Sismik gücü evrenin şaha kaldıran o
derin tevazu:
Aşkın efendisi düşlerin raydan
çıkmaya müsait yalnızlığı
Ve o kekremsi sessizlik:
Aşkın İlahi Sarnıcı ve şiir
Belli ki kefen bezine sarılı
dizelerin sırları
Gök kubbenin tutuşan isyanında
Yerkürenin mutlak doğrularında
Bazense sökün eden bir vaveyla
Ağıtlar yakarken yürek
Azadesi ömrün aşkın müptelası
Seferi yalnızlığı
Seyyah acıların başkaldırdığı
Büyük ihtimalle insan doğası
Sefasını sürse ne ki hayatın
Cefadan ibaret
Beylik hüznün arbedesi
Sıra dışı bir ölüm dilerken
Şairin sır dolu kıblesi
Ansızın doğan gün ışığı
Oysaki gece, ruhlara yabancı
Gecenin izini sürerken evren
Bir tebessüm daha bahşetsin diye
Tanrı
Sarmalında maneviyatın
Varsa yoksa şiirler yürek yarası
Yakası açılmamış düşlerin fısıltısı
İhtimamla severken şair
İfası infazı ve isyanı
Kök hücresine şerh düştü düşeli
O v/edanın nüansı
Termik santrali evrenin
Sismik acılar göstergesi
Sistematik bir ölüm öncesi
Hibe ettiği kadar yüreğini
Hazzı haiz olduğu coşkunun külfeti
Yazılansa bir şiirden çok öte
Ötekileştirilmiş şairin yürek yangını
Titrine sadık bir sevda
Alacalı bulacalı bir veda
İndinde sessizliğin vuku bulan o
devasa yama
Söküklerin izinde
Yerle yeksan olmuş ruhun devindiği
Bedenden ayrı düşen
Bedelini sevdanın yazarak ödeyen
Diyeti günün
Direnci verilen hükmün
Direttiği kadar kalemin
Dilemması esen rüzgârda saklı
Solan tebessümlerin yansıması
Sessizliğin kıraç yankısı
Yâdında dünün saklı bir teselli
Tecelli edecekken ömrün son katresi
Ve umudun ve hüznün yerleşkesi
Sözcüklerse tohum misali
Serpildiği kadar zeminden ötesi
Sonsuzluğu kucaklamakla iştigal
Yazmadığında kalemin öfkesi
Diri bir hüzün
Başat bir iklim
Dinginliğin özlemi
Varsa yoksa yoklukla sınanan
yüreklerin dinmeyen duası…