuklar için de çok önemli, orta yaş ya da yaşlılarda da. Bu hastaların sosyal hayata katılmaları açısından bu cihazın önemi büyük. İşitmesi bu cihazlara bağlı olan, ama cihaz temin edilmediği için duymayan konuşamayan hastalarda sosyal, psikolojik sorunlara yol açması kaçınılmaz."

 

Kaynak:

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/egazetenews.aspx?id=7909216&tarih=2007-12-23


Yukarıda bahsedildiği üzere özellikle çocukların sesleri tanıma ve anlama dönemlerinde bundan mahrum kalmaları telafi edilemeyecek sonuçlar doğuracaktır. Sosyal hayatta aktif bir yaşam süren bireyin aynı şekilde işitme cihazını alamayarak hayatına devam etmesi, psikolojik olarak çökmesine ve mutsuz olmasına sebep olacaktır. Her insanın yaşaması için belli bir maddi imkâna ihtiyacı bulunmaktadır. Çalışan birey almış olduğu maaşını işitme cihazına verirse bu defa ekonomik sıkıntılar baş gösterecek ve sosyal, ailevi sorunların oluşmasına meydan verecektir. Şahsen ben kendim, cihazım bozulduğu zaman nasıl alırım diye kara kara düşünüyorum.

Sağlıktan yararlanmak için ödediğimiz primlerle devlet tarafından ücretsiz işitme cihazı verilmeli ve sorunsuz bir hayat sürdürmemize olanak verilmelidir. Bunu istemek, bir vatandaş olarak en doğal hakkımız diye düşünüyorum. Devlet büyüklerimizin bu konuyu hassasiyetle incelemesini ve gereğini yapmalarını önemle istirham ediyorum. Çünkü bu mesele sadece benim değil, on binlerce yüz binlerce işitme engelli kardeşimizin meselesidir. Tekrar rica ediyorum, bu yazıyı okuyan arkadaşlarımız arasında devlet büyüklerimizden birini tanıyan varsa lütfen bu konuyu kendilerine iletsinler. İşitme engellilerin böyle bir sorunu var, diğer engellilerin ne tür sorunları var bunların da araştırılması ve engellilerin önüne bir engel daha konulmamasını diliyor, bu düşüncelerle selamlarımı sunuyorum.

Erol AFŞİN

( İşitme Engellinin Çilesi başlıklı yazı Erol AFŞİN tarafından 30.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.