Online Üye
Online Ziyaretçi
2010–2011 EĞTİM ve ÖĞRETİM YILI AÇILIRKEN
ŞAKİR ALBAYRAK
Yavrularımızın vatana, milletle, devlete yararlı bireyler olmasını temin etmek amacına yönelik olan eğitim faaliyetlerinin başlama haftasında her yıl olduğu gibi bu yıl da heyecanlarımız hiç şüphesiz doruklarda. Anne-babaların ne kadar heyecan duyduklarını tahmin ve takdir ediyorum.
Ancak bu faaliyetlerin amacından saptırılması için çalışan haince sinsi faaliyetten çekinmeyen odakların varlığını hatırlardan çıkarmamak gerektiğini tekrar hatırlamakta yarar vardır.
Son zamanlarda bir televizyon kanalında hayatı film konusu yapılmış, yayınlanacağı duyurulan bir prof un da adının yer aldığı bazı senaryolardan hicap duymamak, endişelenmemek ne mümkün.
“ZİHİNLERDE AB OPRERASYONU BATIDAN GELEN PARALAR ( *)
Araştırmacı yazar Yılmaz Dikbaş, Avrupa Birliği ile ilgili Türkiye’de özellikle gençlik üzerinde sivil toplum örgütleri vasıtasıyla zihinsel bir operasyonu gerçekleştirilmesi için üniversitelerdeki öğretim üyelerine nasıl paralar aktarıldığını şöyle anlatıyor:1998 yılından itibaren Türk Millî Eğitimi Avrupa Birliğinin boyunduruğu altına girdi. Günümüz Türkiye’sinde 53’ü devlet,26’sı özel olmak üzere 79 üniversitede ‘Sokrates ERASMUS Programı uygulanmaktadır. Artık her üniversitede ERASMUS koordinatörü görev yapmakta, bunlara bağlı olarak da onlarca profesör 2Erasmus profesörü olarak çalışmaktadır.(…)Bu profesörlerimizin Üniversitelerimizde uyguladıkları ERASMUS programının amacı emperyalist AB projesinin ön plâna çıkarmak ve öğrencilerimizin beyinlerini yıkayıp onları AB bağımlısı olarak yetiştirmektir. Artık üniversitelerimiz bizim olmaktan çıkmış, AB mandacısı profesörlerin denetimine geçmiştir.
Bu profesörler AB’den hibe alan STK’ lerin de yönetim kurullarına girerek AB mandacılığı propaganda ve faaliyetini buralarda da sürdürmektedirler.
ERASMUS programına dâhil olmayı sağlamak için de muhtemelen yabancı dil(ing) öğrenme tuzağını malzeme olarak kullanmaktadırlar.
Biz de Sivil Toplum Kuruluşlarının devletin yetişemediği alanlarda kamu faaliyeti yaptıklarını sanıyorduk. .Heyhat!
Sözü uzatmayayım. Bu kanaldan doyunan prof.larin sadece bazılarının ismini sunmakla yetineceğim.
1-Prof.Dr. Ergun Özbudun (AB’den yaklaşık Bir milyon avro hibe alan Türk Demokrasi Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı)
2-Prof.Dr. Nur Serter, Prof Dr.Necla Arat AB’den 700.000 Avro ile alan Çağdaş Eğitimi Destekleme Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri)
3-Prof.Dr. Türkan Saylan (200.000 Avro Hibe alan Çağdaş Yaşamı Destekleme Deneği Genel Başkanı)
4-Profesör Dr.İzzettin Doğan (AB’den 270.000 avro hibe alan Cem Vakfının yönetim kurulu başkanı
Bu arada Bursa Amerika Kız Kolejinin niçin ve nasıl kapatıldığını da belirsek yukarıdaki metinden anlaşılan vaziyetin vahameti daha açık anlaşılacaktır.
Bu okul 19.yüzyılın 2. yarısından beri azınlıkların çocuklarını eğitmiş ancak cumhuriyetten sonra daha ziyade Türk çocuklarına hitap eder duruma gelmiştir. Lise dengi beş sınıflı olan bu okulda 1928 yılında meydana gelen Hıristiyanlaştırma olayı büyük tepkilere sebep oldu. Misyoner okulları ile ilgili İhtisas yapan Doç.Dr. Ayten Sezer bu olayı Şöyle anlatıyor. Bursa’daki Kapatılan Amerikan Kız Koleji Amerikan Bord’un okuludur. Cumhuriyet yönetimi sadece bu okulu değil misyonerlik yaptıkları için bir günde kırk okulu kapatmıştır. Bundan dolayı Bord Cumhuriyet yönetimini baskı altına almak için bu olayı beynelmilel mesele haline getirince Bursa Amerikan Kız Koleji Bizzat Atatürk’ün emriyle kapatılmıştır 31 Ocak 1928.Üç Amerikalı Öğretmen de Hıristiyanlık propagandası yaptıkları için üçer gün hapis, üçer lira para cezası ile tecziye edilmişlerdir.”
Kemalistlere, Atatürkçülere, Ulusalcılara ve dahi salâhiyettar makamlara…
(*)Hasan Erden, SİVİL İŞGAL ORDULARI, Kum Saati Yayınları s.235,4272. baskı İstanbul,2007