Bu yazıyı yazma maksadım, etnik hassasiyetleri kaşımak değil. Ya da öyle hamasi ve kallavi laflar etmek niyetim de yok. İnsan olarak, demokratik hak ve özgürlüklerin gelişmiş olduğu bir ülkenin vatandaşı olmak beni de mutlu edecektir kuşkusuz. Zaten çağcıl bir insanın -hangi etnik kökene , hangi dini orjine mensup olursa olsun- bu anlayışta olmaması kusur bence.

Ülkemizdeki mevcut iktidarın, muhafazakâr bir parti milletvekillerinden müteşekkil olmasına karşın, sosyal demokrat partilerde görülmeyen bir ataklık göstererek Kürt açılımı meselelsini en yetkili ağızdan dillendirmesini, temkinle ve merakla izliyorum bir vatandaş olarak. Gönlüm ister ki böyle bir girişim belli yerlerden dikte ettirilmiş olmasın. Sadece kendi özgür iradeleriyle karar vermiş olsunlar. Niyet okuyuculuğumuz ve müneccimlik gibi bir vasfımız olmadığına göre.Burası henüz bize karanlık.

Lâkin bu tür durumlarda tek taraflı iyi niyetin daha çok hüsrana sebep olacağındandır endişemiz, legal bir partinin genel başkanı yetkililerle Kürt açılımını görüşürken; yine aynı partinin hatun milletvekillerinin alelacele meydanlara inip -geçmişte organik bağları olduğu söylendiğinde inkâr cihetini seçtikleri - Uluslar arası kuruluşlarca illegal olduğu ,terör örgütü olduğu genel kabul görmüş bir etnik terör kuruluşunun başının muhatap kabul edilmesini; artık çekinmeden ilan etmeleri, aklıma şu Yahudi fıkrasını getirdi.

Efendim, Yahudi çocuğuna sık sık öğüt verirmiş” “aman ha oğlum çok sıkı pazarlık yapmadan hiçbir şey satın alma!” diye. Çocuk bu öğüdü kulağına küpe etmiş ki bir gün bir ayakkabı satın almak için ayakkabı mağazasına girmiş.
O esnada tezgâhtar meşgul olduğundan çocukla dükkan sahibi ilgilenmek durumunda kalmış. Çocuk : “Bey amca şu ayakkabı kaç lira.”diye sormuş. Dükkan sahibi de “ elli lira “diye cevap vermiş. Çocuk “çok istiyorsun,indirim istiyorum” demiş. Adam “o zaman kırk beşe olur” indirim yapmış. Fakat çocuk pazarlık konusunda öğüdü önceden aldığı için asılmaya devam etmiş. İndirimi yeterli bulmadığını söylemiş. Adam “ otuz lira olur” deyince çocuk tekrar indirim istemiş. Bu defa adam çocuğun arsızlığından bunaldığı için “para istemiyorum al bedava götür.” demiş. Yahudi çocuk pazarlığı biraz daha ileriye götürüp, “bir çift daha vermezsen gitmem” demesin mi. Adam ne yapacağını şaşırmış. Bu Kürt açılımı meselesinde de . Bizim yetkililer aynı duruma düşmez inşallah diye sözlerimi noktalıyorum.
(Ayrıca bu memlekette evladını bu illegal örgütün başlattığı adı konulmamış savaşta kaybeden anne-babaların acılarını göz ardı etmemek gerektiğine bütün kalbimle inanıyorum. Çünkü bu savaşı o çocuklar başlatmadı; ama hayatlarının baharında dünya muradı alamadan kalleşçe şehit edildiler. Karşılarında mert bir düşmanları dahi yoktu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.)
Ankara,15.08.2009 İBRAHİM KİLİK

( Kürt Açılımı Yahut Yahudi Pazarlığı başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 15.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.