Sabahın sekizinde,içimde alışılmadık bir huzurla,başladım sensizliği dillendirmeye.Gelmedi mi sence de yokluğunu adlandırmanın zamanı?Tam dört ay olmuş bugün yüzünü görmeyeli, sesini duymayalı.Yokluğunun dördüncü ayı ve koymuş kafasına kalemim yokluğunu anlatmayı.

   Yoksun diyemedim başlarda,her yerdeydin çünkü.Sofrada karşımda,film izlerken yanımda,uykuda rüyalarımda. Ellerimdeydin,gözlerimde.Bazen suçlu,bazen masum.Ama hep yanımdaydın.

   Sonra korktum hayalinle kaybolmaktan.Sensiz olamamaktan...Çünkü anlamaya başlamıştım,senin çoktan kendi yolunda bensiz yürümeye alıştığını.Hissettim yine böyle bir sabah,unutmuştun.Yoktum artık baktığın yerde.
   O gün kendimi buldum ben.Çıktım artık sen olmaktan.Artık yoktun gerçekten.Gözyaşlarımla yıkadım kalbimin sen yazan köşelerini.Arındım.Sen yoksun ya,artık ben vardım.

   Anlamayacağını bile bile bu yazımı oku isterdim.Sevmediğini bile bile sekiz yılımı çalmanı istediğim gibi.

   Hissediyorum,sana yazdığım son yazı bu.Dedim ya artık ben varım diye.Bundan sonra da ben ve yanımda olmayı hak edenler düşecek kalemimin diline.Kalbim gibi sayfalarımda arınacak senden.Ve şimdi yürüme vakti,kaldığım yerden...
( Yokluğunun Adı başlıklı yazı aslıhan tarafından 3.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.