Hikaye / Anı Hikayeler

Eklenme Tarihi : 18.06.2015
Okunma Sayısı : 1871
Yorum Sayısı : 0


 Onunla sohbet ediyordum kızıyordu annesine acı çektirenlere..
Kocamandı konuşmaları aynen benim  düşüncelerim yerleşmişti çocuğuma.. Benim yaşadıklarımın içinde oda bire bir yaşıyordu annenin hislerini.. bazen etrafı dağıdırcasına hareketleride sergiliyordu,  bense ellerini hiç bırakmıyordum çocuğumun tamamen kendime sabitlemiştim minnacık ellerinden huzur buluyordum hiç olmazsa canımdı o benim kara gözlerini arada bir deviriyordu sağa sola onun tek derdi annesini mutluluğuydu...
Büyükleri  öyle düşünemiyorlardı onlarca benim katlim vacipti ve öz gelinlerine yapılan işkence hedef tahtasıydım orada sanki çık git bizim olamazsın git baban evine dediler.. Anneyle çocuklarıda ayırt etmeyi düşünerek anne ise orada dişini gösterdi bir Aslan gibi kükredi yapılanların karşısında  yeter ettikleriniz yakarım sizin evinizi bırakmam çocuklarımı size bu bir isyandı gidersemde çocuklarımla giderim!.. Onun üzerine kendilerine toz kondurmadılar birde aile büyükleri olacaklardı hemen ağıtlar tutturdular benim evimi yakamazsın kendi canları yanınca isyanlarıda farklıydı demekki can yanmayınca beden dile gelmezmiş onlarda çığlılarını sürdürdüler gelinin duruşu karşısında hemen atak yaparak .. Gelinde  ozaman benim çocuklarımıda bir anneden alamazsınız ah kaynana hep senin başından çıktı bütün bu yaşanılanlarla biraz insan olmayı ögrenseydin be kokoş kokoş davranmasaydın etrafına al gülüm! Gariban geline ver gülüm ver yansın ettin oysa sen  gebeydin be benim mal varlığımın üzerinde tink atıyorsun!.. Halende senin tek sevgin çıkar sevgisiydi, oğlunu bile kazancından mahrum etdin onu uzaklaştırdın dibine almadın onada kıydın be Kadın...  Biraz paralanınca çıkarlarını ön piläna aldılar kocaman bir yuva dağılmış onların hiç umurunda değildi. Elbette herşeyin de bir can çelkişmesi olur derler ya Keser döner sap döner Sap döner Keser döner yani kendi dallarını buduyorlardı bir çıkar uğruna yeni hayatlara yelken açarak maddiyatın gözü kör olsun..,  yokluğu çile varlığı  ise yoldan çıkarıyor tabiiki buda insanına bağlı altın çamurada düşse değerinden  kaybetmez demekki orada yapılan ters davranış bozukluğu olarak kişilik denkleştirmesiydi burada yapılan kıyımda iki çocuklu bir anneye uygulanıyordu paranın gücüyle....
Ağlasamda  ne fayda Kara   yazgımmış meğer..
Ağlasamda başıma gelenler kara yazgımmış..Egenin incisiydi güya kaldığım şehir, Ne geldiyse başıma o şehirde geldi.. Yaşadığım tüm acılarım hayata dair...Kanatlarımı kırdılar.. Orada tek başınaydım.. Yaraladılar beni kör kurşunla, Öldürmediler beni seyrettiler! Hedefe alanlar gülerek.. Bense can çekişiyordum... Kendi çabalarımla,TökezlediğimYerden, Kalmaya çalışıyordum.. Alaya aldılar yaralı bırakınca.. Seyir ettiler beni! Ben ağlarken ,Onlar topluca güldüler.. Bir daha gün yüzüne çıkamamam için... Acı çekmem hoşlarına gidiyordu, Onlarca  ben yok olmam lazımdı, Onların projelerinin  dışında olmam lazımdıki , Onlar huzura ersinler... Sen kalkma yerinden sürün dediler, Ben napıyım kaderimmiş dedim, Tek başına mücadelemi verdim,  Kendimce ne kadar başarılı olduğuysamda, Hep yarım kaldılar çabalamalarım! Tüm gayretlerimi rüzgarın yeline verdim... Tek başına sağ çıktım, Elime tutuşmuş iki çocuğumla, Öylece yaralıca hiç olmazsa ! Egenin incisiydi kaldığım şehir, Karşı alsancaktan Karşı yakaya gelen,  Gemileri seyir ediyordum,   Oturduğum yer karşı yaka sahilinden.. Bir bankta yanımda küçük çocuğum, Güya kendimi unutmak için..Attığım yer şehrin ya bir semti, Yada bir caddesi, Yada bir çay bahçesi,O acıyla! Bir fincan kahve yudumlamak, Tabiiki tadı varsa damağımda.. Zehir zıkım içiyordum.. Yanımda küçük çocuğumla..Tek tesellimdi bana moral oluyordu, Hiç olmazsa duyguları tertemizdi... Gözlerinin karasından anlıyordum, Onunda ben kadar üzüldüğünün, Yinede çaktırmıyordu!  Sanki büyümüştü yanımda..  Onunla sohbet ediyordum..Kızıyordu annesine acı çektirenlere!Kocamandı konuşmaları..Aynen benim  düşüncelerim yerleşmişti çocuğuma... Benim yaşadıklarımın içinde,  Bire bir yaşıyordu annenin hislerini.. Bazen etrafı dağıtırcasına hareketlerde sergiliyordu, Bense ellerini hiç bırakmıyordum çocuğumun.. Tamamen kendime sabitlemiştim.. Minnacık ellerinden huzur buluyordum hiç olmazsa... Canımdı o benim kara gözlerini arada bir deviriyordu sağa sola!  Tek derdi annesini mutluluğuydu,  Beni bir çocuklarım anlıyordu! O koca şehirde ben kimdimki? Sanki bana ömür biçmişlerdi o zamanlar..Bir arkadaş yarenliği yapıyordu çocuğum bana...Kendimde farkında değildim? Ne yiyip içtiklerimden, işte öylesine benimkiside, Denize bakarak.. Yada bir kaç saylı eş dost,Yada bir pazar yeri, Sıkıntılarımdan kurtulmak için..Sahil kenarında hiç farkında değildim, Yanımda telefon külübesi olduğundan, Bir anda bir ses duydum kulağımla..  Duyduklarım karşısında inanmadım!  Ben ne kadar çaresizsem,  Meğerse bana benzeyen  çok kadınında, Başı beladaymış  aile içinde... Bir ses geldi kulağıma,  Karını boşarsan ben seninle varım.. Karın çıksın aradan!... Oy başıma gelenler ben şimdi ne yaparım..  işte bende o zamanlar yanmıştım yaşadıklarımla,  Ağlasamda ne fayda başıma gelenler!Kara   yazgımmış meğer...
30 . Nisan . 2015 Bernkastell_Kues`dan Dönüş korkmaz


( Gölgedeki Susuturulan Nalan Gelin başlıklı yazı Mosell 07 tarafından 18.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.