Bu yazıyla kesinlikle bir camiayı töhmet altında bırakmak, suçlamak gibi bir niyet taşımadığımı peşinen söyleyerek  söze giriyorum. Merhum mütefekkir şairlerimizden Necip Fazıl’a atfedilen ve içten içe yadırgadığım bir söz var. O sözü buraya aynen yazmaktan da nezaketen imtina ediyorum.

 

Lakin memleket sathı mailinde karşılaştığım bazı olaylar, beni merhum şairimizden helâllik dileyecek bir noktaya taşıdı. Önce şairimize atfedilen sözü paylaşmak istedim sizlerle. “Biz de ……..diye kitap yüklü eşeğe derler.”  Bu ülkede, bu sözü söyleyeni  haklı çıkaracak o kadar  vahim olaylar yaşanıyor ki sadece ellerimizi yana açmakla yetinemiyoruz  birkaç  da kelam etmek  cihetini seçmek zorunda kalıyoruz.

 

Ülkemizin, doğa güzelliği ile öne çıkan şehirlerinden Antalya Belediye Başkanının sergilediği davranış aklımıza  bazı  anekdotlar getirdi. Bu zat-ı devletlu  ki rektörlük dahi yapmıştır. İlim adamı payesi ve dahi kisvesi ile arzı endam eylemiştir. Bütün bunlara rağmen kalıcı işler yapamadığı zehabına kapılmış olmalı ki ceviz kırma ve çam devirme rolünü üstlenmiş, pek de güzel  icra eylemiştir. Kişiler özel hayatlarında istediğini yer içer. Buna kimse karışamaz,karışmamalı… Lâkin, icraatını meşhur deyimle “Tüy bitmemiş yetimler”’in hakkı olan imkanları kullanarak yerine getiriyorsan; kılı kırk yaracaksın. Oldukça dikkatli davranacaksın.

 

Kaldı ki belediye başkanlığı makamının literatüre geçen başka bir söyleniş biçimi de “şehremini”’dir.  Bir kentte yaşayanların   huzur ve güveni dahil, her türlü aksaklık ve eksikliği   şehremininden sorulur. Güvenilen zattır şehremini ve belli bir dizi sorumlulukların altına imza atmıştır. Beşir emmi gibi davranabilme lüksü yoktur. Söz ve davranışlarına dikkat etmesi zaruridir. Bu makam ben yaptım oldu mantıksızlığını götürmez….

 

Bu zat-ı şahane  düzenlediği karnaval esnasında hayatını kaybeden genci de suçlayan beyanatıyla, eski bir düzine payesinin yanına, pişkinlik ve ham ervahlık makamlarını da eklemiştir. Tiz zamanda “Nobel’e” aday gösterilirse şaşırmayın. Bilimsel olarak insan sağlığına zararı tespit edilmiş “alkol” sanlı maddeyi savunma görevini deruhte  ederken, devlet kurumu yönetme ciddiyetine de su katmıştır. Bu davranış ne mensubu olduğu partinin misyonuyla örtüşür. Ne çağcıllığı temsil eder. Olsa olsa merhum şairimiz Necip Fazıl Kısakürek’ e alkış tutturur.  Ve dudaklarımıza nahif bir tebessüm yerleştirir. İlgili mercilere de bu işi araştırmak,soruşturmak ve nihai bir karara bağlamak düşer. Tüm bunlara ilaveten hâli hazır ki makamların yanına bir makam daha ihdas olunur. Siz anladınız onu…

Ankara,28.09.2010 İ.K

( Makam-ı Allame başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 28.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.