1
Düşlediğim miydin yoksa d/işlediğim
bir arzu mu kalemin solgun nidasında saklı zemheri yazmadığımda eriyen ruhum
kırık gönyem paskal sevdam bir maraz değil mecazi değil asla deşilen içimde
saklı İlahi Ateşin her kıvılcımı ve dualarım nasıl da mubah, kartal
kanatlarında hayatın kayrasında saklı telaşın izini sürdüğüm ve o meltem
serinliğinde yüz bulamadığım kendim hem de kimyam özgün reçinesi sevdanın
dinmeyen nazı niyazı beyitlerin ve her günüm sadece anneme dair içerlediğim
değil içtiğim hüzün şerbeti bir minval ki ya da sıra dışı bir mıntıka sınır
dışı edildiğim hayal dünyam mutlandığım günlerinse alabildiğine uzağında
düştüğüm.
Kekremsi bir zirve
Hüzün sadece hüzündür meşrebim
Göğün kırık kanatları
Yerkürenin kapalı kapıları
Ve kim bilir neler gizli kapıların
ardında
Sürmenaj olmuş belleğim
Ne tasvir edebildiğim
Ne de tasfiyesi mümkün yüreğimin
Zincirlendiğim bir mahzen
Kayıtsız şartsız teslim iken kadere
Ve işte o harf ihlali
Deştiği kadar keder içimi
Bir damga
Bir mühür
Parmak izimse
Kalemde gizli
Sayacı yüreğin
Sarkacı sarnıcı
Harbiye Koğuşu adeta
Yatağımın başında hâsıl olan o izafi
mezar taşı
Tamamlayamadığım bir hikâye
Görmeye engel olamadığım nice kâbus
Taşan sular
Banyonun kilitli kapısı içeride
mahsur
Kaldığım kadar
Yalnız
İvedilikle ölmeyi dilediğim
Şerh düşülesi bir akit
Göğün telkini
Yerkürenin kini nefreti
Cennetim kayıplarda
Annemse hem yanımda hem uzağımda
İçre yolculuk
Güftesini benim yazdığım
Bestesinden bihaber
Sessizlikle örülü mezar
Kemiren içimi
Edemediğim bir veda
Sırra kadem basmışken sevgi dolu nice
insan nice eda
Uzağıma konmuş talih koşu
Belki de bir yılkı atı
Gemleyemediğim
Hüzün teknemse su alırken
Nemine ruhumun şahit Rahman
Koşulsuz teslimiyetim
Kayıt açtığım yeni bir gün yeni bir
şiir olsa bile ne ki?
Yazmaya durduğum
Yankılanan iç sesim
Yâdımda saklı dünüm
Yarenim kalemim
Kanayan imgelerin şırıltısı
Aşüfte bir söylem midir yoksa
mutluluk?
Öncemde
Zinhar andaki mevcudiyetim
Yarınlar ikbalim olsa ne ki?
Yağmalanmış hayallerim
Zifiri gecenin zikri
Baş koyduğum yalnızlığın tedirginliği
Yanmaya aday bir çıra
Yükselttiğim kadar sevda dolu bir
çıta
Çelimsiz çırpı bacaklı kalemim
Sevdamın nezdinde
Sermayem olsa sevgi ne ki
Derlediğim bir masaldan da öte
Gök gözlü annemin titreyen sesi
Na’şım içimde esen
Neşri evrenin
Sözcükler yürek burkan
Hatmettiğim kitaplar
Yakılası düşlerim
Düşlediğimden öte
Dizginlerimi terk ettiğim
Bir kıyım ya da kıyam
Zemheride içim iken donan
Oysaki Nisan güneşi
Rahmetin ta kendisi yağmurun hikmeti
Pasaklı bir nida
Ve çocukça bir sevda
Çokluğun değil azlığın rengi
Tekil varlığım
Tekil hanem
Üşüten sözcükler ne zaman ki dile
gelse
Geçen üşümem
Bodoslama terlediğim
Adeta Ağustosun feri yanan
Kıymığı kalemin değildir tek batan
Çoktan dibi boyladı hayal teknem…