1438. yılına girdiğimiz hicri takvimin 61. Yılının 10 Muharrem’inde Irak sınırları içerisinde Bağdat’a 100 km. ötedeki  ‘Kerbela’ mevkiinde İslam tarihinin en trajik faciası yaşanmıştı…
 
Gözünü makam, mevki hırsı bürümüş şaşkın ve taşkınlar güruhu, Yezid’in talimatıyla Hz. Peygamber’in dünya reyhanlarından ve cennet gençlerinin efendilerinden biri olan Hz. Hüseyin’i ve aile efradıyla birlikte 72 ‘Ehl-i beyt’ evladını hunharca şehit ettiler…
 
Olayın nasıl cereyan ettiği tarih kitaplarında mevcuttur. Bizim dikkatleri çekeceğimiz mesele ise İslam coğrafyası denilen her yerin artık o günden beri kerbela oluşudur…
 
Siyonist emperyalistlerin karış be karış işgal etmiş olduğu coğrafyamızda kerbelalar tüm hızıyla devam etmektedir…  Zira mütemadiyen Hüseyin’ler acımasızca çocuklarının, eşlerinin gözleri önünde katledilmektedir…
 
Başta ABD ve sömürgeci zihniyete sahip Avrupa kapitalist ve emperyalist güçleri, demokrasi ve barış vaat ettikleri her bir ülkeye kesinlikle savaş ve huzursuzluk götürmüşlerdir…
 
İmam Hüseyini’n mübarek başını gövdesinden ayıran Yezid’in şakşakçılarının bugün DAİŞ vb. şekilde tezahür edip kameralar önünde nice masumun başlarını kestiklerine tanık olduk…
 
Din adına piyasaya sürülüp Siyonizm tarafından güdülen bütün terör örgütleri Yezid’in izinden gitmektedir. Ancak görünürde Yezid olsa da bunlar, finanse edenleri görmedikçe biz inananlar daha çok uzun zaman birbirimizle didişip dururuz…
 
Suriye, Irak, Filistin, Yemen ve Mısır’ın içerisinde bulunduğu bataklık pozisyonuna Türkiye’yi de çekmek istiyorlar. Eğer bu vaziyet gerçekleşirse ker/belalar zirve yapmış olacaktır…
 
‘Ker’, Kürtçede ‘eşek ve sağır ‘ demektir. Bela ise; İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum, büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse bir de hak edilen ceza anlamlarına gelmektedir… Bu kısa sözlük tahlilinden sonra ‘Ker/bela’ kavramını düşündüğümüzde daha farklı neticeler kafamızda canlanmaktadır…
 
Mesela, bölgemizdeki halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticilerinden ABD’nin uşağı olmayan kaç devlet başkanı var diye baktığımızda olayın vahameti kendiliğinden ortaya çıkmaktadır…
 
Nasıl ki, nefis; şeytanın beden dünyamızın içerisindeki yerli işbirlikçisiyse, Ortadoğu’daki birçok devlet başkanı da aynı şekilde ne yazık ki, ABD’nin güdümünde işbirlikçidir… Yani bu coğrafyanın mazlumlarına birileri zalimini taşıttırmaktadır…
 
Namazlarımızda oturma eylemini gerçekleştirdiğimizde; tahiyyattan sonra okuduğumuz her ‘salli ve barik’ dualarında kendilerine dua ettiğimiz ‘Ehl-i beyt’ içerisinde yer alan Hz. Hasan, eşi tarafından zehirlenip şehit edilirken, Hz. Hüseyin’in de Kerbela’da şehadeti zihin ve yüreklerimizde capcanlı durmaktadır. Diğer taraftan sürekli yaşadığımız benzeri vakalar aslında bize ders vermesi gerekirken maalesef ker/belaları yaşamaya devam ediyoruz…
 
Yekvücut olması elzem olan Müslümanların darmadağın halleri bu ker/belaların bitmeyeceğine işarettir…
 
Rabbimizden rahmet ve inayet diliyoruz...
 
MFK
( Ker/belalar Bitmiyor başlıklı yazı MFK tarafından 9.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.