Meyse annesi babası  genç yaşta Almayaya çalışmak için gelmiş ve uzun süre  bu ülkede kalmışlardır. İşte Meyse de dünyaya gözünü Almanya’da  açmıştır.

    Çocukluğu bu ülkede geçmiş, burada okula başlamıştır. Bulunduğu ülkenin yaşam şekline alışık olarak şok serbest ve özgür olarak yetişmiştir. Çok fazla okuyamamış tam genç kızlık çağında oda çalışmaya başlamıştır. On sekiz yaşını doldurduğu içinde evde kendisine ait tüm karalarını kendisi vermektedir.

    Memleketinde anne annesi dedesinden ayrılmış başka bir kocaya varmış fakat gittiği kocasında da çocuğu olmamış, kocasının kız kardeşinin oğlu Enderi evlatlık olarak eve  alıp evlendirmişlerdir. Enderin iki oğlu iki kızı olmuştur. Büyük oğlu Mehmet  Meyse ile  aynı yaştadırlar. Mehmet  liseyi bitirmiş iki yıllık yüksek okulu okumak  için İstanbul'a  gitmiştir.

  Meyse tatil için memlekete gelince anne annesini ziyarete gider orada Mehmet’le karşılaşır. Fakat aralarında her hangi bir yakınlaşma olmaz Meyse misafir Mehmet'te ev sahibidir. Üstelikte akrabadırlar onun için Mehmet misafire yapıla bilecek her hizmeti yapmaktan geri kalmaz.

  Her zaman olduğu gibi insanlar için Almanya cazibesini korumaktadır. Mehmet'te fırsat bulsam da bende gitsem diye düşünmektedir.

   Bir gün büyük anası Mehmet’i karşısına alır ve “oğlum sana Meyse’yi istesek alırmısın, hem böylece Almanya’ya da gitmiş olursun, orada evin hazır olmuş olur. Ne dersi” diye sorar. Mehmet'te

“Anacığım benim hiçbir kızla bağım yok, kısaca sevdiğim falan yok, Meyse yi gördüm güzel kız benim için bir mahsuru yok fakat o beni beğendim bakalım da, yada bir sevdiği varsa kızı sakın zorlamayın ben zorla olan evlilik istemem. Sonradan bana sorun olur. Böyle evliliklerde kadınların ilk fırsatta evini bırakıp sevdiği adama gittiğini çok gördüm. Ona sorun” der.

  Büyük anne kızını arar durumu anlatır. onda “ anne iyi düşünmüşsün akraba olarak bir birimize kaynaşmış oluruz. Ben Meyse ile konuşayım sana haber veririm” der. annesi Akşam  işten dönen Meyse ye “ kızım anneannen seni oğulluğun oğlu Mehmet istiyor. Torunuma sor bir sevdiği var mı? Mehmet’i gördü tanıştılar onunla evlenir mi sor dedi” der ve “ Mehmet seni beğenmiş fakat bir sevdiği varsa veya birisi ile ilgisi varsa onu zorlamayı, bir tek sizden korkup yalan söylemesin doğruyu söylesin. Ben başkasını seven birisin alıp onun hayatını da kendi hayatımı da zindan edemem demiş” der. Meyse de

“anne Mehmet’i tanıyorum o farkında değil amma ben onu inceledim. Konuşmaları, düşünceler ve davranışları sizin dediğiniz gibi mert bir insan. Benimde hiç kimse ile ilgim yok veya arkadaşlığım yok. Anne biliyorsun çalışmaktan bu işlere zamanımız mı kalıyor. Siz uygun görürseniz benim içinde bir mahsuru yok. Evlenince bir birimiz severiz her halde” der.

  Annesi de iki gün sonra büyük anneye telefonla Meyse’nin söylediklerini aynen aktarır. Mehmet Almanya’ya çağrılır fakat tüm uğraşlarına rağmen Mehmet konsolosluktan vize alamaz ve oraya gidemez.

Kısa tatillerde Meyse İstanbul'a gelir. Mehmet’le gezer dolaşır, mümkün olduğu kadar kaynaşmaya çalışır. Gerçekten de Meyse’nin kalbi bomboştur ve bu boşluğu Mehmet’le doldurmaya çalışmaktadır. Mehmet te elinden geldiği kadar ona nazik davranmakta onu kırmamak için ne gerekiyorsa onu yapmaktadır.

