Sevgilim.

 

Filistin’de bir duvar olmak geldi mi hiç içinden?

 

Bugün ellerim benim ellerim gibi değil. Senin ellerini hatırlıyorum oysa. Beyazdı. İnce. Uzun. Benimse esmer ellerimin arasında bembeyaz bir kâğıt. Öylesine yazmıyorum bütün bunları. Yazdıklarımı bir taşa sarıp kendi ellerimle atacağım tanklara doğru. Yüreğim çatlarcasına atacağım hem. Sahi sevgilim, yüreğim çatlarsa üzülür müsün? Hangi yürek sevecek seni, ben yüreğimden olunca? Peki, beni hangi yürekle seveceksin, ben bir taş atmak için yüreğimi çatlatmazsam? Taş değildir yürek. Sevgilim. Ama belki de en iyisi yüreği söküp atmaktır tanklara doğru.

 

Bugün yüreğim benim yüreğim gibi değil. Bağışla. Tut ki bir el içimi dışıma çevirmiş. Sen bugün beni görebilsen, anlardın içimde olan biteni. Yüreğim içimde gibi değil bugün. Gazze’nin tenha kaldırımları uzuyor içime doğru. Yürünmesi yasaklı sokaklarda sek sek oynayan çocukları seyrediyorum. Kurşunlar yağınca şemsiye açıyoruz hep beraber. Sevgilim. Bugün yüreğim yürek değil sanki. Seyyahların esgeçtiği şehirler gibiyim bugün. Haydi, bu sefer sek sek taşını sen al. Yere değil; bu oyunda taşı karşıdan gelen tanklara doğru atacaksın.

 

Bugün gözlerim benim gözlerim gibi değil. Benim gözlerim siyahtı. Çıkarıp bir Filistinlinin eline verirken. İşte bunlar senin için ağlayabilir demeyi ne çok isterdim. Tabi o zaman seni nasıl görecektim. Ya da sen nasıl bakacaktın gözlerimin içine. O zaman senin gözlerimi görmen için Filistin’e bakman gerekirdi. Belki de bu çare olurdu bakışmalarımızdaki anlamsızlığa. Adını Filistin koyardık göz göze gelmelerimizin. Yerden toplardık sonra bakışlarımızı. Yerden toplanan taşlar gibi. Belki bakışlarımızı fırlatırdık bir kere de tanklara doğru.

 

Bugün ben ben gibi değilim. Ölmek geliyor içimden desem kızar mısın bilmiyorum. Neden diye sorma. Sevmek yeterince irtifalı bir eylem değil çünkü. Seni tam da yüksekten düşer gibi sevebilmişken. Hiç düşündün mü sevgilim. Dakikada bilmem kaç füzenin yağdığı bir kentte. Hangi isim verilir yeni doğan bebeklere. Beşikte konuşana bile kastettiler bir zaman. Peki sen hiç düşündün mü. Dakikada bilmem kaç füzenin yağdığı kentlerde benden başka kimin aklına gelir yağmur duasına çıkmak. Yağmur diyorsam sen bunu rahmet anla. Haydi, ellerini ellerime mesh et bir kez daha. Sen al bu taşı. Onun da Davud’dan(asm) bir hatırası vardır. Adı Davud yahut İsa olan bebekler de var elbet. Evet, sağanak taş yağmuru bekleniyor. Tam oraya. Tanklara doğru.

 

Artık anlatamadıklarımı anlamak konusunda anlaşmışsak. Muhakkak anlıyorsundur. Sinema seansını kaçırdığına yakındığında neden o kadar kızdığımı.

 

Bugün Filistin’de iki duvar olalım mı Sevgilim!

( Aşkın Filistin Duvarları başlıklı yazı Mümin Munis tarafından 28.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.