Bu yıl bahar kendini çok geç hissettiriyor. İnsanoğlunun sınır tanımaz tüketimi sonucu mevsimlerin de kafası karıştı. Yazlar aşırı sıcak, kışlar aşırı soğuk olur oldu. Baharlarımız ise kış ile bahar arasında gidip gelmeye başladı ve aniden yaza giriyoruz. Böylesine karışık bir mevsim içinde insanların aklı da karışabiliyor tabii…

Malatya Kitap Fuarının dördüncüsü 5 – 10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti. Malatya merkezde belediye binasının hemen arkasına kurulan devasa çadır içerisinde yüzlerce yayınevine, yüz binlerce kitaba ve yüz binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Eskiden kitap fuarları gözümüzde daha bir büyülü idi. Şimdi ise hemen hemen her ilde kitap fuarları oluyor. Zamanın hızla geçmesiyle birlikte ise fuarlar çabucak geliyor. Malatya Kitap Fuarının şu özelliği var ki katılım çok yüksek ve ziyaretçi sayısı da çok iyi. Malatya’da bir kitap şenliği atmosferi içinde geçen zamanın kıymetini bilmek gerek. Özellikle okullardan öğrenciler fuara akın ettiriliyor ve daha sonra bu çocuklar aileleriyle birlikte fuarı tekrar ziyaret ediyorlar, kitaplarını alıyorlar ve yazarlarıyla sohbet etme imkânı buluyorlar. Yıllar öncesinde kitaplarını okuduğumuz yazarlarla buluşmak çok büyük bir hayal idi. Ama artık kitap fuarları vesilesiyle bazı yazarlarımızı fuarda görmek, onlara kitaplarını imzalatmak ve sohbet etme imkânı bulmak mümkün. Yeni nesil bunu pek anlamayabilir ama eskiden böyle bir mahrumiyet vardı.

Lisede romanlarını okuduğum ve aynı zamanda bu köşede yazan değerli Ali Erkan Kavaklı ile tanışmamız da kitapları vesilesiyle olmuştur. Yıllar geçtikçe hasbihal ederek bir dostluk oluştu ve güzel bir muhabbet gelişti. Aynı şekilde sanatalemi.net sitesinin kurucularından Mehmet Nuri Yardım hocamız da edebiyatın gülen siması olarak bizi kitaplarıyla selamladı ve onunla tanışma şerefine nail olabildim. Değerli insanlara değerli olduğunu söylemek lazım… Marifet iltifata tabiidir derler. Mehmet Nuri Yardım hocamızın bu hizmeti vesilesiyle sanatalemi.net sitesinde yüzlerce yazar yazılarını, şiirlerini, makalelerini, hikâyelerini gönderiyor ve yüz binlere ulaşıyor. Bu site aracılığı ile edebiyat mahfilindeki haberlere erişebiliyoruz. Bu güzel sitenin ömrü bâki olsun…

Malatya Kitap Fuarında yazarlarımız çok iyi ağırlanıyor. Bu konuda Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Millî Eğitim Müdürlüğü hakikaten gereken önemi veriyor gözlemlediğim kadarıyla. Bir Malatyalı olarak fuarı çok beğeniyorum ve hemen hemen her gün ziyaret ediyorum. Yazar arkadaşlarımızla, dostlarımızla görüşüp hasbihal etmek, kitap kokusunu solumak ayrı bir heyecan.

Altı gün boyunca süren Malatya Kitap Fuarına yakın illerden okur ve yazarlar da geldi. Güzel bir karşılaşma ile Hüseyin Gök ve Duran Boz ile böyle görüşebildik. Ayrıca kadim dostum Selçuk Alkan hocam ile fuarın hemen hemen her günü görüşme fırsatını da yakaladım. Fuarda selamlaştığım diğer isimler ise şöyle, (alfabetik sırayla) Adem Özbay, Ali Haydar Haksal, Ali Özkanlı, Cemal Şakar, Cevat Akkanat, Fatih Duman, Güray Süngü, Hasan Aycın, Meryem Aybike Sinan, Metin Karabaşoğlu, Mürsel Gündoğdu, Osman Koca, Recep Garip, Semra Kandemir, Serhan Keserlioğlu, Sevda Kıdeyş, Şevket Başıbüyük, Ünsal Ünlü. Ayırca Erzincan’dan fuar için gelen kıymetli Vefa Lök ve eşiyle de fuarda yüz yüze görüşmüş olduk. Çok iyi insanlar. Allah mutluluklarını daim kılsın. Hayatı anlamak için bu iki güzel insana bakmak yeter. Aklıma gelen isimler böyle… Önümüzdeki yıllarda yapılacak olan Malatya Kitap Fuarının daha güzel olması dileğiyle. Burada bir talebi de eklemiş olayım kitap fuarının Cumartesi gününden başlayıp diğer Pazar gününe kadar devam etmesi konusunda hem okurların hem de yayıncıların talepleri var. Bunun da dikkate alınacağını ümit ederim.

