Düşlerimin can bulduğu
sabah yeliyle uyandım uykumdan
Mahzendeki bir şarkı yayılırken bulutlara
düşüncelerimin beşiğini salladı dizeler...
Meleklerin şarkılar söylediği
sokakları sulayıp süpürdü annem.
Toprak kokusu sarıyordu tüm mahalleyi.
Dilinin altına yapışan bir sıcaklık ile
dünyasız bir bakış attı
Turuncu karanlıkların resimlerinden ayrılarak....



Hadi içine al beni de yıka anne
çılgın nehirlerinde...
Ben yine ayaklarımı vurayım yerlere
süz beni muzipçe, eline aldığın merdane ile...
Ardına bile bakma ama çıkma menzilinden
kimsesiz çocuklar gibi bakmayayım ardından
güzel gözlerinin yıldızına takılı kalsın saçlarım.
Közlenmiş biber kokusu sarsın evimizi
sardunyalarının sardığı bahçede yapalım kahvaltımızı.
Sevim ablayı,çocuklarını da çağıralım yine
yalnızlığı sevmemeyi, paylaşmayı
senden öğrendim ben de...
Cevizli kurabiyelerini,çiğ böreğini yemezdim de
kızardın ya bana...
Şimdi hepsini öyle özledim ki anne...



Ümmiye Hanım teyze de mangalda kahve pişirmiş
çağır anneni gelsin demişti.
Burnunu karıştırsa da onu da çok özledim inan ki...
En çok siz fal bakarken dinlemeyi...
Bir de gelinin israfını anlatırdı ya...
Kayın valide sendromunu anlamazdım o zaman..
zeytini ikiye bölmeden yer diyordu,
iflas ettirecek oğlumu...
Ziyan ettiğim onca zeytinde hatırlamam mı ben O’nu..!




Severdim insanları izlemeyi o zamanlar da
evde oturmak,uyumak sıkardı beni.
Hep saklanır dururdum bulma beni diye ...
Nasıl koşturmuştum seni ardımda iki saat
Zennuş ve Arap Tuncer de toplarını kestiğin için hırslıydı sana
Kuş kuş yapıp kaçırmışlardı ya senden
sonra da Allah ne verdiyse demiştin bana...
Çok kırılmıştı çocuk yüreğim onca insan içinde
yine de...yine de ...Özür diliyorum o gün için senden
Anne olduğumda anladım ki;Sen ne çok haklıydın...
Koynunda uyumak varken...



Demiş ya şair ’Bugün günlerden pazar çok özledim seni......’
İnan anne bana her gün pazar
Özlüyorum tüm sevdiklerimi ’Bir emaneti kollar gibi’
Yeni doğan güne pankart açıyorum her sabah
Akşamüstü sefalarına inat
Yeni doğan acılarımla birlikte
yürüyüşe geçiyorum beyaz düşlerimle.
İstanbul’a yağmur çiseliyor bu sabah,toprak kokusu siniyor içime
ve romatizmalı ayaklarımın sızısını da seviyorum
sağlam bir çengele takılmış duran anılarımı anımsatıyor bana
Eski ama eskimeyen bir fotoğrafına gidiyor elim
sessiz adımlarını hissediyorum gidişinin
usulca gölgeni bırakarak geçiyorsun dünyamdan
bir dolu ‘iz’ in kalıyor geride
Dünyayı biriktiriyorum varlığınla...
güneşin batsa da karanlığın aydınlatır dünyamı
gölgen daha büyüktür o yüzden gerçeğinden...


Ferda Özsoy
( İlgisayar Şiiri Anneme başlıklı yazı ferda'ca tarafından 27.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.