Sırça bir saraydı ’’di’’li geçmiş zaman
akrepsi sokulgan yaşardı pusuda
Bir asrın ateşkesi bozulurdu sancılı iltifatlarda
kuytularda açardı günahların darbesi. 
Firar ederdi köşe bucak kekremsi pişmanlıklar.
avuçlarda çürürdü sen veliahtlı cümlelerim...



İnsanın içinde saklardım sevgiyi
ve basamak basamak sevgi olurdum sevgiyi ararken
Taşırdım kart vizit gibi yakamda yüreğimi...



Karanlığıma ışık sayardım mor bir düşü
son akordunu yapardım sonralar dünyası ömrümün...



Bir karış üç parmaktan uzundu
belkiler karşısında çaresizliğim.
Çetrefilli yüzlerin tarihinden sökmek zordu keşkeleri.
Yoksa baş kahramanlığına soyun/durul/muş bir diş sarımsağa
dövecek olur muydu bu kadar kanarken yüreğim...



Ömrü boyunca dik durmamış bir uçurum gölgesine
baş göz eder miydim acılarımı bir düş/üş için....



Yağmurlar başka şehirleri yıkamaya gitmiş olmalıydı bugün
Mevsimsiz dokunuşlar öptü yüreğimden ansızın 
içimdeki yolculuğa hazır olmasa da çantam
yarım kalsa da bir yanım çoraklaşan kelimelerde
Bir toprak kayması gibi üzerime yığılsa da anılar
Mavi yeşil bir cemre düştü gökyüzünden
aydınlandı gidenin koparttığı yer ışıl ışıl
Kaldırdım yüreğimden tüm kafiyeleri.
tuttum yirmilik düşlerimi kollarından...



Sakladım dizelerimin arasına sazan derisi günlerimi
Ansızlık anılarımı kurtardım ağzı bozuk cümlelerden...



Bir öyküye bir gökyüzü ekildiğinde sarsılmazdı toprak zaferle
Kaybolan medeniyetlerin akıttığı çeşmeden 
kahırlar içerdim doya doya...



Zarif bir çığlık olamadım biliyorum
zorba elleriyle yüzümü okşayanlara...
Ey aklım elma dersem çıkma desem de 
şiirle tarttım hüzünlerimi
Yükselirken yoksulluğun barometresi
geri çekilen sesler klarnet gibi yayıldı bahar ayında
İçi sevda dolu mavi bir balonla hazırlandım uçmaya.
öptüm güvercin gözü aydınlığında bulutları...



Değil mi ki;Duygularına kuşlardan önce kanat takar şairler...
Değil mi ki dünya bir sevda evi;
Ellerimin nisanı gölge olsun ilk yaza
Eğilip göğe sorayım yine benimle ağlar mısın diye...
Eksilmiş bir zamanın hesabını kapatarak.
suskun gölgem çıkıp gelirken geçmişten beni karşılamaya....



Ferda Özsoy
( Nisan Düşleri başlıklı yazı ferda'ca tarafından 9.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.