Gelelim bahar ayında elime ulaşan dergilere… Baharda olmamıza rağmen henüz soğukların gitmediği şu günlerde hırka giymekte fayda var. Tam böyle düşünürken yeni filizlenmiş Hırka dergisinden bahsedelim. Hırka Edebiyat Kültür Sanat dergisi Mart Nisan sayısı ile 2. sayısına ulaşmış. İçerisinde şiirler, yazılar, hikâyeler, söyleşiler mevcut. Dergicilik malumunuz zor. Dergilerin basımı okura ulaştırılması gibi konular hala dergilerimizin sıkça karşılaştığı sorunlar arasında. Bundan dolayı bu sütunda zaman zaman dergilerimizden haberdar ederek dergi dostlarının en azından bir dergiye abone olarak bu gönüllü edebiyatseverlerin üzerindeki yüke ortak olmalarını diliyorum. İstanbul’dan Türkiye’ye merhaba diyen Hırka dergisinin genel yayın yönetmeni Ahmet Doğan. 63 sayfadan ibaret olan Hırka dergisinin ömrünün uzun olması dileğiyle.

Fosforlu Elma edebiyat ve sanat dergisi de yayın hayatına yeni başlayanlardan. Dergide şiirler, hikâyeler ve röportajları görmek mümkün. Renkli basım ile gözü yormuyor. Ayrıca Özel Lügat bölümünde ise İsmet Özel’in kullandığı bazı kelimelerin açıklamaları yapılmış, güzel bir bölüm olarak dikkatimi çekti. Fosforlu Elma dergisi ayrıca görme engelli kardeşlerimizi de düşünerek dergi sayfalarına karekod eklemiş. Yani karekodu okutarak o yazıların sesli hallerini dinleyebileceksiniz. Engelli kardeşlerimizin bu ihtiyacını da gözeten Fosforlu Elma dergisini şahsım adına tebrik ediyorum. Dilerim bu incelik artarak diğer dergilere sirayet eder. Fosforlu Elma dergisiyle ilgili ayrıntılı bilgi için www.fosforluelma.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Şehir ve Kültür dergisi Şehre Bahar Gelirken kapağı ile çıktı yeni sayısında… Şehrin sadece yapılardan ibaret olmadığı, şehrin bir kültürü, medeniyeti olması gerektiği ruhunu özümseyen ve insanlara bunu anlatmaya çalışan bir dergi… Şehirlerin kültürden kopmasıyla ortaya çarpık yapılaşma ve ruhsuz bir şehirleşme anlayışı çıkıyor maalesef. Oysa insanın fıtratına tamamen ters bir şey bu. Şehirlerimizin kültürel mirasa sahip çıkarak bunu geliştirip gelecek nesillere ulaştırabilme çabasını görmek isteriz. Mehmet Kâmil Berse’nin genel yayın yönetmenliğinde çıkan dergi 8. sayısı ile bizleri selamlamaya devam ediyor.

Türk Dili dergisi içeriğini zenginleştirdiği gibi birbirinden güzel kapaklarıyla da gönlümüzü ferahlatıyor. Türk Dil Kurumunca yayımlanan ve genelde abonelerine ulaşan dergide şiirler, öyküler, makaleler, söyleşi ve çizgiler bizi karşılıyor. İsmail Sert’in çizgileri düşündürüyor. Özellikle dergide takip ettiğim Prof. Hamza Zülfikâr Nisan sayısında “Yazımında Birleşemediğimiz Birkaç Kısaltma ve Terim” başlıklı önemli bir makale kaleme almış. Kısaltmalar noktasında ciddi sorunlar var herkes kendi kafasına göre tabiri caizse işine geldiği gibi kısaltmalar kullanarak bir kafa karışıklığına meydan veriyor. Derginin kapağında Edebiyat Ortamı dergisi editörü Mustafa Aydoğan ile yapılan söyleşi ise dikkatlerimizden kaçmıyor. Okunası bir sayı olduğunu belirteyim. Dergiyi matbu edinebilmek ve pdf halini okuyabilmek için www.tdk.gov.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ve bir kitaptan bahsedelim biraz… Ama dergilerden bahseden bir kitap. Cümle yayınları yayın hayatına yeni başlayanlardan… Ama güzel bir girizgâh ile ilk başta dokuz kitapla yayın hayatına girdi. Uzun soluklu olmasını dilerim. Türkiye Edebiyat Dergileri Atlası Selçuk Küpçük imzası ile Cümle yayınlarından çıktı. 1980 ve 2000’li yıllarda çıkan dergilerle söyleşi tarzında bir kitap ortaya çıkmış. Dergilerin çıkış hikâyeleri, karşılaştıkları sorunlar vs. gibi konularında değinildiği bu eser alanında önemli bir yeri dolduruyor. Kitapta kırk kadar dergiyle söyleşi yapılmış. Dergicilik üzerine araştırmaları olan arkadaşlarımızın özellikle istifade edebilecekleri bir eser olduğunu hatırlatayım. Cümle yayınlarının kitaplarına ulaşmak ve iletişim için www.cumleyayinlari.com adresini kullanabilirsiniz.

