Bana “15 Temmuz’da sokağa çıkmadın, TV karşısında çekirdek çıtladın,” diyor. Kendimi, “Anam avradım olsun çekirdek çıtlamadım, çay içtim,” diyerek savunmaya çalışıyorum.

Kendisi çıkmış ve düşman kuvvetlerine karşı taaruza geçmiş, yine de her tarafından vızır vızır uçuşan kurşunlara rağmen şehit olmak nasip olmamış…

“Ben çıkamazdım, çünkü ağır KOAH’lı olduğum için eve bağlı yaşıyorum,” desem de hoş görüsünü bir türlü kazanamıyorum.

Haydi KOAH’lı değilim farzedelim, haydi 63 yaşında, bacaklarında derman, kolunda kuvvet kalmamış bir moruk olmadığımı da farz edelim. Lan kardeşim, ben darbe bastırmaktan ne anlarım lan? Herifin elinde tetiğe dokunduğu zaman bir şarjör mermiyi boşaltan tüfek var, üstüme bir doğrultsa saniyede kevgire döneceğim. Askerliğimi yapıp geleli 41 sene olmuş, üstelik askerdeyken elime silah bile almamışım doğru dürüst. Çorlu Orduevinin orkestrasında gitar çalarak hizmet vermişim, ne anlarım darbe durdurmaktan? Ordunun başındaki neredeyse bütün komutanlar rehin alınmışken ben askerliği orduevinde gitar çalarak yapmış adam ne yapabilirim ki darbeye? Tübe töbeee…

Darbe yapmaya kalkışanlardan köprüdeki askerleri gösteriyor TV, hepsi elli kişi ya var, ya yok. Keza televizyonlara giren askerler de iki elin parmağı kadar, filan. Yani halkı sokağa dökülmeye çağıracak bir şey yok ortalıkta. Bu memleketin polisi, askeri yetmiyor mu o salakları tepelemeye? Gezi olaylarında binlerce vatandaşı hacımat eden polis tomaları, biber gazları nerede? Tatbikat var denilip kandırılmış bir avuç erle başa çıkacak polisi, askeri yok mu bu memleketin. Sokağa dökülen halk gidiyor köprüdeki askerin üstüne, polisi, askerleri ise ortalıkta yok Vatandaşı öne süreceğine askerini, polisini sür adamların üstüne. Vatandaş ne yapabilir? Ondan sonra vatandaş şehit mertebesine ulaşacakmış da nasip olmamış. Ne şehittir ne gazi, bok yoluna gitti niyazi…

TV karşısında çayımı içerken kurşunların arasında şehit olmak için “Allah! Allah!” nidalarıyla taarruza geçmiş bu vatandaşı göremedim, ama bütün milletvekillerinin TBMM’de toplaşıp, meclisin sığınağında sığındıklarını gördüm. Cumhurreisi diyor ki “Genelkurmay başkanımız rehin alındı, halkımız dışarı çıksın.” Milletvekilleri nerede peki? Onlar sığınakta kahramanca sığınıyorlar. Başbakanın o güzel sesini defalarca işittim, ama nereden seslendiğini bir türlü çözemedim. Kendini garantiye aldığı bir yerlerden seslenmiştir elbet. Cumhurreisi halkı sokağa davet ediyor, ama kendisi havadaki uçağının içinde Eyüp Sultan hazretlerinin türbesini tavaf ediyor, ne zaman ki asayiş berkemal oluyor, iniyor yere, nutuk çekmeye başlıyor.

“Yahu hazret Kanuni Sultan Süleyman’dan hiç mi feyzlenmedin? Adam 72 yaşında ordusunun önünde savaşırken öldü. Sen de karışaydın ya sokağa çağırdığın halkının arasına. ‘Allah Allah!’ nidaları atarak şehit olması nasip olmamış vatandaşınla birlikte şehit olmaya çalışaydın ya!”

Yeminle söylüyorum, o vatandaşın yanına takılıp da, “sokağa gel lan!” diyeydi, KOAH’ı da dinlemezdim, morukluğu da; koşar varırdım yanına.

FETÖ’cü subayları bile bile ordunun içinde köşebaşlarına yerleştirenler kendileri değil mi? Biz mi teslim ettik askeriyeyi heriflerin kucağına? Kozmik odanın içini dışını alt üst edip askeriyenin ıcığını, vıcığını ele geçirmelerine biz mi göz yumduk? Bunlara önayak olanlar sığınaklardayken, bilinmez güvenli yerlerdeyken, uçağının içindeyken bana mı kaldı o heriflere kafa tutmak? Onların canı can, bizimki patlıcan mı?…

TBMM’de darbeyi soruşturmaya komisyon kuralım diyorlar, onlar hayır diyorlar. ABD gel beraber soruşturalım şu darbeyi diyor, onlar hayır diyorlar. Fethullah Gülen bile, uluslararası bir komisyon incelesin bu işi, suçlu bulunursam her cezaya razıyım diyor, onlar hayır diyorlar. Niçin hayır dediklerini bize de söyleseler de öğrensek, ya da bıraksalar da darbe çetesini bir sorgulansalar; bakalım, kimler, kimler tarafından o görevlere getirilmiş. Valla bu işin içinde bir bit yeniği var ya, benim aklım sırrım ermiyor. Güvenim kalmadı, yarın bir gün öpüşüp barışır da bunlar Allah bilir… Zaten 17 Aralık’ta ayakkabı kutularını, evladım evdeki paraları yok et, arama yapabilirler, muhabbetlerini deşifre edinceye kadar kanka değil miydiler?

He kardeşim, he, sen şehadet nasip olsun diyerekten sokağa çıkarken, ben TV karşısında çekirdek çıtlamadım, ama çay içtim. Var mı diyeceğin? Ben aile içi meselelerde birilerini kurtaracağım diye kendimi siper edemezdim, hiç kimse kusura bakmasın…

( Darbe Olurken Tv Karşısında Çekirdek Çıtlayanlar!... başlıklı yazı AliKemal tarafından 2.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.