Muştalanmış bir renk geçirdim beyaz
tenine semanın ve beynamaz rüzgârı ıslıkladım bilsem de ıskalandığımı ve
lacivert bir tüle öykündüm öncemde külümde saklı bir gül olmanın verdiği
hicapla kimliğimi ve kaygımı da saklı tutmak koşuluyla:
Bir avazda açtım bir avazda soldum
Lanetli gezgin gecenin
Tininde saklı yine dünde kalmış
Yıldız m/eziyetimle sıska bacaklarına
tutundum
Hem kalbimin hem kalemimin hem de
kabrimin
Yasına dönük yüzünde
İçimde semiren hüznün
O kesif sessizliğinde namını almış
yürümüş
Bir şiir daha dikmeliydim mademki
Kale’ min duvarlarına eşlik eden
Yüreğimin dualarında s/af tutan
Eşkali belirsiz olsa bile an’ ın
Nice anı’mı da tefe koyan
Bir zaman zarfının
İçine en derinine konuşlandım
İlla ki postalayacaktım sabık namını
Ölümün
Rüştünü ispatlamış onca hüzün
Ve işte diklendiğim iblis ve zalimin
Endamından ayrı düşen bir imlecin
Hem kibrinde hem de tedirginliğinde
iç sesimin
Nemli bir buluta öykündüm bu sefer
Ve asılsız haberlerden ırak
Aslına rücu eden sevginin delik
kalbinde
Yer tutsa bile bunca insan bunca
nifak
İlla ki soyutlandığım bir minvalde
Ocağı tütmeyen bir fıtrat
Nezdinde asi Fırat’ın
Fidan boylu ilhamımın da yanık
sesinde
Sergüzeşt bir mısraının peşine
Düşmekten de öte
İçim her kıyıldığında
Mademki kıyama duran bir neferi idim
adaletin
İlahi Aşkın nezdinde
Tümlendi asaletim
Hüznüm kâh redif
Aşkım kâh nesir
İmla hatası kabul etmeyen o
seyrüseferi
Kalemle dansın ikbali
Kaile alınmasam bile
Alınganlığım nasıl ki üzerimde
Bir üst geçitten geçip
Girdabın engebesinde saklı hicranı içip
Hayaller de fiiliyata büründü mü
Noksan hecelerden çıktığım yolda
Nokta özürlü bir aşkın bir şafağın da
Değişen boyutunda
Üçledim illa ki aşkı
İkilettim illa ki yalnızlığı
Mahlasım olmasa bile
Üç noktalı bir gezgindim ben
Yüreği de hayatı da kinden men edip
Kirli ellerimden dökülen mürekkebin
Bakir ve masum teninde
Alnımın akıyla da kucak açtığım
Umudu peşkeş çekmişken şiirlere
Namı almış yürümüş bir masal
Nemi dinmeyen ruhumu üşüten nazlı rüzgâr
Her yaş vakti
Her yas nasıl ki bir akitti içimdeki izdihamda
Yasa mahiyetinde
Aşkla
Şevkle
Umutla yazılası binlerce dizeye şiire
gebe
Bir fasıl
Bir da hasılası dünün
Havsalamdan taşan özgürlüğün
İlhamın da divitinde
Körle yatıp şaşı kalkan nice hikâye
nice nesir
Gönlün surlarına serili
Sırların serlerin Allah katındaki
meali
Mademki kibirsiz tevazu yüklü
Bir minvali
Özdeş bilmiştim
İçimdeki yerleşik umudu ve sevgiyi
Dikiş tutmaz söküklerimde dikili
Binlerce anıt ve akit ve adak
Hüzün ön koşulu olsa bile
Yaşadığıma biat
Bir kimlikle
Lebiderya mahiyetindeki
Coşkumu da saklı tutmak koşuluyla
Ve işte açtım açalı
O devasa ayracı
Nasıl ki eş tutmuştum içimdeki yaralı
çocuğu
Çoktan aza indirgenmiş hayatın
nazında
Ölümden hüzünden ırak
Sonsuzluğun minvalini
Sürgün edildiğim duygularda
Hüzün ve o kesif sessizlik
İdam sehpasında saklı ne var ne yok
Bir bardak çayın da deminde tutulası
nutku
Kâh öğretilerin kâh hayallerin
Tutuşan güneşin hüzünlü ruhu
Nasıl da özdeş kaleme
Nasıl da sırça köşkü yanmakta ateşin
nezdinde
Muhtevası günün ve reşit bir özlem
ile
Diktiğim söküklerim
Hali hazırda infazı geciken bir
şiirin ölümle
Dansı.
Buklesi sözcüklerin
Buğrasında saklı iken imgelerin
Cenk ettiği kalemin
Küflü anılar dergâhı
Aşkın da hüznün de erbabı
Kanıksanası bir düş’ ün ölümü
Gerçeklerse kırıntı misali