1 Sen Benim Hayata Olan Tutkumsun



Zamanım sana hapis ve ben yine sana müebbetim... Sen duygularımda bir tutkusun , bütün varlığımı ilgilendiren bir tutku, insanlara inanış biçimim , kendini insanlığın kaderinden sorumlu tutan bir tutku bu... Ve bu tutkum istikbalimizi ikbalimize bağlayacak olan bir tutku...Tutkumsun karanlık geceme muhteşem ve münzevi bir yıkdızsın; yolumu aydınlatan çağımı aydınlatan, mağaramı aydınlatan bir yıldız... Benimkisi çağdan çağa insandan insana, ülkeden ülkeye değişmeyen değişmeyecek bir tutku...Bu kadar mana taşıyan başka bir şey yok gönlümde... Ve ben bu manada kanat çırptım...Ve ben bu manada uçmaya başladım anlıyor musun?... Yüreğimi kuşatan bu tutkuyu sana anlatmalıyım, bu çetin sevgimde yok olmamak için anlatmalıyım , yazmalıyım... Anlatmak yazmak zorundayım... Hakikatimsin ebedim ol... Hakikati ebediyeti bulanların aramaya ne ihtiyacı var? Keşfettiğimsin , keşfedilenimsim... Keşfimde ne çekingenlik, ne başarısızlık ne de talihsizlik olsun istiyorum ... Talihimizi yaratıcımızın izniyle kendimiz yarattık ona sadık kalalım...Anlatıyorum tutkumu , farkındayım mazmumlarım seni anlatırken karanlıkta kalır gibi eksik , kelimelerim seni anlatırken harem ağası gibi kaypak ve yetersiz... Evet farkındayım seni anlatırken ilham kaynaklarımın utanıp kuruduğunu, mazmunlarımın hayideleştiğini, şuurumun beynime hükmedemediğini sürekli kendi kendimi tekrarladığımın farkındayım... Ama ne yapabilirim ki inkar edemeyeceğim güzelliklerini inkar edemeyeceğim kabiliyetlerini anlatmaya ilham perilerimin kudreti yeter miydi ki?  Sen gönlümün sevimli gözdesi, başka bir dünyadan başka bir iklimden gelen maneviyat abidesi seni ilham perilerim anlatmaya  yetecek kudrette miydi ? Hayır hayır o kudret ve kabiliyette değiller...Tutkumsun aynı mukaddeslere inanan, aynı kavgalara katılan, aynı emel veya hınçları bölüşen tutkumsun... Mukaddesattım ol mukadderatım ol... Ümitsizlikle işimiz olmasın, sevgimiz meydan okuyuşumuz olsun , hayalimizdeki dünyayı kuralım, hakikatimize Hakkın hakkaniyetiyle ümit ederek mücadele ederek   ulaşalım... Sabırsızlığın  ümitsiziliklerin kuduz köpek gibi kovalandığı bu çağda sabredelim ümit edelim ki muzaffer olalım... Hayat bu kimi başında taçla doğar kimi cebinde parayla... Biz hayata aşkla doğalım taçta da parada da  gözümüz olmasın ümidimiz muzafferimiz olsun... Üstadın tabiriyle seninle bir çağın vicdanı olalım , umutsuzluğumuza idrakimize sabırsızlığımıza vurulan zincirleri kıralım, yalanları yok edelim, insanı insandan ayıran duvarları yıkalım , birlikte muhteşem bir maziyi muhteşem bir istikbale bağlayan köprü olalım kelimelerden sevgiden köprü... Sevelim çünkü sevda sevgi mukaddeslerin mukaddesi ... Öyle bir inanalım ki öyle bir sevelim ki sevgimiz engel tanımasın üzerine inanmayanların uyuşan şuuruna bir alev mızrap gibi saplansın... Öyle bir sevelim ki İsrafillin suru kadar heybettli olsun...Anlattığım tutkumsun yazdıklarımdan yazacaklarımdan daha büyük bir tutku bu... Ben bu tutkunun sesi olmak istiyorum ben bu tutkunun nefesi olmak istiyorum... Sana tutkum , en temiz duygularımın en saf duygularımın yansıması karşıdakini ürperten , coşturan,  tedirgin eden saf bir tutku... Tutkum imbikten geçirilmişcesine damıtılmış bilgi damlaları inci taneleri gibi pırıl pırıl tertemiz bir tutku... İncimsin hayranlıkla seyrederken kedimden geçtiğim başkalaştığım mücevher ... Tutkumu anlatmak haykırmak zırvalamak bezirganları mabede , avamı fildişi kuleme sokmak gibi bir his... Sen gökkuşağımsın gökkuşağını anlatmak seni anlatmak insanı gebe bırakan , doğum sancıları içinde kıvrandıran  ama doğumu pek kolaylaştırmayın bir özellik seni anlatmak maharet ister... Hep eksik bıraktığım hiç tamamlayamayacağım eksik bırakacağım bir özellik... Söylemek istediklerimi bütünüyle söyleyememek  zindandaki Yusuf'a duyulan hasrettir gönlümde... Belki bu satırlara sadece günlerim gömülü ama asırlar bu otuz günü anlatamaya yeterli değil... Anlatıklarımın ilk cümlesinden son cümlesine kadar vehimlerimle heycanlarımla rüyalarımla ilmik ilmik seni işliyorum tutkumu işliyor sevgimi işliyorum anlıyor musun?  Sende yaşıyorum elemlerimi sende yaşıyorum sevinçlerimi sende yaşıyorum bunalımlarımı sende yaşıyorum ümitlerimi, sende yaşıyorum iç huzurumu en önemlisi sende yaşıyorum yaşama sevincimi ... Sen Himaliyalardan daha zirvesin gönlümde , Lût gölünden daha derinsin duhgularımda seni Jüpiter kadar büyük ahiret kadar anlamlı ve temiz seviyorum... Tutkumsun dalımın ilk yaprağı, bir vahyin ilk hecelerisin, yazdıklarımın sonuna üç nokta koyup bitmesini istemeğim ilk mısrasısın... Yok yok yazdıklarıma senden bir mısra karışmış , karışabilmişse ne bahtiyarlık! Sen duygu hürriyetimin vatanısın... Sende tesamuhu öğrendim, düşüncenin gökkuşağını bütün renkleriyle sevmeyi öğrendim, peşin hükümlerin mahpesinden kaçmayı , hakikatlerin çeşitli yönlerine eğilmeyi hayatın her tecellisine saygı beslemeyi öğrendim... Tutkumsun güzelle sonsuza hoşgörüye sevgiye tutkumsun.... Duygu dünyamı fethe uğratan Fatihimsin... Ve bu kubbenin altında artık fethedilmeyecek bir Istanbul olmak istiyorum Fethi gerçekleşemeyecek Istanbul ... Tutkumsun yüreğimin tellerine harf harf adını işlediğim tutkumsun...Seni Zafer'den zafere koşan Ulubatlının savaşma azmiyle severek selamlıyorum....seni eyübun sabrıyla severek selamlıyorum... Seni çağlar ve mevsimler gibi tükenmeyecek bir aşkla sevgiyle severek selamlıyorum... 


( Sen Benim Hayata Olan Tutkumsun başlıklı yazı H.GÜNDOĞAN tarafından 13.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.