İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE

Zamanında çoban olan ali isminde bir genç bir köyde çobanlık yapmaktaydı. Köyünü ve köylüsünü çok seven iyi ve kötü zamanlarında köyünün yanından bir an olsun ayrılmayan ve gönlü sadece o çocukken ölen annesine imiş.
Köylüde ali yi çok sever ve onu evlendirmek ve bu yalnızlığından kurtulmanın yollarını arıyorlarmış. Ne var ki! çoban ali annesine olan bağlılığı nedeniyle evlenmeyi hep reddediyormuş.

Köyünü canından çok seven ve köylüsünü hiç bir zaman üzmemek isteyen çoban ali durumunu anlatmış.``Değerli büyüklerim beni çok sevdiğinizi biliyorum ben de sizi çok seviyorum fakat bilmeniz gereken şu ki: ben anneme olan bağlılığım hiç bitmedi ve ben onun hayaliyle uyuyor ve onun hayaliyle uyanıyorum...diyerek onları üzmeden bu işi kendince halletmeye çalışmış...

Bir gün çocuklar gölün başında oynarken kirli suların etkisiyle çok ağır hastalanmışlar. bunu öğrenen ali derhal köyünün çocukları için can havliyle kasabaya doğru koşmuş. kasabada bir doktor bularak aceleyle getirmiş.doktor; çocukların hastalığınınçok ağır olduğunu ve ancak kimyasal otlar dediğimiz kocakarı ilaçlarını bulunmasını söylemiş. Ali de sevinmiş. Çünkü çocukken kendisinin de başına aynı şeylerin geldiğini bilge anasının yanına gitmiş ve anasının kendisine verdiği otları alıp köy çocuklarına içirmiş...

Bir hafta sonra çocuklar yine eski mutlu günlerine dönmüşler , köylü halkı da ali`ye çok minnetkar kalmışlar...

Bu durumun bir daha oluşmaması için kasabaya giderek vali`den yardım istemiş:
Efendim bizim köyün hali şu anda çok bitkin ve harap yardımınıza ihtiyacım var yardım ederseniz sevinirim çocuklar çok kötü hasta olmuşlardı can havliyle kasabaya gelebildim lütfen, bize bir sağlık ocağı yaparsanız memnun olurum bir de efendim biz okuyamadık cahil kaldık köyümüze bir okulda yaptırırsanız çok mutlu olurum... VALİ bu gencin bu kadar istekli ve azimli olduğunu görünce söz vererek sözünü yerine getirmeye çalıştı...

3 AY SONRA...

Çocuklar sağlık evine ve okullarına kavuştular azimli olan çobana vali bey kendisine özel hocalar tutup okulun müdürü olma teklifi yaptı fakat ali kabul etmedi..

Şimdilik bir öğretmen öğrencilere yeter diyerek ileride daha ii olcağı konusunda vali ümit verdi... Vali bey köylüden öğrendiği kadarıyla yalnız yaşayan çobana öğütler de bulundu...

Ali de vali beyi üzmeden evlenmeyeceği konusunda hemfikir olmasın istedi...

Çocuklar mutluydu ve yarın okullarına kavuşacaklardı... 1 GÜN SONRA...

Okulun öğretmeni ve müdür muavini olmayı kabul eden irem hanım çocuklara ders verdiği için çok mutluydu ilk görev yerinin burası olması onu sevindirdi...

İREM Hanım da köy halkından öğrendiği kadarıyla bu kadar ii işleri yapan çobanın yalnız kaldığına bir anlam verememişti...

Çoban da irem hanımı da üzmeden durumun anlattı irem ise bu kadar ii birini yalnız kalmasını doğru bulmuyordu...

Bir süre sonra iki ii arkadaş oldular ve okulun tatil olduğu günlerde irem hanım alinin işine yardım ediyordu... Yavaş yavaş destansı bir aşk başlıyordu...

2 AY SONRA

Ali ile iremi yan yana görünce alinin güldüğünü görünce köy halkı da sevindi...

3 HAFTA SONRA ...

ALİ ile İREM evlenmişlerdi... çok mutlulrdı ve ali bir sabah kalktığında acil bir şekilde hastalandı ve sağlık ocağına koştu onlar da kasabadaki hastane ye sevk ettiler
Yapılan tahliller hiçte ii değildi...
doktor çobanın vucudunda kas erimesi oluştuğunu ve tedavi eilemez hale geldiğini söylediler...

o anda verdiği söz aklına gelmişti ben köyümün iyi günde kötü günde yanında olacağım...

1 ay sonra öleceğini köy halkına söyleyemezdi o da aklına bir fikir geldi hasta olup öleceğimi bileceklerine beni kötü biri olarak görsünler daha ii

BİR HAFTA SONRA ...
O köyünü seven biri olan çoban gitti yerine sanki çok kötü biri gelmişti... köy çocukları ona affetmedi... Bu arada amcasını ölüm haberi geldi ve bütün mirası kendisine kalmıştı ...
İrem çok sevinçliydi fakat ali amcasına kızgın ve kırgındı...
Ama yine de vasiyetinde hatalı olduğunu ve kendisini affetmesini istediğini söyleyince mirası aldı...

Çok geçmeden köy halkına bir şey söylemden köyü terk etti...

irem'de çok şaşkın ve tedirgindi...

Ali köyüne bir mektup yazdı ve artık son günlerini yaşıyordu...

Alinin ağırlaştıını gören irem, köy halkına haber verdi. köylü, önce onu affetmedi ama onca iyiliği üzerine geldiler...

GELDİKLERİNDE ALİ ÖLMÜŞTÜ...

Mektupta ise : ``Ben size asla darılmadım hasta olduğumu anladığım gün dünyam başıma yıkıldı hiç bir şey yapamazdım ya hasta olup öleceğimi öğrendiğinizde çok üzülecektiniz ya da bir daha benim iyi biri olmadığı kabul edecektiniz amcam dan kalan mirasımı size ve ireme bırakıyorum unutmayın ``ben iyi günde kötü günde`` yanınızda olacağım `` çoban ALİ... irem de çok fazla dayanamadı ve o da aşkı için öldü...
( İyi Günde Kötü Günde başlıklı yazı ali-esat-tas tarafından 3.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu