1
Cümleten seyyah o yorgun sözcükler
kıblesinde çıkan yangınınsa tek maruzatı elbet şair yazdığı kadar mutlu varsın
olsun dünü ve anı ve nice anısı puslu.
İkramı evrenin
Bir cihat bir nefer bir de fedaisi
aşkın
Yolunda yolcu göğün terennümünden
sökün eden
Yıldızların da kuyruğuna bastı mı
ayın ışığı
Işıdığı gözleri
Nemli bir isyanla dile gelir yüreği
Bohçası yamalı
Yandığı kadar hüzünle
Bol keseden sevgiyi şiar edindiği
Yüreğinin kurulu cumhuriyetinde
Tayin edilesi mısralar
Bazen arpacı kumrusu gibi
Bazen göç eden bir fani
Tebessümler ekili
Şairin zırhında
Şiirin nezdinde
Sevecen bakışlı sevginin ümmeti
Kayıp mısraların
Tinine sokulur ansızın
Okyanuslar aştığı yalnızlığının
Hesabı
Sadece ve sadece şairden sorulur
Semiren bir bulut misali
Cebinden dökülen çakıl taşı nasıl ki
Eşlik eder de o gözyaşı…
Vurucu timler
Vebali boynuna kaderin
Kap kaça uğrayan imler
Tehdit altında yaşar
Şair
Öznesi ayan beyan
Cılkı çıkmışken bir kere yalanların
Ve işte yorgun Efe’si yılların
Yakut gözlerinde aşkın
Şeceresini sunar evrene
Sihirli bir d/okunuş
Sabıkalı ve şaibeli değilken de gülüş
Güneşin mizacına şerh düşer ansızın
Feraha çıktı çıkacak yalnızlığının:
Bir cümbüştür ki süregelen
Seyyah mevsimin taşlar dökülür
eteklerinden
Zaruri bir sevgi
Ziyan olsa ömrü ne ki?
Kıblesindeki o t/aşkın mizacı
Yerle yeksan olduğu kadar varlığı
Yoklukla sınanan bir su perisi misali
Kanatlarına konan şiirin dolmadan da
miadı
Bir koşu gider gelir ama kendine
Bir hummalı savaştır ki verdiği
Nasıl ki
Kendinden de öte yolu yoktur şairin
Zimmetli olduğu kadar
Kâh kaderine kâh kederine…