Leyleğin Kanadında üstad Yavuz Bülent Bâkiler’in yeni yayımlanan kitaplarından biri… Leyleğin kanadına takılarak diyardan diyara bir seyahatin adı bu... Kendi benliğimizi sorgulamanın, düşünmenin ve kendimize çeki düzen vermenin adı bu. Çünkü kitabın sayfalarını karıştırdıkça kendi benliğimize dair bazı konuları ne derece yanlış anladığımızı ve yanlış anlamakla kalmayıp yanlışta anlamsız ısrarımızın çarpıcı sonuçlarını göreceksiniz. Ve bu umarsız tutumumuz başta kendimiz olmak üzere mensubu olduğumuz Türk milletini ve İslam’a bakışı zedelemektedir. Güzel bir gezi kitabı eşliğinde nerelerde yanlışlar yaptığımızı görmek isterseniz Leyleğin Kanadına kendinizi bırakmanızı salık veririm. 

Kitabın Kimliği Edebiyat Ortamı dergisi editörü Mustafa Aydoğan’ın yeni kitabı. Kitap hakkında güzel denemelerin yer aldığı bu çalışmada özellikle “İlk Kitap: Ödül ya da Ceza” başlığı çok manidar geldi bana… Hatta zaman zaman bazı haberlerde mahkemelerce kitap okuma cezası gibi tabirleri de duyar olduk. Kitap konusu çok ciddi bir şey… Ve maalesef göz ardı ettiğimiz konular var. Öyle ki bütün kitapları boş gören dimağlar azımsanmayacak kadar çok. Kitap okuma cezası nedir? Tabii okuma noktasında sürekli tembellik yapan bir toplumda okuma cezası ağır olabilir ancak başımızı iki elimizin arasına koyup düşününce bundan daha büyük bir ayıp olmadığı sonucu çıkar. Esasen okuma konusunu şekilcilikten, riyadan kurtarırsak asıl anlamını bulacak ve toplumda kanayan yaralar da bir bir kapanacaktır. Oysa biz yaraları kaşımaya ve iyice kanatmaya devam ediyoruz ne hikmetse. Ben bunu anlayamıyorum. Anlamakta zorlanıyorum. Ya da ben anormal biriyim… Mustafa Aydoğan’ın kaleminden çıkan bu eser Edebiyat Ortamı Yayınları tarafından 144 sayfa olarak kitaplığımıza kazandırıldı.

Çocuklarla Doğru ve Etkili İletişim Eğitimci yazar Ali Özkanlı yeni çıkan bu güzel çalışmasını Malatya Kitap Fuarında bize imzaladı. Kitabın üzerinde şöyle bir not var: “Bu kitaptaki bilgiler, çocuğunuz için sütten daha faydalı…” Bu not üzerine Ali hocama dedim ki, “Aman hocam bu not yüzünden anneler sütten kesmeye kalkmasınlar…” diye bir latife yaptım. Bizim en çok hata yaptığımız konulardan biri de iletişimdir. Çocuklara hitap şekli; evde, okulda ve sokakta çok önemli… Sokakların durumu belli, sokakları bu hale getiren de evde ve okuldaki iletişimin yeterince gelişmemiş olması. O kadar saçmadır ki bir baba ya da anne çocuğu küfredince gururlanabiliyor! Yani bazen hakikaten çok şaşırıyorum. Bu sütunlardan sürekli de güzel sözlerle bu gerçekleri de örtbas edemeyiz ki! Sokakta iki kelimesinden biri küfür olan, hakaret olan gençler gökten küfürbaz olarak inmedi ya! Umarım bu konuda gayret eden, bir şeyleri düzeltme yolunda uğraşan hocalarımızın emekleri heba olmaz. C Planı yayınlarından çıkan bu eseri tavsiye ederim.

Malatya Kitap Fuarını geride bıraktığımız şu günlerde Kocaeli Kitap Fuarı yapılıyor. Takipçilerimiz için bir hatırlatma, kendime ait Hayatı Kucaklayan Yazılar isimli kitabımızı Akis Kitap standından temin edebilirsiniz. Hep başka eserleri buradan duyurmaya çalışıyoruz ama zaman zaman soran arkadaşlarımız oluyor, fuar da vesile olsun.

Bâki selamlarımla…

( Malatya 4. Kitap Fuarı Ve Baharda Gelenler başlıklı yazı Erol AFŞİN tarafından 18.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.