Yusuf AKGÜL

89. YIL ÖNCE 12 MART...

Bundan 89 yıl önce, 1921 yılının 1-12 Mart günleri arasında, Büyük Millet Meclisinde çok önemli bir kararın oylaması yapıldı. Büyük Türk milleti adına, halkın temsilcisi olan milletvekilleri, milletimizin hak ve hürriyet isteyen duygularına tercüman olan İstiklal Marşı adlı eseri, milli marş olarak kabul ettiler.

Sözlerini Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı bu eserin ilk 2 kıtasını marş olarak 89 yıldır, her defasında da büyük bir inanç ve heyecanla okuyoruz, huşu içinde dinliyoruz.

İlk kelimesi “Korkma!” ile başlayan İstiklal Marşımız;
“Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal…”
dizeleriyle tamamlanıyor.

Dünyanın süper güçlerinin emperyalist emellerle topraklarımızı işgal ettiği, Türk insanını esaret zincirlerine mahkum etmeye kalkıştığı; buna karşılık, halkımızın hak ve hürriyet arayan, bu sebeple topyekün bir milli kurtuluş mücadelesi verdiği o karanlık ve karamsar günlerde İstiklal Marşımız, milli uyanış ve şahlanışımızın sembolü olmuştur.

İstiklal Marşıyla Türk milletine azim ve heyecan vermek üzere “Korkma!” diye seslenen şair, “Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden, bu semalarda dalgalanan ayyıldızlı bayrağın inmeyeceği”ni bütün dünyaya ilan ediyordu.
“Bayrak inmez. Ezan dinmez. Ocak sönmez.” diyordu…

İstiklal Marşı, Türk milletinin hukuki temsilcisi olan milletvekillerinin ortak irade buyurdukları milli bir mutabakat metni, yani toplumsal bir sözleşmedir. Ayyıldızlı bayrağımızın mavi göklerde dalgalandığı gibi, milli ruh ve şuur da, İstiklal Marşımızla Türkiye topraklarında dalga dalga yayılmış, “medeniyet” denilen tek dişi kalmış canavara karşı çelik bir duvara dönüşen imanlı göğüsler, Müslüman Türk yurdunu alçaklara teslim etmemiştir…

İstiklal Marşında, “Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!” diyerek bayrağa, “Arkadaş!” diyerek vatan savunmasındaki kahramanlara seslenen M.Akif Ersoy; “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda..” derken de adeta günümüz geçliğine seslenmektedir…

Milli marş yarışması açıldığı zaman tek şart, “Milli mücadelenin ruhunu ifade ve terennüm etmesi” idi. Türk genliği de milli ruh ve heyecanı İstiklal Marşında bulmaktadır.

Milletleri yaşatan ve geleceğe taşıyan en önemli unsur, vatan sevgisi ve vatanı savunma duygusudur. Mustafa Kemal'in Cumhuriyeti ve Türkiye’nin geleceğini emanet ettiği Türk gençliği, İstiklal Marşındaki milli ruhu ve heyecanı yakaladığı, çağdaş vasıtalarla işlediği oranda görevini yerine getirmiş olacaktır.

İstiklal Marşımızın seksen dokuzuncu kabul ediliş yıldönümü vesilesiyle, bir Türk öğretmeni olarak Cumhuriyetimizin kurucusu M.Kemal Atatürk’e ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a bir kez daha sesleniyor ve diyorum ki:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti sonsuza kadar hür ve bağımsız olarak yaşayacaktır.”

“Hakkıdır hür yaşamış bayrağımız hürriyet
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal…”
Bayrak inmeyecek..
Ezan dinmeyecek..
Ocaklar sönmeyecek..




( 89 Yıl Önce başlıklı yazı Yusuf Akgül tarafından 9.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.