Münferit bir lehçe idiniz ve de münferit bir hece yerin göğün tapınağı aşk ikliminde seken her düş gibi her hayal gibi yol verdiğim kadar bu aşka şiarım olsa bile aşk, nankör bir v/eda ile bilediğim kalemi dilediğim rahmeti de serperken üzerinize.

 

Acı menşeli bir şiir ile dikebilirdim söküldüğü yerden dilimi ama vakıf dahi olamazken siz hâsıl olanda saklı sessiz bir rüzgârdınız ey, sevgili bayım…

 

Açtığım kadar o kapıyı ardına kadar ayıp addedilen de bir iklim olmasaydı keşke aşk ve işte kayıp şiirlerin kaygan zemininde üstü örtülü bir hayali bıçak gibi saplarken de kalemi, kelamı selamı yitik bir zeminde hiç olmadığım kadar da eminken sizden ve işte makûs gölgemin hazzında değil haiz olduğum yalnızlığın ve hüznün kırbacı ile kutsandım ansızın kutladığım bir şiir dönümü varsın olsun yıl, uğursuzun hırsızın.

 

Ziynetim saklıydı hem tinimde ve   titrimde.

 

Ulaşılası bir dağ bellemişken sizi gördüm ki; ulaşılması gereksiz bir uzantı imişsiniz.

 

Diktiğim her sarkıt sapladığım her dikit nasıl ki hüznün bohçasından firar eden söküklerimdi…

 

Acının iz düşümünde açılan kapıdan giren ilk bendim mademki matemimle örülü şiirlerimi yastık altı yapıp mutluluk ve sevinç nidaları ile de kurduğum ortaklığın neticesinde doğdum ben bir avazda ölümümü kutlayan hangi haris gölge ve ruhsa, sınandığıma vakıf sindiğim de değil sindiremediğimdi gidişiniz benden bir o kadar beni benden etme ihtimalinizi sonlandırıp göğsüm kabarırken kıvançla esaretinde ilhamın sağdıcım illa ki kalem ve aşk elbet solumdaki ganimet bir armağanı iken evrenin haydan gelen sevgiyi huya teslim ettim temelli.

 

Huysuz iken ruhum ve de huzursuz.

 

Uykularım b/ölündüğü kadar bir b/ölü iki değildi aşk varsa yoksa asal ve de asi/l bir sayı içimin belirteci iken hayal dünyam ve de uzamında evrenin bununla sakit olsun, demeyi nasıl da becermiştim siz olmaksızın da yaşanabileceğini bana ispatlayan mademki tek yetkili mecra ve işte soluksuz kaldığım gönlün küpeştesinde saklı tuttuğum künyemde ve aksayan ayaklarında imgelerin nasıl da sağlam bir temel atmışken ben sonlanmayan coşkuma yazma aşkıma.

 

Her minvalde şartsız koşulsuz.

 

Ve de her ihtimalde beni benden uzak kılan iken sahipsiz bir gölge misali tehir ettiğim o sevgi o minval ki; bir yerlerden kaçıp da kendime kavuşma arzumu yinelesem bile kendime geç kalmışlığın yıl dönümünde boyutsuz ve pervasız ruhuma coşkuma ve umuduma eşlik eden sözcüklerin çığlık çığlığa beni yanlarına çağırdıkları kadar da uzak kalmak kendime, defalarca yinelediğim bir hata olsa bile zararından neresinden döndüğüm kadar da barışmışken kendimle ve her fasıl her hacizli sözcük yedieminde kaybettiği bir güncenin son sayfasına yazdığım o kelime ile huzurundayım ben içimdeki çocuğun:

 

Huzursuz hatta uykusuz ve de umarsız ve mütereddit kimliğimden de sıyrılıp toprağa ektiğim tohumun çiçekleneceği güne de saniyeler kala…

 

Hicretim iken bu sefil aşk ve hicabım iken kapısından kovulduğum tüm köylerin de muhtarlarına ve ihtiyar heyetine selam olsun. Dokunulmazlığımı taşıdığım kadar satırlara ve işte içtimadaki ruhumla kanat açtığım enginliklerin müdavimi olmak adına aday olduğum bir t-cetvelinde tekil kimliğimle ve tekil hanemle sonsuzluğu kucaklamanın da mümkün olduğunu en başta kendime ispat etmişken onsuz olamadığım kadar da sadece O iken, korumacı kollayıcı enginliğinde Rabbimin bana eşlik ettiği kadar kutsadığı duaların kabul gördüğü kadar iki âlemde de esiyor olmanın verdiği coşku ve huzurun nezdinde iki cihanda da aziz olunuz, ey, sevgili bayım…

 

 


( İki Cihanda Da Aziz Olunuz Ey Sevgili Bayım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.