Nedensiz bir gülüşün ardında 
Tükenirken son kozlarımız
bağışladım anılarımı gönül yurduma.
Şelalelerin asaletinde kanat çırptım 
yaklaştım ayaklanan geceye...
ilk kez görüyormuş gibi el salladım
Bir yolcu edasıyla yoldan geçenlere.
Seyirdi hınzır depremler gözlerimde
ve ıslak dudaklarım yapıştı birbirine
dul bir acı ile..
Yalnızlık ırzıma geçse doğuracağım 
Iraksak bir vuslatı o derece...
Bin yokluğu yaşıyorum yaşamın eldesizliğinde



Geçmişin dili çözüldü birden
acılar ve sevinçler eşit dağıtılmıyormuş meğer.
Elvedasız bir küheylanmış yanımdan geçen zaman
Üzerime sıçrattığı çamurun izine 
güler hala palyaçolar...



Işıkları sönük bir evin kapısını açabilir misiniz siz?


Mecazi anlamları aldım o yüzden sözcüklerden
Bir yumrukla uyandırdım sabahları 
elimin tersiyle sildim suskun acılarımı...


Tacı püsküllü gelin gibi 
diktim hayat iksirini kafama
Teselli buldum gözlerinin yeşil mevsiminde
yol gösterdi ıslığın en zor günlerime...
Sızdım gece ile gündüz sarmalının
tek yastığı alaca karanlığına...
İmkansız ve zor ne kadar kelime varsa 
topladım mektup yazdım yağmur perisine.
Süreyya takım yıldızının altında...


Çiçek açtı kurduğum cümleler 
Ve kokun geldi burnuma ansızın
titredim...Titredim...Titredim...
Can veren düşlerin ile kelimelere gülümsedim...
Gözlerimde bulut saçlarımda çığ vardı
bu halimden korkan melekler kapının arkasına saklandı.



Ne kelimeyi yaktım ne cümleyi devirdim.
Girip gözlerinde içeri,dip notunu okudum yüreğinin
Adımızı birleştiren harfler aynı cümle içinde körebe oynuyordu
yakalarsam çığlığım susacak mı bilmiyordum...
Sendeki soruların yanıtı mıydım ben...
yoksa yüreğindeki yerim miydi kaleminden silinen...



Özür diliyorum yokluğundan,kapama gözlerini
Çiçek açmış bir ölünün kalbinde can çekiştiğim için 
Say ki;Yok olmuş saatlerin dibinden baktım
gizlenmiş öznede ayraçla ayrılan kayıp ilanıydım
Bir sigara izmaritini kayan yıldız sandım
yolların bittiği yerde tek savunmam
savunmasız olmamdı....



Say ki;Ürkek bir çilenti usulca yoklarsa bahçeni
yüreğimi yanına bıraktım ısın diye...
Gri bir koridorun örselenmiş derinlerinde
sensizliğin ayazını örterken üzerime....



Ferda Özsoy


Sevinç İnal Hocama çok teşekkür ederim.Şiirime verdiği sesi nefesi ile...Sevgim ve hürmetim ile...





( Say Ki İkiye Ayırdım Sessizliği.. başlıklı yazı ferda'ca tarafından 10.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.