Yaz mevsiminde her ne kadar soğukluk, serinlemek için aranıp tercih edilse de “Soğukluk” kelimesinde zaten ürpertici bir soğukluk vardır aslında.

 

Kış mevsiminde sıcaklığın aranıp tercih edildiği hepimizin malumudur.

 

Bir de “Soğuk Kişilik”ler vardır ki, bunlara da toplum içerisinde sıkça rastlarız. Bunlarla bir arada yaşamak sıkıcı olabilmektedir. Kendilerine antipatik duygular beslediğimiz bu kişiler aile çevresinde ise daha da zorlar bizi. Bu kişilerle yaşamak belli zorluklar getirebilir hayatımıza.

 

Bizler genelde soğukluğu veya sıcaklığı kişinin konuşkan, girişken, heyecanlı, yakın, samimi, duygusal olup olmaması ile ilgili olarak kullanırız. Birinin soğuk bir kişiliği olduğunu söylediğimizde genelde bu kişinin mesafeli, uzak, iletişim kurmayan, somurtan ya da ciddi görünen, duygularını belli etmeyen biri olduğunu söylüyoruzdur.

 

            İnsan fıtratının gereği olarak haliyle soğuk karakterli kişilik uyum ve insicam için elverişli olmayan, buna mukabil sıcak karakterli kişilik ise cana daha yakın hissedildiğinden ötürü tercihe şayandır.

 

            Soğuk karakterli kişiliklerde agresiflik, depresif hareketler beklenebilir. Hele de bu tip insanlar hasbelkader makam, mevki ve yetki sahibi olmuşsa maiyetindekilere ya da başkalarına bu soğukluğunu inat, şiddet, kin ve intikam olarak aksettirir demektir.

 

            Soğuk karakterli kişiliklerle arkadaş olmak, iş ortağı olmak, eş olmak veya onların mahiyetinde bulunmak çekilemez ciddi bir problem oluşturabilir.

 

            Bir de “Soğuk Savaş” tabiri vardır ki, bu deyim ilk kez 1947 yılında ABD'li Bernard Baruch tarafından kullanılmıştır.  II. Dünya Savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında sürdürülen sürekli gerginlik ve sınırlı çatışma biçimi. Soğuk savaş, 1917'den başlayan Doğu-Batı çekişmesinin bir ürünüdür.

 

            Son zamanlarda Türkiye ile Rusya arasında meydana gelen soğukluk da bilindiği gibi Rus Devlet Başkanı Putin’in tıpkı kendi ülkesinin soğukluğu gibi ülkemize ve milletimize karşı da soğuk rüzgârlar estirmektedir.

 

            Galiba coğrafyası soğuk olan insanlardan sıcaklık beklemek de safdillik olacaktır. Elbette bu, coğrafyası sıcak olanların da illa ki sıcak davranacağı anlamına gelmez. Zira ortadoğuda yaşananlar bunun göstergesidir. Ancak buralardaki olup bitenler tezgahlanan bir oyunun sonuçlarının yansımasıdır.

 

            Aksine, tebessümün sadaka sayıldığı bir dinin mensuplarının birbirlerine karşı bu derece sert, katı, soğuk ve acımasız olmaları imkânsızdır. Ama ne çare ki tuzağa bir kez düşülmüş artık.

 

            Bir kaçtane soğuk espiriyle bugünkü yazımızı bitirelim:

 

-         “Son gülen en geç anlayandır.”

-         “Biz Fatih’in torunlarıyız, ya Deli İbrahim’in torunları nerede?”

-         “Problem yoksa neyi çözeceksin? Öyleyse önce problem çıkar!”

-         “Gülümse!..Yarın daha kötü olacak.”

-         “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır.”

-         “Aptallarla tartışma ki, aranızdaki benzerlik anlaşılmasın.”

-         “Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.”

 

Yüzlerin güldüğü huzurlu günler temennisiyle…

 

 

MFK

( Soğukluk Üzerine başlıklı yazı MFK tarafından 6.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.