RÜYADAKİ GERÇEK

Nurdanur hanım, Mine`nin çalıştığı tekstil firmasının patronunu gördüğü için şok olmuştur. Ferdi Bey, Tarıkla karşılaşınca heyecanlandı. Önce Feraye hanımın yanına gelerek, ona bir hediye sundu. Hediye`yi açan Feraye hanım, hediyeyi açıp baktığında, bir zarf, içinde pasaport ve yabancı uyruklu kimliğin üzerinde kendisini resmi vardır. Bacaklarındaki felcin çözümü için kas tongusunu oluşturarak felç olan yerin aktif çözümünü sağlamak için Almanya`ya rezervasyon hazırlamıştır.

Feraye hanım ve Mine çok sevinmiştir. Tarık da bulunduğu ortamda şaşkınlığını korumaktadır. Ferdi, Ferayeyle başka bir odaya geçer ve ona durumunu anlatır. Tarığın kendi oğlu olduğunu ve oğlunun annesini beş gün önce kaybettiğini anlatır. Tarığa babası olduğunu söylemesi konusunda kendisine yardım etmesini ister. Feraye de ; `Tarığın senin oğlun olduğuna dair şüphelerim vardı zaten sağ kolundaki mavi gözden anlamıştım. ama şimdi kesinleşti şüphem, merak etme! Yardım edeceğim tabi ki!!!`

Ferayeden güç alarak, tekrardan Mine, Tarık ve Nurdanur hanımın olduğu odaya geçtiler. Ferdi, yoğun stres ve heyecanın hat safhada olduğu bir anda kelimeleri, `Feraye`nin Sincap bakışlı gözlerine ve Gül Tohumu yanaklarına bakarak` söylemeye çalışıyordu. söze başlamıştı. Etrafındaki başta Tarık olmak üzere, dört kişi yüzünü kendisine çevirmişti.

` Ben, Ferdi UYSAL, hayatım boyunca bir tek kadını sevdim. `Feraye Çelikkalp` isimli sınıf arkadaşımolan kişiyi. Bir zamanlar, o ne kadar hayır diye cevap verse de içimde bir umut vardı. Onun her yok deyişi, bende yeni umutları barındırıyordu. Çünkü Feraye`nin de beni sevdiğini biliyordum ya da hissetmiştim. Sonra anne ve babamın trafik kazasında ölümünden sonra vasiyetinde babamın Tekstil firmasındaki iş ortağı olan Mustafa Bey`in Kızı `Melis GÖRKEM`le evlenmek durumunda kaldım. Ne yaptıysam Feraye`yi unutamadım ve Melisi sevemedim. Melisi ilkokulumdan bu yana kardeşim gibi sevmiştim. Ama onun duyguları aynı frekansta olmadı ve bana aşık olmuştu. Melis hanımdan bir oğlum olmuştu. Adını Ferhat koymuştuk. Sonra ilaç firmasına da başladığım için işlerim çok uzun sürüyordu. Melis, beni göremediği her gece saatlerce arıyordu ve kendisini aldattığımı düşünüyordu. Ceketimin cebinden de Feraye`nin ilkokul fotoğrafını görünce boşanma davası açtı ve beni dinlemeden boşanmak istedi. Sonuçta boşandık ve oğlum Ferhat'ı bana on beş yıl boyunca göstermedi. Bir kaza sonrası, Ferhat adlı oğlumun (Tarık`ı göstererek) Tarık olduğunu öğrendim. Kolundaki Mavi göz de Annemin `soyumuzun renkli gözü`dür demesiyle anladım ki bu genetiktir. Yani torunumda da bu iz'den olabilir. Sizlerin önünde oğlum Tarık`ın beni affetmesini istiyorum.`

Bu sözlerin ardından şok geçiren Mine baygınlık geçirdi. Uzun bir rüya alemine daldı. Geçen gördüğü rüyadaki kadın meğerse Tarık`ın annesiymiş. Feraye`nin Kendisine gösterdiği kadın, bir zamanlar babasının aşık olduğu Melis hanımdı. Ölürken bıraktığı mektupta yazan M.G.nin de Melis GÖRKEM olduğunu öğrenmişti. Rüyayla Gerçek arasında gidip geliyordu. Uyandığında hastanedeydi ve Tarıkta yanıbaşındaydı. Tarık`a olanları sordu. Tarık da Babası, Ferdi UYSAL`ın polis tarafından götürüldüğünü ve Feraye`nin de babasının ardından bayıldığını anlatmıştı.

Emniyet müdürü Sezai Bey, Fırıldak Ferdi`ye ölen üç şahsın kafasından çıkarılan mermilerin Kendisinin ruhsatlı silahından çıkan mermiler olduğunu söyleyince, Ferdi UYSAL büyük bir şok geçirdi. Ayrıca, fabrika yangınında sadece Kör cemo lakaplı `Cemal KIRKBAYIR` ve adamlarından Salih ÇÖMEZ ile Fırat MUTLU`nun kurtulduğunu söylemişti. Kör Cemo`nunda ağır yaralandığını söyledi.

Sezai, kendisini tanıttı. Sınfıtayken kendisine `Boykot SEZAİ` dediğini hatırlattı. Her şeye sitem ettiğini, her Fırıldaklığını ortaya çıkaran dostunu unutmamıştı. Ferdi UYSAL artık bir işadamıydı ve arkadaşını çok kez aramıştı. Ama Sezai`yi bir çatışma sırasında öldüğünü öğrenmişti. Sezai de `bir teröristin kurşunuyla vurulduğunu ve ağır yaralı olduğunu` söylemişti. Sonra da uyandığı zaman, genç bir kadının kendisine yardım ettiğini ve genç kadının yardımıyla iyileştiğini söyledi. Sonra da şehir merkezine gelerek ölmediğinin anonsunu yapılmasını istedi. Fakat, basına duyurulmasını istemediler. Sonra kendisini iyileştiren `Dağ Sümbülünün Fırtınalı Yüreği` olan gülüzar ile evlenmişti.

Bu konuşmalardan sonra Fırıldak FERDİ`yi cezaevine nakletmişlerdi. Üç yıl hapis istemiyle yargılanmıştı.

Feraye de üzüntüden hastanenin koridarlarına kadar sürünmüştü. Ferdi`ye ilk defa aşık olduğunu anlamıştı. Otuz Beş yıl aradan sonra onu ilk kez kaybetmenin burukluğu içerisindeydi. Ferdinin ziyaretine oğlu Tarık gelmişti ve oğlu Tarığa Feraye`yi Almanyaya götürmesini ve ameliyatının gerçekleştirilmesini istemişti.

Mine yine rüya alemine dalmıştı.

` Rüyasında bu kez, büyük bir kasırganın geldiğini ve küçük bir çocuğun ellerindeki toprağı kasırgaya doru attığını ve o toprağın etkisiyle kasırganın etkisini yitirdiğini görmüştü. Bir kadın görmüştü. Gözleri fıstık yeşili, saçları altın sarısıydı. yerden bir yılanı kaldırarak, küçük çocuğun eline vermişti. Yılan küçük çocuğa saldırmıştı.` o korkudan uyanan Mine, çığlık çığlığa bağırıyordu.

3 gün sonra...

Feraye ve Tarık Almanya`ya doğru hareket ettiler...


Devamı gelecek...

( Rüyadaki Gerçek (5) başlıklı yazı ali-esat-tas tarafından 25.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.