Uçsuz bucaksız mavi denizdi gözlerin
ortasında bir ben kalıyorum öyle çaresiz ve fakir.
Haykırıyorum sesli cümlelerden senli cümlelere
Emekleyerek bağlanıyorum sıkı sıkıya
Tüm bağlaçlar ile eklem yerlerinden çocukluğuma.
İçimde garip bir hüzün
sığınak arıyor masum çocuk çığlıklarında...



Isırarak saat yapıyorum koluma
kanayan bir ömür yağmalanıyor solumda...
Kristal bir koza gelip giriyor babamla aramıza
sevgiyi öğütüyor yüreğim yalnızca O’na
yaslanıyor sırtım gölgesinde gövdesine
Melekler bile imrenerek bakıyor
alnımı serinleten ölümsüzlüğüne...



Pembe pamuk helvası gibi vesikalık gülüşler
Yer veriyor bambaşka bir günün
dünden kopyaladığı keşkelere ...
Özlemi oyuncak sanan çocuklara inat
Silinmiyor izleri dalgaların darbelerinde
Sadece yokluğunu yaşamak kıyamet alameti
kanadına mahkum hücre hapsidir Sensizlik...



Hafızamda kalan son görüntünün hayalini
Bağlıyorum kayan bir yıldızın kuyruğuna
akışı çokça ağır bir zamanda.
Hibe ediyorum cennetine cehennem gibi yüreğimi....



Zamanın tik-taklarına dönence oluyor kör bir iklim
sözlere çarpmadan damlıyor nihavent damlalar
Akrebin içinde çoğalıyor dar sokaklar
Ve hiç bir sokağına sığmıyor yüreğine takılan adımlarım.
Menzilin uzak,vuslatın uzak...
mecalsiz titriyorum bu günlerde babam....
Tutuşturuyor özlemleri heybemdeki kır çiçekleri.
kocaman bir kadın geçiyor
küçük bir kızın dişleri arasından....



Özenle saklardın içine attıklarını
ruhunun derinliklerindeki çekmecelerde
Ben de saklamak istemiştim senden tahlil sonuçlarını...
Şubatın başıydı kırmızı güllerle gelmiştim sana
İlk kez o zaman öğrenmiştim yüreğimin ağladığını
Ben de seni kaybettiğim yaştayım şimdilerde...
yüreğim kaldırmıyor artık içeriye ağlamaları
Penceremin kenarından izliyorum rüzgarda sallanan ağaçları
Yağmurlar yağsın diliyorum apansız
Karışayım istiyorum ağlayan bedenimden kayıp ruhuna
sağanaklarla...
Sevgiyle boğulsun içimdeki çocuk sevdiği adamın mezarında...



İnce bir yosun kokusu sızıyor mavi denizinden gözlerinin
dinlenmeye en çok ihtiyaç duyduğu an şimdi kelimelerin
Çuval dolusu hıçkırık gizleniyor boğazıma
Zehirli bir ok yemiş gibi içimdeki yara
onca yılın suskunluğu sancıyor dudaklarımda...



Şişthhh.... Hoşça kal demiyorum...
içimdesin her yeni doğan günde (Parantez içinde)
Mavi gözlü dev adam/ım ...
özel bir çocuk oldum hep sayende
Sevgiyle doluysam gurur duymalısın eserinle
kırılsam da,üzülsem de
bağrı yanık laleleri sıkıca tuttum avuçlarımda.
Canım babam teşekkür ederim insanı sevdiren, insan yüreğine
Eyvallah gün sıcağı ellerine
kapat gözlerimi açtığımda seni göreyim
Kesreti geçip vahdete ereyim
ve Sen’li an(ı)larımı deste deste dereyim...
Yırtılmış bir tül gibi savrulmadan zaman
yatayım sözlerinin içine yerden umudumu keseyim...


Ferda Özsoy
( Mavi Gözlü Dev Adam/ım başlıklı yazı ferda'ca tarafından 21.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.