ABDÜLHAMİD’İN  MEMURU

 

 

Musahip Nadir Ağa kitabında diyor ki :

 

“ Abdülhamid devrinde size fakir bir memurun macerasını anlatayım : Aksaray’da oturan fakir bir memur . Ayda o zamanın parası ile 500 kuruş alıyor . Zevcesi hamiledir ve doğum yakındır . Tedariksiz bir anda sancılar başlıyor . Mevsim de kış . Adamın on parası yok ; ne doktor getirtebilir ne de bir ebe . Ne yapsın şimdi bu adam ? Hemen Bakırköy Postanesine koşuyor . Zat-ı şahane’ye hitaben acıklı bir tel çekiyor . Aynı günün gecesi Abdülhamid Han salonda otururken telgrafı arz ediyorlar . Aynen görmek istiyor . Bir kere daha , bir kere daha okuyor ve mırıldanıyor  : “ Demek benim tebaam arasında bu kadar çaresiz kalanlar da varmış … “

 

Hükümdar , derhal beni çağırttı ve emretti : “ Hemen bir saray arabası hazırlat ; sarayın doktor ve ebelerini gönder . Son süratle gitsinler . Şu bir kese altını da al  ; hediye olarak götür . Çocuğun masraflarına karşılıktır . Bana da hızla neticeyi bildir .”

 

Huzurundan çıkar çıkmaz emri yerine getirdim . Yanımda Besim Ömer ve Cemil Paşa gibi en muktedir doktorlar , hastanın imdadına yetiştik . Sabaha karşı döndüğüm zaman , Sultan’ın hala uyanık olduğunu hayretle gördüm .  Masanın üzerindeki billur sigara tablası ağzına kadar içilmiş sigara izmaritleriyle doluydu . Sultan’a , nur topu gibi bir oğlan çocuğu doğduğunu ve kendisine babası tarafından Abdülhamid ismi verildiğini anlattım . Sultan rahat bir nefes aldı ve huzur içinde istirahat köşesine doğru uzaklaştı , gitti .

 “ ( Musahip Nadir Ağa’nın Anlattıkları , 1947 )

 

Abdülhamid Han , padişahlığından önde gelen bir vasıf taşırdı . Önce insandı. Ermenilerin ve onların ağzını kullanan yerli hainlerin dediği gibi ‘ Kızıl Sultan ‘ değildi . Yıldız Sarayı Camiinden Cuma namazı sonrası çıkarken İmam Efendi’nin hatırını sormak için birkaç dakika oyalanmıştı ki önceden saniyesi ayarlanmış saatli bomba arabasının içinde korkunç bir gürültüyle patladı . Zabitler , atlar , arabacılar paramparça oldular . Sui kasti hazırlayan bir Ermeni terör örgütü idi . Yakalanıp muhakeme edildiler . Sultan onları dahi affedip istihbarat işlerinde kullandı .

 

Teodor Herzl adında bir Yahudi , Filistin topraklarını Yahudilere satılması karşılığında Osmanlı Devleti’nin borçlarını kapayacaklarını vaat etti. Teklifi kabul görmedi . Israrcılığı sonunda kovuldu . Ne ilginçtir ki Selanik Mebusu Yahudi Emanuel Karasu Sultan Abdülhamid’i tahtından indiren heyetin içinde görev aldı . Heyetteki dört kişiden biri Arnavut , diğeri Gürcü asıllı idi .

 

Abdülhamid Han çok ehil bir diplomat , üstün bir devlet adamı idi . Çökmekte olan bir devleti 33 sene ayakta tutmasını ve bütün olumsuzluklara rağmen devlet içinde çok önemli kurumların açılmasına ve yatırımların yapılmasına öncülük etti .

 

İstibdat (baskı) ve irtica ( gericilik ) sloganlarıyla , Mason localarının güdümündeki İttihat ve Terakki Partisinin entrikaları sonunda 9 yıl içinde koca Osmanlı Devleti yıkıldı .

 

1918 Yılında Birinci Dünya Harbi’nin bitimiyle birlikte devlet parça parça  bölünerek işgal edilirken Sultan Abdülhamid Han gözetim altında tutulduğu İstanbul Beylerbeyi Sarayında gözlerini dünyaya yumuyordu . 

( Abdülhamid’in Memuru başlıklı yazı A.Müfit KUTLU tarafından 2.02.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.