 Almanya'nın bir tatilinde aile memlekete gelir ve Meyse ile Mehmet’in nişanı yapılır. Yaz gelince de düğüne karar verilir ve geri dönerler. Mehmet defalarca denediği halde Meyse ye gidemez ancak telefonla ve mektupla sürekli haberleşirler.

 O aralar bilgisayar da yavaş yavaş günlük hayata yerini almaya başlamıştır. İki genç onu da haberleşme aracı olarak kullanmaya başlamışlardır.

 Nihayet yaz gelir Meyse ve ailesi memlekete gelirler. İlk olarak hemen gençlerin nikahı yaptırılır ve Mehmet’in vizesi için müracaat yapılı. Ondan sonra da düğün hazırlıkları hızlı bir şekilde başlar çünkü ailenin tatili kısadır. Beş altı günde düğün yapılır. Gençler evlenirler. Ne var ki Meyse’nin kalbinde bir boşluk vardır. Mehmet'e karşı arzu ettiği bir sevgiyi kalbinde bulamamaktadır. Kendi kendine “zamanla sevgisi  kalbime yerleşir” diye düşünür.

   Sonunda Mehmet’i de alır Almanya’ya götürür orada bir ev tutarlar ve yerleşirler. Meyse ailesine yakındır. Bir sene sonra bir kızları olur, fakat hala  Meyse’nin kalbindeki boşluk durmaktadır. Mehmet  iş bulmuş çalışmaktadır. Çocuğu ile evde kalan Meyse bilgisayarda İnternet üstünden çeşitli insanlarla haberleşmeye başlar. Mehmet’in bu işten haberi yoktur. İlk kızları Derin büyümeye başlamıştır. Zaman hızla akıp gitmektedir.

 Meyse birkaç kere memlekete gelir gider. Mehmet işi dolayısı ile gelemez aradan üç sene geçer bir kızları daha olur. Adını Derya verirler. Meyse yine çocukları ile evdedir.

İnternet'ten haberleştiği bir erkek vardır. Onunla dertleşmekte her derdini ona anlatmaktadır. Geçen zaman içinde de Mehmet Meyse ye gereken ilgiyi gösteremez. O da kendini yalnız hissetmeye başlayınca İnternet arkadaşı ile daha sık haberleşmeye başlar.

 Meyse kızları alır ve Mehmet'e  haber vermeden İstanbul'a Akrabalarına gelir.  Bir not bırakır “ evde hapis kalmaktan bunaldım biraz kafamı dinleyeceğim” der.

 Mehmet evde tak kalınca akşam bilgisayarı karıştırırken bakar ki Meyse ye bir erkek mesaj yazıyor. Oda ona karşılıklı yazışmaya başlıyorlar. Öyle ki Mehmet  her konuda  yazıp cevaplar almaya başlar. Acele etmeden karşıdakinin niyetini ve düşüncesini de alır. Hatta karşıdaki “Türkiye’ye ne zaman geliyorsun yine görüşelim” mesajını düşer. Mehmet bilgisayarı kapatır. Mesajları kayıt yapar. Yakınlarında oturmakta olan kayınlarını çağırır ve onlara okutur. Meyse yoktur İstanbul’dadır. Kayınları ile  “mesajı yazanın onun orada olduğundan haberi yok. Haberi olsa Türkiye’ye yine gel diye yazmazdı” derler. Belli ki  gerçekten bunalmıştı gitmiş diye düşünürler. Mehmet onlara “şimdi öyle olsa da bu adamla önceden bacınız buluşmuş konuşmuş, ne yaptıkları da Allah'a ayan, ben bundan sonra ona güvenemem. Adamın yazdıklarına bak ben ona karım olduğu halde bu şekilde ifadeler kullanamadım. Bacınız gelince ne yaparsınız bilemem kızımı alır size teslim ederim” der.

Onlardan ayrılır. Meyse’nin  abisi ve kardeşleri telefonla ona ulaşarak acele gelmesini söylerler. Meyse ilk uçakla geri döner eve gelir.  Mehmet yoktur.

