Toplumlarýn huzurunu pamuk ipliðine baðlayýp önceden hazýrladýðý uçuruma çeken, insanýn yarattýðý en büyük afetlerden birincisi terör, ikincisi ise savaþtýr.

Peki, neden savaþ ikincisi diye soracak olursanýz terör zaten savaþýn ilk ayaðý ya da þöyle diyelim ön çalýþmasýdýr. Geldiðimiz zamanda dünyanýn her yerinde terör ciddi maddi zararlara yol açmýþ ama en kötüsü can kayýplarýna neden olmaktadýr. 

Ýsyaný, kavgayý, cana kýymayý, nerdeyse marifet haline getiren örgüt üyeleri ne yazýk ki insan olduklarýný bile unutmuþlardýr. Giderek artan ve korkutucu boyutlara ulaþan terörün önüne geçilememektedir.Ancak gerçekten önüne geçilemiyor mu yoksa önlenmek mi istenmiyor?

Ne garip sanki bir muamma gibi. Acaba gerçekten bir muamma mýdýr terör yoksa bilerek istenerek mi esrar perdesi ardýna saklanýyor. Evet, dünyada terör gittikçe büyüyor ve irili ufaklý örgütler anarþi yaratarak insanlýða huzur vermiyor.

Kimdir onlarý isyana sevk eden, ya da geçmiþte veya bu gün haklý olduðunu sandýðý hangi olay, onlarý kýþkýrtanlarca tahrik silahý olarak kullanýlýyor? Asýl olan insandýr ve her insanýn bu dünyada özgürce ve huzurla yaþama hakký vardýr. Haklarý elinden alýnan insanlar mutlaka bir gün baþ kaldýracak veya içinde kinle yaþayacaktýr. Ýþte bu noktada o insanlarýn önce haklarýna tecavüz edilir sonrada onlara bu haksýzlýðý yapanlarýn þu veya bu kiþiler ya da milletler olduðu söylenir.

Halbuki perde arkasýndaki olay çoðu kez abartýlý hikâyelerle birini diðerine düþman etme politikasýndan baþka bir þey deðildir. Oldukça gerçekçi senaryolarla da buna inandýrýlýr. Oysa dünya savaþ pazarýnda ki kan tacirleri için insan hayatýnýn pul kadar deðeri yoktur, onun için önemli olan ölümdür. 

Çünkü ölüm onlarýn cebine para olarak döner. Ýstedikleri güce bu para sayesinde ulaþtýkça tezgâhý büyütür ve senaryolar daha kanlý gerçek hikâyelere konu olur. Terör cinayetleri ilk evvela küçük bir arena yaratýr ve bu arena giderek büyür. Sýrf bu yolla güç sahibi olmuþ siyasetçiler veya devlet adamlarý silah tüccarlarý ile kapalý kapýlar ardýnda binlerce insanýn çocuklarýn ölüm emrini verir.

Peki, bunun önünü almanýn imkâný yok mudur? Mutlaka var.

Öncelikle toplum bilinci aþýlanmalý doðru tarihi bilgiler ile yeni nesiller yetiþmeli. Verilen mesajlar ve eðitim barýþtan yana olmakla birlikte gerektiðinde ülkesine sahip çýkan milli kültürüne baðlý idraklý, aydýn bir gençlik oluþturulmalý. Ülkemiz gerek coðrafi konumu açýsýndan, gerek çeþitli etnik kökenlere sahip bir toplum olmasý açýsýndan oldukça stratejik bir görünüme sahiptir.

Bu konumuyla dýþardan gelecek kötü niyetlerin hedefi durumundadýr. Terörün en sevdiði lokma cehalet ve yoksulluktur. Cahil insan birde yoksulluk içinde ise onu kandýrmak canlý bir silaha çevirmek çok kolay olur. Devlet yönetiminde olanlar çok hassas bir terazinin baþýnda olup eðer yeterli duyarlýlýðý ve dikkati göstermezlerse hem makamýný hem de halkýnýn sevgi ve güvenini kaybeder.

Ülke yönetiminde sözü geçen iktidar veya muhalefet parti liderleri kendilerinin ve parti çýkarlarýna önem verip ÖNCE VATAN demedikçe açýlan siyasi boþluðu kullanacak aþikâr veya gizli düþmanlara en uygun ortamý hazýrlarlar. Bu gün geldiðimiz þu durumun en önemli sebebi ne yazýk ki tüm yaþananlara can kayýplarýna raðmen politikacýlarýmýzýn ve liderlerimizin ÖNCE VATAN bilincinde olmamasýndan kaynaklanmaktadýr. Özetle eðer BEN mantýðý içinde egolarýndan vazgeçmez bu bencil ve ‘benci’ duygu ve düþünce yapýsýndan çýkmazlarsa ülke böl parçala yok et tuzaðýna düþecektir.

Geldiðimiz bu acý noktada yapýlacak tek þey halkýn birlik ve beraberlik kavramýyla el ele ve kurulan bölücü tuzaklara düþmeden kaosa izin vermemesidir. Kardeþçe ve barýþ içinde akýl denen silahla vatanýný, milliyetini, dilini, dinini ve kültürünü korumasýyla gerçekleþecektir.

Mademki baþ ayaða düþüyor o zaman kollar vazifeyi devralacak eller birleþip yeniden dirilip BEN deðil BÝZ diyerek terörün kökünü kurutacaktýr. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir.Etnik farklýlýk gözetmeden ayrým yapýlmadan gerçekten ülkesini seven halklar birleþecek terör tuzaðýna düþülmeden iç ve dýþ düþmanlarýna ve dünyaya birlik beraberlik ruhunun güçlü örneðini sergileyeceklerdir. Atatürk’ün 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünün altýndaki mana budur.

Birlik olma psikolojisi içinde halklar MÝLLET olmayý baþardýðýnda Türkiye’miz asla gerilemeden ilerleyecektir. Terör kanser virüsü gibi bir ülkenin damarlarýna sýzýp yayýldýðýnda tedavisi mümkün olmayacak hale gelir.  Teþhis konulmuþtur hastalýðýn adý terördür daha fazla geç kalmadan derhal tedaviye geçilmelidir. Dünyayý kana bulayan silah tacirlerinin hesabý bozulmalý, kapalý kapýlar ardýnda yapýlan art niyetli planlarý geçersiz hale getirilmelidir. Gün bu gündür þehit atalarýmýzýn ruhu yeterince sýzlatýldý.

Haydi, Türkiye diril ve özüne dön Çanakkale ruhuyla birleþ! Gafletin rehavetiyle, cehaletin karanlýðýna düþüp hainlerin saadetine imkân verme. Sen bölünürsen dað taþ inleyecek topraðýn baðrýnda ki þehitlerin senin gafletine kahredecek…

Millet kimliði; ayný topraklar üzerinde, farklý etnik kökenlerden olsa bile, birlik ve beraberlik içinde yaþayan toplumlara verilen ünvandýr.

BU VATAN HEPÝMÝZÝN BAÞKA TÜRKÝYE YOK.

Þükran Gülcenaz AYDOÐAN    15.9.2015