Mutlaka ben de sizler gibi bir ınga! Sesiyle dünyaya gözaçmışımdır...Zamanın gerekleri benim köyde kalmamı salık veriyordu. Buna razı olmadım ve okumak azmiyle bir yolunu bulup kaçtım. Gönlümce olmasa da, sonuçta bir yüksekokul bitirip, bir fakulteyi de dördüncü sınıfta terkettim. Bu serüvenin arasına bir de evlenmeyi çok zamansız gerçekleştirdim. Devlet memuruydum ve dahlim olmadan, bana da çok sorulmadan, ilden ile savruluyordum. Her evli çift gibi biz de çocuklarımız olsun istedik. Bia en fazla üçte karar kılacaktık ama, bir kız üç oğlan çocukla maceramızı tamamladık. Bordroya hernekadar dört çocuk yazılsa da,devlet kalan ikisini çocuktan saymıyordu. Ama, biz saymak durumundaydık. Nereye gittiysem dört çocuğu fazla buldular!...Normlara göre de haklıydılar...

Ben, babaydım, bir baba çocuğuna ne yapmak isterse, o gerekleri yerine getirmek için azami çaba sarfettim. Birgün koltuğumda otururken, çocukların, halının üzerinde acaip neşeli oynadıklarını farkettim; demek o ana kadar ciddi olarak çocuklarla ilgili bir düşünceye sahip değildim. 'Ya bunlar benim çocuklarım' deyip,derin derin düşünmeye başladım...Evet çocuklar benimdi ve ne yapmam gerektiğini şu anda düşünmeliğim diye kendimi iknaya çalıştım. Bir yığın kurgu aklımı yalayarak geçti...Sonuçta, orada okumaları gerektiğine karar verdim ve o sabahta uygulamaya soktum. Evimi okumanın gereklerine göre yeniden dizayn ettim. Yıllar yılları kovaladı...Sonuçta çocukların dördünede birer fakülte okutmayı başarabildim. Ben şu an işin bu tarafında değilim. İyi de, ben bütün bu olanlardan sahi ne anladım.

Şu an itibariyle en küçük oğlumu askere gönderdim ve ailece ilk başladığımız güne döndük! Çoklukla, yokluk arasında nasıl bir bağıntı vardı? Yine şu an itibariyle de geometrik olarak çocukların dördünü dört yana dağıtmış durumdayım. Şimdi üstelik katlanarak büyüyen özlemlerini de yüklenerek...Bir daha da tam olaraka ele geçmeyeceklerini bilerek!...

Belli ki,bundan sonra ömrümüz,"Hoşgelden" ve "Güle güle" den ibaret geçecek....

Hepsine Allah uzun ömürler versin,ama,sahi siz bu işten birşey anladınız mı?



ANLAMAK GEREKLİ Mİ,HAYATI,HAYATLARLA ?
İŞTE BİNEN GİDİYOR,BAYAZ BAYAZ ATLARLA,
HANGİ BİRİNE KOŞSAM,BU KIRIK KANATLARLA,
BEN KAÇ GÜL YETİŞTİRDİM;GEL DE GÖR TARLA TARLA...




( Ne Anladım Bu İşten başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 11.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.