RÜYADAKİ GERÇEK...

Mahalle güzeli Feraye , güzelliğiyle, o mahalledeki genç kızlara taş çıkarırdı. Otuz beş yaşına kadar kimseyle evlenmemiş ve beklediği aşkı bulamamıştı. Yıllarca adaklar adayıp, büyücüler kovalayıp kısmetini bulmaya çalışmış fakat kaderinin kötü noktasına denk gelmiş. Yıllarca aradığı aşkı bulamamış. İlkokuldayken, kendisini seven çocuğa karşı yaptığı hakaretleri hatırlamış ve Allah`ın ona verdiği bir ceza olarak düşünmüş. Bu kederiyle de yirmi ikisindeyken annesini kaybetmiş. Annesine iyi bir yaşama hakkı tanımadığını ve kendisi için çok ıstırap çektiğini düşünmüş.

Sincap bakışlı gözleriyle, gül tohumu yanakları artık gülmez ve güzelliğini gösteremez olmuştu. Kendisini çok seven Mine, Feraye ablasının durumuna üzülür ve onunla sohbetler ederdi. Feraye de Mine gelmediği zamanlar çok merak eder ve annesi Nurdanur hanımı arayıp nerde olduğunu öğrenirdi. Mine de sevgilisi Tarık ile yaşadığı olaylardan bunalır ve Feraye ablasının kendisine verdiği öğütlere uymaya çalışırdı.

`Fırıldak Ferdi` lakaplı Ferdi UYSAL adlı iş adamı, Fereye`yi penceresinden görünce bir hayranlık sezmeye başlar. Eve gelir ve annesine bir kadın gördüğünü ve ona tutulduğunu anlatır. Oğlunun daha önce de kaç kez yaşadığı ilişkileri gözünde canlandıran annesi yine oğlunun bir fırıldaklık yaptığını düşünür. Ferdi, iş piyasasının değişmez ve egosunu en iyi canlandıran ve iş saatinde kimseye güler yüz göstermeyen biridir. Hayatı boyunca bir kez bile iş içerisinde güler yüz göstermemiştir.

Sincap bakışlı gözleriyle, evin penceresinden sıkılmadan üç beş saat etrafı seyretmeyi seven Feraye, Mine`nin yanına gelmesiyle yağmurlu gözlerinde birden karanfiller açmıştı. Mine gelerek durumu şöyle anlatır:

`Feraye abla, Tarık beni her zaman sevdiğini söylüyor ve bana Pamuk Gözlüm diyor. Fakat, ben hala onun beni çok sevdiğine inanmıyorum. Benimle gönül eğlendirip sonra da karanlığa kaybolacak diye düşünüyorum. Bana hep senin gözlerinde kayboluyorum diyordu. Bir gece rüya gördüm. Tarık, diye bağırıyorum ama Tarık bana bakmıyor ve bana seni işaret ederek bir şeyler söylemek istiyor. Tam konuştuğu sırada ağzı fermuanlanıyor. Abla, elinde bir altın gördüm ve onu sana doğru atıyordu. Bir işaret mi veriyor bana` diye söylendi Mine...

Feraye ablası da Mine`ye ; `üzülmemesini ve sadece bir rüya olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Gece yarısına kadar o korkuyla Mine, Tarıkla ilgili düşüncelerinde daha da korkmaya ve daha da korku dolu rüyalar görmeye başlamıştı. Rüyasında Tarıkla birlikte bir sokağa giriyorlardı. Sokağın başında Feraye ablasını görüyorlar ve Feraye ablası Mine`ye Tarık`ı işaret ediyor fakat hiç konuşmuyordu. Konuşmak istediği sırada ise, ağzı fermuanlanıyordu.

`Fırıldak Ferdi` lakaplı Ferdi uysal, Çıkılmaz Sokak adlı mahalleden geçerken yine Feraye hanımı pencere de görmüştü. Feraye hanım Fırıldak Ferdi`yi gördüğünde şok olmuştu...


Devamı gelecek...



ALİ ESAT TAŞ...

ZAMAN, MÜREKKEBİN SON DAMLASIDIR...
( Rüyadaki Gerçek (1) başlıklı yazı ali-esat-tas tarafından 6.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.