Ağzı açılmamış soruları dilendim
dokundukça yaprağını döken ünlemlerden.
Can alışlara dur dedi kalın harflerde ateşli kafiyeler..
şehirler geçti virgüllerden mümkünatı yok eden Ağır ağır dağıldı noktalar miraca tutundu melekler Çevrilen zamanın elinde tükenmeden kurşun kalem...
Eskiyen tarih ambarından yuvarlandım bir top böceği gibi
Bir yok olup , bir de var olduğumu
ispatlamak adına düştüm yollara...
Toprak yiyen bir çocuk gelip oturdu dişlerimin arasına.
Sıcacık elleri değdi yüzüme düş çiçeğinin.
Kırdım şiirin kanatlarını göçtüm yüreğimden gökyüzüne sevimli bir uyanış ile
lekesiz harfler öptü yüreğimin kuytularını...
Rucu ettim hiçliğin ummanına
“Söktüm “Ben”liği
Bitirmeden seferini müebbet düşmeleri
Kayıt/ sızı oynadı bütün gölgeler..
mecaz takıntılarını giyindi üzerine bütün cümleler...
Hira’ da nur oldu;
Bir nida bir çığlık....
Özgürlüğün tutsaklığı kapattı bakışlarıyla aralığı...
Davudi bir sesle yeşerdi düşlerim
tutundum içimdeki kuyuya
Şah damarımda dolaştı çınlayan ezan sesleri
“Sus” hükmünde mühürlendi dudaklarım
Uğuldadı yankıların / iz düşümü cemre düşerken dualarıma
Nun’a varmadan kırlangıçların göz yaşları damladı avuçlarıma. Sonsuzluğun izini gördüm Yunus’un karnında
geçtim binlerce salisenin üzerinden kilometrelerce uzağa
Tersine çevrildi tüm yokuşlar sahipsizlik ekinde
imkansızlığın en güzel yolları kıyama durdu Hüzün dolu ama başı dik Elif miktarı uzakken herkese..
Beka buldum gölgende ya Rab..!
Kayboldum İsmini ,ismimden ayıran ayraç’ta
Taşıyamazken kalbimin ağırlığını başka bir kalp ışık oldun samimiyetsizliğe inat
kandili kısılmış dünyama...
Ey! Buzulların Korunağı, çöllerin Gönüllü Serabı
Med-cezirler gibi gel-gitler yaşasa da ömrüm
Daldığım derin uykulardan uyandığımda
yanımda bir tek Sen varsın bilirdim...
bulut sağanağından düşerken kirpiklerim...
Kurutulmuş gül sesiydi Aşk... Karanlık bir ormanda uyuyan çiçekti Aşk... Yusuf’un kuyusunda susuz kalmaktı Aşk...
Ayakkabıların içinde emanete yürümekti Aşk
Ölümün dudaklarından öptüğü zamandı Aşk... Sakin sessiz gerçeklere uyanıp düşlere uyumaktı Aşk...
Bir harman yeriydi Aşk,sevenin hepsini alabileceği...
Ve biliyorum ki;Her aşkta Senden bir parça vardı... Ne mutlu ki;İçinde Aşk odunu tutuşturduğun kullarına
Ne mutlu ki bana;Yaşamın közüne çıplak ellerimle dokundum da..
ihanet etmedim sevgilere... Koparıp parça parça yüreğimi,işaretler bıraktım hiç kimselere...
Çınlayan kulaklarıma bassın biri hadi...
Aslında yok hiç kimsesiz kimse , herkesin var kimsesi...
Attıkça adımlarımızı son söze
avuçlarda terler B e r g ü z a r’ın nefesi...
Ferda Özsoy