İKAZ
İkaz, uyarı anlamına geliyor. Her türlü tehlikeye karşı bir uyarı ikaz sistemi bulunuyor. İnsanlar kendi kurdukları sistem ve yapılar için uyarı merkezleri oluştururken, Evreni Yaratanını böyle bir uyarı sistemi kurmamış olması düşünülemez.
Evrenin bir özeti olan insan için çeşitli uyarı mekanizmalarının olduğunu biliyoruz. Biyolojik yapımız erken uyarı sistemleri ile donatılmış. Biz farkına varalım ya da varmayalım, ateşlendiğimizde veya başımız ağrıdığında bu bir uyarıdır. Vücudun erken uyarı sistemi bizi ikaz etmektedir. Bir saldırı ile karşılaştığımızda savunma şekline geçeriz, rüzgâr karşısında gözümüzü kırpar, yüksek seste kulağımızı tıkarız. Ateş acı vererek bizi yanmaya karşı uyarır.
İçimizde kötülüklere karşı da bir uyarı merkezi vardır. Vicdanımız. Nefsimizin sınırsız isteklerini durdurmak için bizi uyaracak iç kontrol mekanizmaları vardır. Kötü ya da zararlı konusunda devreye girerek bizi uyarır. Allah peygamberleri ve Melekler vasıtasıyla da ayrıca uyarılar göndererek bizim kötülüklere teslim olmamızı engeller.
Evrenin de kendi uyarı mekanizmaları vardır. Bunlar hem evrenin kendisi, hem de dolaylı olarak insan için bir ikazdır. Ozon tabakasının delinmesi, depremler ve seller doğal uyarı içeren ikazlardır. Yer küre sıkıştığında genleşerek sükûnet bulacaktır. Bu doğal hadise insanlara zarar verecektir. O zaman insanlar bu uyarıyı dikkate alarak tedbirler almak zorundadırlar. Nasıl başları ağrıdığında tedbir alıyorlarsa sel ve deprem gibi afetlere de tedbir alacaklardır. Evlerini uygun yerlere ve ikaza uygun şartları taşıyacak biçimde yapacaklar, kendilerini ve nesillerini korumak için çaba sarf edeceklerdir.
İkaza uygun tedbirler almalarına rağmen bir felaketle karşılaşmış olmaları halinde de bunu bir imtihan olarak kabul edip, imtihanı başarabilmek için gerekli olanları yapmaya çalışacaklardır. Yeryüzünde bulunma gerekçeleri olan böyle bir sınav için hazırlıklı olmak gerektiğini bileceklerdir.
Karşılaştığımız her sıkıntı, yaptığımız bir hatanın sonucu olabileceği gibi, sınavın ağırlığı sebebiyle şiddeti ağır bir imtihandan geçiyor da olabiliriz. Allahın sevdiği kulları Peygamberlerin hangi sıkıntılarla imtihan oldukları düşünülürse, bizim karşılaştığımız sıkıntıların derecesi daha iyi anlaşılacaktır.
Bir sıkıntı ile karşılaştığımızda bunun bir ikaz olduğu ön düşüncesi ile kendimizi hesaba çekmeliyiz. Biz ne hata yaptık. Ben ne hata yaptım demeliyiz. Yaptığımız hata ve günahlardan tövbe edip korunmaya çalışmalıyız. İkazı doğrudan kendi günahlarımıza bağlamalı ve yardımı ikazın sahibi olanda beklemeliyiz.
Alacağımız maddi tedbirlerle birlikte gönül dünyamızı yoklamalıyız.
Kayseri’de yaşanan 4,9 şiddetindeki deprem her birimizde korkular endişeler oluşturdu. Yaşadığımız bu korku ve endişeler doğal ikazlardır. Birçoğumuz hasarsız atlattığımız için işin sonunu gırgıra şamataya vurmaya çalışsa da deprem bizi korkularımızla yüzleştirdi, bizi ikaz etti.
Herhalde bu ikazı duymazdan gelemeyiz.
( İkaz başlıklı yazı ahmet-ilhan tarafından 4.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.