Varsa Yoksa Aşk...





Düş çekimleri…

Telaşla ördüğüm tasasız olsun diye yıllanmış yüreğimin düş çürükleri ve lalden bir alfabe icat ettiğim tembel yanım kalan yarım yarınlardan medet umduğum.

Belki de bir imla hatasıyım imha edemediğim aslında o münferit hecede doğmuş iken miladım ve bir iyelik eki:

Gül olmanın tarifesi

Sözcüklerin sayaç iklimi

Şahlanan duygularım

Mefkûresi ömrün mealimse asla değil çöpsüz üzüm…

 

 

 

Güleç bir inkâr

Gül çehrem.

Solumla yatıp solumdan kalktığım

Elbet aşkın idamesi

Solumda yatan çocuk masalları

Sağdıcım kalem

Soldan sağa saydığım

Ara sıra yıkılsa da kale’ m.

 

Mimarisi göğün

Şehla gözlerinde sevdanın

Yaktığım iklimler

Kurunun yanında yaş dolu gözlerim

Nihayetinde yaşın da yandığı alametifarikası dünlerimin.

 

Şerit değiştiren bir ışık

Azadesi ömrün katık

Ettiğim her atık

Atılı yüreğin değil asla batılı

Bir batında doğan güneş ve mehtabı

Sıkıca koynuma sardığım aşkın İlahi Sarnıcı

Bazen düşe kalka

Bazen düşülesi o gayya kuyusu

Külünde saklı bir kul iken

Külümden doğmanın hikâyesi

İsmimle müsemma bir gülüm/seme

Seyyah yüreğin saydam rahlesi…

 

Gönül tezgâhım tıka basa dolu

Dolgun zamanların,

Geçkin taziyelerin

Bazense tüten zanların

Dumanı gözümü yakan

Duman altı mevsim

Adeta şehir vapuru

Bıçkın mizacı ile Paşabahçe vapuru:

Yoksa o da mı tedavülden kalktı?

 

Balıkçı pazarı

Moda sahili

İhya edilesi yürek takvimi

Sağım solum İstanbul

İskambil falında çıkan sevgili

Nazı dinmez niyazı eserekli

Halkalar birbirine eklenen

Sahi kaç ben saklı içimde?

Derisini yüzdüğüm

Yalnızlığın titrinde

Delişmen rüzgârın ıslığı

Burnu kiminin Kaf dağında

Durduk yere mi af diledim yoksa onlar yerine?

 

Yâdı mısraların

Yankesici ilhamın arka bahçesinde saklı ilham perim

Aklı estiği gibi gelir ve gider

Zamanını kolladığım o istifli kader

Hali hazırda kendini naza çeken

Yazıp da sildiğim yüzlerce belki binlerce mısra

Cımbızla çektiğim içimden…

 

Bir can pazarı adeta yaşanan

Ve işte bir cambaz gibi afalladığım

Bodoslama düştüğüm yer çekimi

İçimde kalan kâh ukde kâh neşe

Hayta iklim

Hoyrat rüzgâr

Tutar t/arafı var mı sahi yaşamın?

 

Keyfe keder yaşamak ne ki hem sevmedikten

Sonra insan kendini en çok kendini

Damarımdaki kimya değişmeden

Mizacıma yenik düşen bir sitem

İçime ekilesi tohumların

Hasat zamanı

Ne zamanki

Bir dikit ya da sarkıt görsem

Renkler münzevi

Aşksa bir aldatı

Sözcükler müphem

Ve işte münferit yüreğim

Şahsına münhasır sevgim

Kartlarımı açık oynadığım

Yine de kumarda kaybettiğim

Aşk ise elbet bir kazanım.

 

Yoksa şiirlere kaleme nasıl geçerdi nazım?

Azar azar savdığım

Sıramı

Azgın dalgalara teslim olmadan

Bodoslama yazdığım ilhamın da atar damarı

Kan yerine sözcük pompalayan

Bense adeta uydusu aşkın ve şaşkın şahikanın

Gözünde saklı bir nur gibi ya da bir ışık

Elbet varsa yoksa aşkın

Yolumu aydınlattığı…

 


( Varsa Yoksa Aşk... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.01.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.