Vatan edindiğimiz bu toprakların namı şüphesiz bin yıldır has ismiyle Türkiye’dir. Biz Türklere izafeten yabancı müsteşriklerce verilen isim. Sonradan bizler de bu adlandırmayı sevmiş olacağız ki,kullanmaya devam etmişiz;Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulunca da,ülkemizin izmi olarak anıla gelmiştir. Bu ülkeye aidiyet duyan hiç kimse de bu toprakları bu isimle anmaktan gocunmamıştır.

Bugün bir hastane koridorunda gezinirken,yaşı yirmi civarında fiyakalı bir genç,işi rast gitmemiş olmamalı ki,alaycı bir tavırla;"Burası Türkiye!" deyip, arkasından da,bir takım küfürler savurarak ilerledi...Ükalalığından ve her halinden belliydi ki,bu yaşa gelinceye kadar bu ülkeye hiçbir emek vermemişti. Sonradan lüks bir arabaya bindiğini de görünce,kafam iyice karışmıştı. Bu adamın, bu yaşta,hazıra konmanın dışında bu arabaya,ki tahmin ediyorum başka varlıklara da hazırdan konmuştur;çünkü ne iş yapsa,bu yaşta bu arabaya bile sahip olması mümkün değildir.

Bu örneklere;sokakta,iş yerinizde,kahvehanede,barda sıkça rastlamamız herzaman mümkün. Peki insanlar hiçbir değer katmadıkları halde,herşeyin bir anda kucaklarına inmesini hangi hakla ve psikoloji ile isterler? Hiçbir katkıda bulunmadıkları haklarında,en iyisini isteme arsızlığını gösterirler? Şuna samimiyetle inanıyorum ki,bu yamuk bakış sadece bizim vatandaşımıza özgü bir bakıştır. Dünyanın hiçbir yerinde insanlar,ait oldukları birşeyi asla aşağılamazlar!...Eleştiri hakkımızı kullanmak ayrı şeydir;aşağılamak,ayrı şeydir. Bu zavallı insan,aşağıladığı şeyle birlik,kendisinin de aşağı birşey! Olduğunu görmeyecek kadar da kördür.

Bu hareketin,en basitinden,bir kültürel kirlenme ve yozlaşma olduğu kesin. Genelde bu basitliğe düşenlerin de,elinden hiçbir şey gelmeyen hazır yiyiciler olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Hayatında tek bir ağaç dikmemiştir ama,ala mobilyayı beyenmez ve küçümser. Hayatında kerpiç nasıl dökülür,taş nasıl yontulur bilmez ama,minareyi ve sarayı beyenmez. Alnına kurşun sıksanız,tek sayfa birşey okutamazsınız ama,okuyabileceği kitabın henüz basılamadığını söyleyebilir...

Fertten başlayarak,gerek aile içinde,gerek oturduğumuz binada,mahallemizde,ilçemizde ve şehrimizde,gerek ülkemizde;insanlar bir hak talep ettklerinde,gerçekten dönüp bir kendilerine bakmalılar...Sahiden,ben bu zincir içerisinde;kime,neye,ne zaman ve ne kadar,maddi ve manevi değer katıp,ne denli faydalı olabildim? Kendimize soracağımız bu soruya,yüreklice cevap verip,bir takım bahanelerin arkasına sığınmasak,göreceğimiz tablo,bize sövmemizi meşru kılacak bir taplo olmadığını söyleyecektir. Sonuçta bunun bir marazi hastalık olduğuna karar verdim.

Aynı kişilik yapısını;şoförken hızına engel olduğu için,yayalara;yayan giderken,araç önüne çıktı diye şoförlere sövdüğünü çok gördüm...

Sahi sizce bu nasıl bir psikoloji?



( Burası Türkiye ! başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 5.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.