Hikaye / Anı Hikayeler

Eklenme Tarihi : 21.06.2015
Okunma Sayısı : 1809
Yorum Sayısı : 0




 Bakalım Üniversite sınavları için yola çıkacağım beni neler bekliyor yava
ş  yavaş  aktaracağım yaşadıklarımı. Anadolu kadınlarımız  Hak yoluna bahtı kara ( talihsiz ) olarak giderler. Annem bilene tarladan gelmiş  ablama acıktım kızım demiş o ara yemek yaparken annem birden  tansiyonu yükseliyor orada felç oluyor daha yemeğini yemeden işten gelmiş. Hastahane`ye  acil gidiyor hastamızı orada kaybediyoruz beyin kanaması olmuştur. Böylede olunca  sonuç hüzünlü  ayağaının bıtırağıylä (dikeniyle )  öbür tarafa gitti. Burada kendimin gençlik  devresindeki zaman koşullarını anlatıyorum. Täbiki şimdiki zaman çok farklı hepsi asortik oldular Tandırlıkta yaptıkları o güzelim yufkaların bilene yerlerine yeller esti. Gelenekler bir bir kurudu.
Üzüm bağlarımızı bilene kurutmuşlar ne güzel kazanlarla pekmezler kaynatırlardı. Kaynatırdık. Oysa şimdi yerlerini çay ve şekere bıraktılar. Elin avrupalısıda Pekmez yiyor buyurun...   Onlar bir  güzel sağlıklarını korurken bizler anemili insanlar olarak ortaya çıkıyoruz buda ne..? Demir eksikliği , Kansızlık . Oysa ki Pekmezde bulunan vitamin insan bedeni için çok yararlı bir besin kaynağıdır her insan beslenme gurubuna bu gıdayı sokmaları bence geçerlidir. Ben yiyorum köydeki gibi olmasada tüketiyorum çokta lezetli bir besin öğesi benim  açımdan
şimdi köylü ekmeklerini bilene kendi köy Fırınlarıdan alıyorlar. Oh be ne  rahatlık çokta güzel yeniliğin olması.
Geçmişteki değerlerinide unutmamak adına gelecek nesillere aktarmalılar.  Yeni geldim Türki`yeden halen yapanlar var Tandır ekmeğini kendi adıma sevindim.. Her ne kadar teknoleji olsada değerlerini bırakmamışlar buda bir Kültürdür  gelecek nesillerine bırakılacak  nedir buda ?...
 Kültür  parayla satın alınmaz yaşanır!...
Hiç yaşamadılar zaten  acımasız hayat. iklim koşulları bu kadınlarımızı eziyordu.  Biri değil hemen hemen hepisi yazmamdaki gayemde bu. Bilmiyorlar birşey ö
ğretilmemiş onlara yaşamanın sadece  yiyip içmek veya el pençe hizmatkär olacakları onlarıda öylece kavram içine sokmuşlar öyle olduğunu sanarak gün yüzü bilene görmeden geçer giderlerdi...
 Baktıkki  hayatın başka yönüde olmalı ve bizler bunlar gibi olmamalıyız adına. Böyle bir hayat tarzından kurtulmamız lazımdı. Tek çaremiz okumamız ve kendimizi yenilememiz olmalıydı. Onun için şartlarımız Şehir çocukları gibi olmasada okuma heveslisiydik. Kendimiz için o koşulları yırtmamız lazımdı. Bu nedenlede bizler düşüncelerimizi hayata  geçirmede pekde geç  kalmamıştık...

