Havalar da ısınmaya başlamıştı, evde bunalmıştım. Ani bir kararla Kandilli'ye uzandım. Günlük güneşlik bir hava var bugün
İstanbul'da. Güneş şımartmış doğayı, renk renk bahçeler, ağaçlar.
Seyrinde geldim Kandilli’ye... Denize çok yakın bir kafede, mavilerde uçuşan kar beyazı martıların şovlarını izlerken,
sıcaktan susadığımı hissedip nefes bile almadan suyumu içtim. Aklıma birden martıların su içmeleri geldi.
Sessizlerin bir kısmı ise yedikleri besinden su ihtiyacını giderirler, bir kısmı da biz insanlar gibi su içtiği bilinendir. Oysa
martılar tuzlu mu tuzlu deniz suyu içerler. Yıllar önce Kızkulesi açıklarında boğulma tehlikesiyle karşı karşıya geldiğimde,
denizin tuzlu suyunu yutmuştum ve midemin saatlerce ağrıdan ne zor saatler yaşattığını unutmam mümkün
değil...Martıların deniz suyu içtiğini öğrendiğimde, “Başka sessizler de deniz suyu içer mi?” diye düşünürken,-Deve deniz
suyu içebileceği gibi bir defada 250 litre su da içebildiğini öğrenmiş oldum...- İki sessizin deniz suyu içmesine cevap
veremedim, siz verebilir misiniz ..?
Oya GEDİK
2012 / Haziran
Kandilli/notlarım