‘’Şiirsel yaratıcılığın tam karşılığı olmasa da: “Şiir, iki şeyden doğar: hayal ve hatıra.” Bizi yazmaya götüren temel dürtünün, şimdi ile çatışan geçmiş yaşantımız ve gelecek tasarımımız olduğunu düşünüyorum. Eğer yaşadığı hayat insana yetseydi ya da insan kendisine sunulanla yetinseydi, ne şiir, ne bir başka sanatsal yaratı, ne de bilim doğardı.’’(Alıntı)

 

 

İçimin karartısında saklı ışığın içtimadaki derbeder peyzajı.

Renklerin muhtevası bazen pembeleşen yanaklarıma konan kelebek konaklı düşler hani, hani…

Bir aldatının sakarlığında ne zamanki kalemimi alsam elime ve sağaltmak adına hüznün koyuverdiğim geride kalan heba ettiğim hayatın uğruna kendimi feda ettiğim aşkın namlusunda saklı iken ansızın hâsıl olan bir şiir.

Minvalinde göğün.

Hatmeden evreni.

Hazır ol da geçmişken hele ki ömür…

Bir saniyede saklı bir asır.

Bir dakikanın dahi ehemmiyeti varken yaşamın telaffuz ettiği o almaya doyamadığımız nefesi vermekle iştigal ve işte ruhumun sözcük pompaladığı ve yüreğin aşktan da üstün duygularla yeryüzünü tırmaladığından da öte sevebildiğim kadar kendimi özgür hissettiğim ve semaya kurduğum bir otağı bir çadır misali hükmeden evrenin dayatması olsa bile şiir hırpani bir bulut bile yeterdi bana mademki mesken tutmuştum boşluğu ve de zamansız bir boşluğu hoşluğa döndürmek iken tüm derdim.

Ah, minvalimde seken kuş mizaçlı kalbim.

Mealim keşke denk düşseydi sadece ve sadece bir şiire…

Ve işte başlamışken anlatmaya kim tutar beni kim tutar elinden kalemim düşmezken ara ara kaile alınmasam da seviyorum ben kale duvarlarına astığım şiirlerle ve de kalem’ im ile özlem giderirken.

Hayta bir ömür.

Devşirme gölgeler.

Kazan kaldıran yeniçerilere özenen duygular.

Bir ışık sadece bir ışık iken peşine düştüğüm.

Kendime ırak bir ömür bellemişken şiirle tanışıklığım olmasa bile hayat zaten şiirlerin toplamından mevcut değil miydi?

Hayal gücümün pekiştiği ve iyi ki de kanamış yüreğim kendimi bildim bileli.

Kâh kendime dost kâh kendime düşman sıdkım sıyrılmışken kendimden kendime inşa ettiğim köprünün kumdan ayakları ve de de kumdan kale’ m ve kalemim kum dökermişçesine betonarme bir hayalin uzantısında nasıl da sözcükler dökülüyor iç cebimden ve de künyem.

Külliyemde çıkan yangın:

Ya, yangından ilk kurtardığım?

Yağmalanmış duygularımdan ördüğüm şiirler:

Bazen tıknefes.

Bazense nefsimi öldürmenin verdiği huzur ve coşku ile içime çekip de vermeyi unuttuğum nerede ise her nefesim.

Yorgun miadım.

Yorgun miladım.

Yâdımda saklı hatıralar ve de hız kesmeyen hayal dünyam…

Zincirleme bir kaza ve şiir şiiri doğururken kumpası imgelerin.

Bir gülüm/seme adadığım iç sesimde saklı binlerce nazım niyazım ve dikenim.

Tüylerim diken diken canım yandıkça kardığım özlemim.

Özlemim kendime:

Ne gam ölsem bile defalarca?

Haşat edilmiş alametifarikası ruhumun ve yorgun bedenimi umursamadan kendime ettiğim zulmü de propaganda etmek adına belki de çırpınışım.

Kalp gözüm.

Gönül tezgâhına serili özüm.

Ölümsüzlüğe nazire etsem bile ölü toprağı da serili iken üstüme hele ki insan toprağına dahi alışabilirken ve işte top yekûn firar eden imgeler başat bir saldırıda kalem ile hücuma geçtiğim karanlığın lanetini dindirip aşkın ve sevginin hoşgörüsüne sığındığım güç bela da kendimi güvenilir bir limanda demir attığım.

Hüznümü mazur görünüz.

Ve sahiden de seviyorsanız beni hüznümle kabul görmeliyim yitmeden ömür yatıya kalmadan Azrail misafir eylediğim göçmen kuşlardan da sorunuz beni nazım niyazımla darp ettiğim kadar yalnızlığımda saklı hayallerin ve tüm hatıralarımın uğruna hatırşinas yüreğimde de sakladığım kadar ben aşkı ve sizi ki bize meyletmeden aykırı ve de uzağımda saklı bir hayalden de öteye gitmeseniz bile ben her zerremle sevebilmişken sizi ve de aziz olunuz iki cihanda da değerli azizim ve de tüm hakkım helal olsun size Hakkın Kapısında dualarda buluştuğumuz o sonsuzluğun rotasında bir an bile tereddüt etmeden sizi tüm yüreğimle sevebilmişken…

 

 


( Şiirle İştigal... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.