KATİL KAHRAMANLAR ÜLKESİ
Orta yaşlı adam kendi yaşında olduğu anlaşılan komşusuyla konuşuyordu. Konuşmanın içinde dizilerden siyasete her şey vardı.
—Gencecik fidanları idam ettiler. Hep Demirel var ya.
—İnönü de koskoca Başbakanı astırdı ya.
Biri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını kastediyordu. Bir dizide idamları gösterilmiş ve yeniden özgürlük kahramanı gibi gençlere örnek gösterilmeye çalışılmıştı. Belki gençler çok ilgi göstermemişlerdi. Orta yaşlı devrimcilerin ayranı kabarmıştı.68 kuşağıyız diye kasılan bu tatlı su devrimcileri nostalji takılıyorlar. Dağlara çıkıp marşlar söylemek istiyorlardı. Zaten sıkıntılıydılar. Dönüp dönüp kelaynak kuşları gibi biz kaç kişiyiz diye soruyorlardı. Deniz Gezmiş rolünü oynayan genci Kayseri’ye getirerek hatıraları tazelemek de herhalde bu yüzdendi. Kendi çocukları bile onlara iltifat etmiyorlardı.
Her ikisi de idamları yanlış adrese havale ederek asıl katilleri saklıyorlardı. İdamları ihtilalcılar yapmış, öldürdükleri ve işkenceden geçirdikleri halka en üst devlet makamını işgal ederek kendilerini zorla kabul ettirmişlerdi. Öyle bir kabul ettirme ki, bu katiller saygın kişiler olarak hala aramızdalar.
Şimdi gelin özeleştiri yapalım. Deniz Gezmiş ve arkadaşları birer katildiler. Ama bazılarımız için hala kahramanlar. Abdullah Çatlı, M.Ali Ağca da başka birilerinin kahramanları. Dağda öldürülen PKK’lı teröristler de bazıları tarafından kahraman olarak görülüyorlar. APO bile doğum günü birilerince kutlanan katil kahraman. Ogün Samast’ı aralarına alıp hatıra fotoğrafı çektirenler de bir kahramanla yan yana durduklarını düşünüyorlardı. Ölümün insanları bu kadar kahraman yaptığı başka bir toplum var mı bilmiyorum.
Töre yüzünden adam öldüren oğullar, babalar hep kahraman değiller mi? Hapishanelerde en prestijli mahkûmlar katiller. Kimi namus için kimi intikam için insan öldürmüşler, pişman olmadıklarını göğüslerini gere gere haykırmışlardır.
Bu haykırışlar yeni katilleri yüreklendiren haykırışlardır. Kahramanları katiller olan bir toplumda insan hayatının değerli olduğu söylenebilir mi? İnsanların can güvenliği olduğu söylenebilir mi? Onlar ne kadar mahkûm olsalar da kamu vicdanında mahkûm edemediğimiz için, ölüm tarlaları kurumuyor. Bataklıklardan yeni katiller çıkıyor. Toplum hayatını alt üst ediyor.
İster kutsal devlet, ister başka kutsallar olsun ölümlere vesile aradıktan sonra bir kutsal bulunuyor. İnsan hayatının en kutsal değer olduğu ise hiç düşünülmüyor. Yaşamayı ve yaşatmayı, ölmeye ve öldürmeye yeğleyen yeni bir değerler kültürü toplumu kuşatmadıkça bu sorunla birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Oyuncuların adları değişecek Deniz Gezmiş yerini Alparslan Aslan’a bırakacak. Ölümlere dövüneceğiz. Babalar katil evlatlarını kutsayacaklar. Kısır döngü devam edip gidecek.
Biliyorum bu yazıyı kimse muhatap almayacak. Herkes kendi katil kahramanlarını kutsamaya devam edecek. Değişen bir şey olmayacak. Yine de bir umudum var. Belki benim gibi bir kişi kendi kahramanı katilin gerçekte bir kahraman değil bir katil, bir zavallı, bir suçlu olduğunu kendine itiraf ederek içindeki katili öldürür.
( Katil Kahramanlar Ülkesi başlıklı yazı ahmet-ilhan tarafından 6.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.