1 Sana Uyanmak Mucizedir Papatya

 

Yazar, uyanır uyanmaz bugün ne yazacağım diye düşünürken ilk cümle gelip takıldı diline."Sana uyanmak ne de güzeldir Sevgili" diye. İşi gücü sevmekti ve sevdasını doyasıya yaşamak; dili döndüğünce, eli tuttuğunca, sözlüğü yettiğince yazmaktı. Dağdan eriyip gelen kar suyu gibi berrak, duru ve soğuk bir şekilde sevgilinin yüreğine coşkun bir şekilde akmaktı. Onu baştan ayağa içten içe fethetmekti. Yazmak uyanık olmak demektir; herkese ve her şeye karşı pürdikkat olmaktır. İşte bu yüzden yazar da sevgiliyle alakalı her şeye kulak kabartıyor, gözlerini fal taşı gibi açıyor, aklını dinç, kalbini aşk dolu tutuyordu.

Hemen klavyenin başına geçti ve hikayesine başladı.
Ona mesajlarla hitap etmek, aşkını milyon kere milyon olsa da yine ona söylemekti. Aşk, ifşa etmekti içte saklı duranı! Hem ifşa etmeseydi eğer yazar bunu zehirlerdi onu.

Aşktan gayri ne yatırımı vardı ki bu yaşamda?
En büyük yatırım kalbe yapılan yatırım değil midir?
Para, mal mülk, makam mevki nereye ve ne kadar mutlu edecekti insanı? Kalp dünyevi ve maddi olanla ne kadar çarpacaktı daha?
İçindeki aşkı ve coşkuyu haykırmak ve bir nevi rahatlamak istiyordu yazar.
Bu çam ağacından akan reçineye benzemek gibi bir şeydi.
Çatlak bir kovadan sızan suya...
Bir kayalığı yarıp çıkan tohuma...
Yazmak güzeldi ama severek yazmak daha güzeldi.


"Sana uyanmak harika bir şey Sevgili!
Bir bebeğin dünyaya ilk merhaba deyişi, bir tohumun toprağı ilk yarışı, bir damlanın sedefin içine ilk düşüşü, bir çiçeğin ilk açışı gibi bir şeydir sana uyanmak!

Sana uyanmak bir mucizedir.
Gözlerini görmek ilk, cennetin kapısına bakmaktır.
Dudaklarından öpmek cennetin en tatlı yemişlerini tatmaktır.
Dokunmak sana yaşadığıma inanmaktır Sevgili!
Varlığını ve her zerreni cennete teşbih ederken yokluğunu da cehenneme teşbihlediğimi unutma sakın!"

Durdu yazar biraz, yazdıklarını okudu, gülümsedi.
Her gün yeniden seviyordu, daha çok seviyordu.
Aşkı katlanarak artıyordu; aşk katlanmak değil de neydi şimdi?
Sevgili uyanmış mıydı acaba?
Hâlâ uyuyor muydu yoksa!
Onu uyurken seyretmek anı dondurmak değil miydi?
Bir meleğe bakmak...
Bir çiçeği seyretmek...
Rabbi sevmek değil miydi onu sevmek?
Rabbe şükretmek değil miydi vermiş olduğu bu güzellik için!


"Sana uyanmak muhteşem bir şey Sevgili! İnsanların akışı sokaklarda gürül gürül, suyun çağıldayışı akağında şırıl şırıl, havanın tatlı tatlı esişi, çiçeğin açışı rengarenk, ıtır ıtır... Bir yaşam sevinci dolar kalbe, kan daha bir kanlanır, can daha bir canlanır. Her hücrem 'İlle de ille sen' diye parçalar kendini, böler."

Yazmanın ne kadar kutsal bir meslek olduğunu düşündü yazar. Akıldan geçenin, kalpte olanın kağıda dökülmesi ve oradan da insanlara aksetmesi ne de şahaneydi.Sihir gibi bir şeydi bu! Kelimeler kalbi fethetmek için sefere çıkan askerlerdi.Her biri taşıdığı anlam itibariyle birer vurucu silahtı. Kalbe isabet oranı yüzde yüzdü. Aklı rehin alması kalbe posta koyması olağandı.
Yeri geldi mi bir çiçek oluyordu kelimeler sevgiliye sunulan.
Yeri geldi bir silah oluyordu sevgiliye tutulan.
Tekrar yazmaya koyuldu yazar, yok yok sevmeye koyuldu diyelim. Çünkü hem sevgiliyi hem de yazmayı çok ama çok seviyordu.


"Sabah sana uyanmak güzel bir şey Sevgili! Güneş seninle güneştir pırıl pırıl gökyüzünde, mavi seninle en güzel mavidir pürüzsüz su yüzünde. Toprak seninle topraktır mis gibi yeryüzünde. Şen şakrak öten kuş seninle öten kuştur çatı saçağında. Binbir renk ve rayiha ile açan çiçek seninle çiçektir dalında. İnsanlar seninle insandır ez cümle bu yalan dünyada."


Yazdıklarını okudu baştan sona. Bir mutluluk yayıldı o an cana. Sanki sevgiliye uyanmıştı ve bunları onun yüzüne söylüyordu.Ve noktayı veciz ve leziz bir şekilde koyuyordu mesajının sonuna.

"Aşk" diyordu "bundan fazlası da değildir eksiği de herhalde!"

( Sana Uyanmak Mucizedir Papatya başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 10.02.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.