      Bakar ki bilgisayar  parça parça olmuş bir şeyler olduğunu anlar. Acele ile kardeşlerine gider. Yengeleri ona “adamlar kafanı koparacak sen ne haltlar işledin derken Mehmet eve gelmiş bakmış

Meyse’nin çantası evde acele ile Kayınlarının evine geçince onunla karşı karşıya gelir onu tutar kolundan eve getirir karşısına alır ve

“bu rezalet kaç yıldır devam ediyor. Ben sana eğer sevdiği vara bana doğru söylesin ben onu almam diye haber gönderdim. Sen yok dedin. Bu adam nereden çıktı, aç mı kaldın çıplak mı yoksa dövdü mü, sövdüm mü seni kıracak ne yaptım. Eşek gibi çalışıyorum belki işten seninle fazla ilgilenemedim. Ne istiyorsan benden isteyebilirdin. Artık sana güvenmiyorum. Memlekete her gidişte o adamla buluştun bu nasıl pisli. Seninle daha olamam seni kardeşlerine teslim edeceğim.” Der ve onu biraz tartaklar.

 

Meyse

“aramızda senin tahmin ettiğin gibi bir ilişki yok ben sana hiç ihanet etmedim” dese de.  Mehmet “adam İnternet neler yazdı neler. Ben sana hiçbir zaman o kelimeleri kullanmadım. Halada kullanmak  istemem utanırım. Aranızda bir şey olmasa onu kimse yazamaz. Büyük kızımı alacağım küçüğü seni emiyor sana ihtiyacı var. Gerçi senin sütünde bunlara haran ya neyse o sende kalacak kalk bakalım” der. Onu alır kardeşlerine teslim eder.

 Meyse’yi kardeşleri bayağı hırpalar. Hatta tenha bir ormana götürürler. Bunu temizleyelim diye. Mehmet  farkına varır onları takip eder onlara yetişir. Ve onlara

“siz delirmsiniz burası Almanya sizi bir saatte bulurlar. Bir de iki çocuk var yetim bırakacaksınız ben ayrılsam da kızlarımın anası. En iyisi benden boşayın ve o adam kimse çağırın, götürün veya gönderin onunla evlensin. Bir daha da arayıp sormazsınız. Fakat benim onunla bağlantımın kopması mümkün değil. Bu çocuklar olduğu sürece” der

 Onlarda “ çok doğru söylersin o piç bu yuvayı nasıl yıktı ise bunu alsın” derler. Geri dönerler.

  Meyse kardeşlerini kapısında bir ay çakma kazık gibi, sığıntı gibi itelene kakalana kalır. Mehmet’ten boşanır bu arada İnternet arkadaşına durumu anlatır. genç bir çocuktur hatta askerliğin yapmamıştır. Ona “beni almazsan gelir seni vururum. Bana yazmadığın şeyleri o gün kocama nasıl yazdıysan bu işi temizleyeceksin. Beni İstanbul hava alanından alacaksın, yoksa ben sana gelirsem evden cesedin çıkar. Gelince de resmi nikahı yapana kadar yanıma yanaşamazsın. Ben zaten ölmüşüm seni de yok ederim” diye söyler.

 Almanya’da işlerini bitirir ve haber vererek ilk uçaklar İstanbul'a gelir. Çocuk onu karşılar, çocuğun yaşı ondan çok çok ufaktır. Daha lise bir iki gibidir. Beraberce onun memleketine giderler.

  Meyse artık Almanya ile tüm bağını koparır babası  “seni evlatlıktan sildim” diye haber gönderir. Annesini de önceden kayıp etmiştir. O çocukla nikahlanır küçük kızı yanındadır. Çocuk askere gider gelir. Mehmet memlekette bir kızla evlenir onu alır Almanya’ya götürür. Evlendiği kız  Mehmet’in büyük kızını kendi çocuğu gibi bakarak büyütür kendinin de bir oğlu olur. Artık Mehmet Mutluluğu  yakalamıştır. Ara sıra küçük kızından haber alır, okul tatillerinde yanına alır. İki kızda gelinlik çağına gelmiştir. Fakat büyük kız o olaydan sonra hiçbir zaman annesini aramaz. Sadece kardeşi ile haberleşir. Annesinin sesini duyunca da telefonu kapatır. Meyse  aradığı sevgiyi orada buldu mu bilinmez.

Bilgisayar ve İnternet bir çok aileyi dağıttığı gibi bu aileyi de dağıtıp perişan etmekten geri kalmamıştır. Kim bile daha kaç ailenin. Daha kaç gencin hayatını allak bullak edecek.

                    

                                                                                                                                Faruk Soydemir

 

 

( İnternet'in Yıktığı Yuva başlıklı yazı Faruk tarafından 31.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.