Kendime gelince:
Halen takılı kaldım yukarıdaki açıklamalarımdan dolayı. 
Köyde kararlaştırdık beni sınav merkezine abiyim götürecek. Ablamda  Ankara`da Askeriye   Hemşire kolejinde olduğu için oraları tanıyorlar kız arkadaşıda var onlarda kendileri gidecekler sınav merkezine  ayrı bir yerde.  Bütün hazırlıklarımız tamam  köyden  belediyenin önünden köy minibüslerimiz vardı  o devirlerde ayrılıyoruz üniversite sınavları için Ankara`nın yolunu tutacağız.  Önce ulaşım içinde Kaman`a uğramamız lazım oradan Otobüslere bilet kestirip ondan sonra ANKARA`ya  ulaşacağın. Ben yalnız değildim ablamda girecekti kendisi Askeriye`nin  kolleJinde ama yükseğine devam etmek için oda kendini sınavlara hazırlamıştı. Bu bahsettiğim şehirede sınavdan bir gün önce gidilmesi lazım kafamız dinç olması lazımki sınavlarda başarı oranımız yüksek olsun...   İyi de biz giderken yanımıza abimizide almıştık. Ablamla ben farklı semtlerede girecektik imtahana. O  nedenle abimde beni imtahan yerine götürecekti . Hep bilikte bir arkadaş  tanıdığın evinde bir gün öncemiz dinlenerek güle eğlene geçirdik.  Sınav yerlerinide önceden adresinden tespit etmiştik.  Ertesi günü sınav yerine ben abimle gidecektim bindik minübüsle Ankara Mamak semtinden   imtahan yeri ama bir kalabalık iğne atsan bulamazsın.   Havada sıcakmı sıcak. İmtahanım olduğu için mecburdum sıcaklar beni ilgilendirmiyor illede imtahana gideceğim yere ulaşmam lazımdı. sağolsun abiyim kırmadı zahmetde bulunarak beni sınav merkezine ulaştırdı. Biraz denildiği zamandan da geç başladı  salona girmemiz. Zaman dolduğunda içeri  sınav salonuna kabul görüldük. Kimliklerimize bakıp yerlerimize alındık. Soru kağıtları verildi. Tamam herşey sana kalmış artık ister cevapla istersende dalganı geç boş ver soru käğıdını o senin bileceğin iş. Bildiklerimi en önden yapmaya çalıştım bilmediklerimide arka zamanlara ayırdım ki  düşünme payım olsun en azından .  Bir ön sırada da bir genç varıdı  Kırmızı bir gömlek giyinmiş ipekten birazda kumral bir tipti .   Anadoludanmış  Sivas`tan  hemen hemen aynı toprakların çocuğuyuz.  Sıcak kanlı bir gençti . Neredensin falan daha sınav başlamadan merhabalaşıyorsun nerelisin Sivas`lıyım. Oda bana  soruyor Kırşehir`liyim derken.   Aynı yöredende olunca uzak bir şehirde akraba gibi geldi bana. Önceden  bu insanlar tanışıyorlar. Çocuk sınav sorularını erkenden vermişti bende diyorum ne kadar çalışkan ki hemen bitirdi Käğıtlarını verdi diye. Hakikaten önceden çıktı gitti bu oğlan. Benim sorularım bitincede bende verdim yapabildiğim kadarıyla sınav salonunu terk ettim. Girdiğim binanın dışına doğru abiyime doğru yol alacaktım saat vermiştim o zaman gelirsin diye...   O arada  bu oğlan okulun bahçesinde beklermiş  beni.   Nasıl geçti dedim? İyi ...   Oda bana sen ister kazan ister kazanma sınavı ...   derken o arada bir baktım abiyim geliyor. Abovvv....  dedim kaşlar çatık rüzgär gibi bir gelişi vardı tamam kızım sen öldün.... şaşırdım  doğrusu!.. Ordan KIZILAY`a   doğru gidiyoruz ama acayip sıcak çeketi yarı omuzunda anam önden önden gidişi beni çok korkutmuştu. Öyle oğlan arkadaşla  Sivas`lı gençle konuşur gördüğünden değilse sınav binasına bırakırken  binanın bahçe duvarında  abiyimle  oturduk sınav başlayana kadar  bol bol havadan sudan  sohbetler etmiştik birlikte .  Değilse gayet normaldi abiyim....
07 / 12 / 2014 .  BERNKASTELL_ KUES  ...   WEDERATH``dan....



( Anadolu Kadınıyım 1 . Bölüm... başlıklı yazı Mosell 07 tarafından 21.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.