Müslümanların tıkanıp kaldıkları bir noktada Rabbim , değer verdiği bu insanları selamete ulaştırabilmek için , - onları o acziyyetten , çaresizlikten kurtarabilmek için - ne yapar bilir misiniz ?

Düşmanlarına yanlış yaptırır. Ve yapılan yanlışlar düşmanın tuzaklarını bozar. Bu ilahi oluşumla Müslümanı galibiyete ulaştırır.Sonra sıradan Müslümanlar bu işi kendileri yaptı zannederler.

Kıbrıs meselesi 1974 yılına gelinceye kadar 20 yılı aşkın bir süre Türkiye’yi uğraştırdı. Adada Türkler katledilirken uçaklar uçurulup düşman korkutulmaya çalışıldı. Türk donanması çıkarma gemileri olmadan gemilere yüklediği askerlerle denize açıldı. Fakat Sam Amca’nın onayı olmayınca geri dönmek zorunda kaldı.Gemiler Mersin’e dönerken içindeki askerler ağladı.

Kıbrıs’taki katliama ne yapıldıysa çare bulunamadı. Papaz Makarios Kıbrıs’taki Türk’ün boynundaki ilmeği sıkıyor , nefesi kesilince biraz gevşetiyordu Dünyayı arkasına alan siyasetçi Papaz işin ilmini kavramıştı.

Kıbrıslı Türklerin gayrimenkulleri peşin parayla hemen satın alınıyor ve bir gecede İngiliz pasaportu çıkarılarak adadan uçmaları sağlanıyordu.Nitekim günümüzde İngiltere’de yaşayan Kıbrıs’lı Türklerin sayısı adadakilerden daha fazladır.

Kıbrıs’tan İngiltere’ye göç edemeyen toprağa bağlı fakir köylüler Makarios’u kaygılandıran en önemli meseleydi.Kesse kesilmiyor , öldürtse bitmiyordu.Yüce Allah , dilini , dinini , kimliğini unutmamaya çalışan bu gariban köylülere merhamet etti.

Ve düşman yanlışlık yaptı.

Nikos Samson isimli EOKA’lı bir zibidi , devlet idaresinden ve siyasetten anlamayan askerlerin yönetimindeki Yunan cuntasının desteğiyle ihtilal yapınca papaz devrildi ve bu defa “adadan uçmak” papaza farz oldu.Türkiye Cumhuriyeti bu fırsatı değerlendirerek adaya asker çıkarma hakkını kullandı.

Allah , düşmanımıza yanlış yaptırmasaydı Türk askerinin Kıbrıs’a çıkması bir hayaldi.

Peki , bu tarihi olayları neden hikaye ediyorum ?

Olaylardaki görünen sebeplere değil de hikmetlere takılmak gerekmez mi ?

Allah’ın emrine uymaya çalışanların samimiyeti ve çaresizliği ile Allah’a kafa tutanların azgınlığı çarpışıyor.

Acele mi ediyoruz yoksa geç mi kaldık ?

12 Eylul 1982’de askerlerin hazırlattığı anayasada hükmünü bulan “Hakimiyet kayıtlı-şartlı milletindir” zorbalığını , “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. “ gerçeğine dönüştürebilirsek o zaman “ maç “ müjdeli bitecek.

Birden aklıma geldi ; Rabbimin bir de “ Hakem “ sıfatı var değil mi ?

Yüce Allah , TİN suresinde “ HAKİMLERİN DE HAKİMİ DEĞİL MİDİR ? buyurmuş .. .



Tarihi Zağnos Paşa camiinin, bir zamanlar , şimdi rahmetli olmuş gür sesli bir müezzini vardı.

Namaza durmak için saf tutulurken şöyle nida ederdi :

“ Safları sık ve düzgün tutanlara Mevla rahmet eyleye ! .. “


Her şey değişir ; fakat İlahi adalet muhakkak tecelli eder.


Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendinin dediğini biz de diyelim :

“Mevla’m görelim neyler - Neylerse güzel eyler “
“Hak şerleri hayreyler - Neylerse güzel eyler”

Son zamanlarda asıl görevini unutup millete nizam vermeye çalışan üniformalıların hazin halini medyada seyrettikçe eski bir asker olarak hem kızıyor , hem utanıyor ve hem de üzülüyorum .

( Kendi Kalelerine Gol Atanlar başlıklı yazı A.Müfit KUTLU tarafından 29.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.