1
Bilinmeze iz düştüm çünkü teşrif
edendi gizin saklı olduğu umut torbam belki de ceset torbasında saklı sandukam
içimden taşanı dışlayan dış sesin öfkesinde bozguna uğradığım.
Bir tabela ait olduğum şehrin nüfusu
ve rakımı içselleşen aşkın kehaneti belki de çöken rehavetin akıbeti…
Günden derlediğim geceye sunulası.
Geceyi b/ölen sesi rüzgârın ruhunsa
yükselen çıtası.
Bir emare midir yoksa ansızın vuku
bulan şu şiirsel yakarışta zikredilen aşkla müsemma hazanla özdeş yalnızlığın
fıtratında saklı nice düş nice gerçek.
Uyruğum şiir.
Ulağım da…
Posta güvercinini bekliyorum okumak
adına kendime yazdığım mektupları ve beklemeye aldığım mutluluğa serpiyorum
yorgun mısraları.
Eşref saati evrenin ve endamlı sesi
bilinmezin.
Meşru bir gün meali hüzün ve menfi
bir duman gözümü yakan isinde şehrin gecelediğim kadar sabahlara teşrifim.
Azgın beyitler dünde kalan eşrafın
alt kümesi iken gıybetin verdiği hazzı hası ve de sözcükleri sevgi fukarası
sevdiklerim ve uleması şiirlerin bazen cehalet bazen esaret yüklü ve yoldaşı
sözcüklerin ruhun vardiyalı geçen ömründe yerinden sökülmüş vidalar ve işte
şehre girişte göz kırpan tabelası ömrün ve nüktedan sözcüklerin öldürücü gücü.
Zihnim ve mealim.
Ve metanetim.
Beyanatım ve ibrazım ve firarım ve
firakım.
Elde kalan dünün özeti şahitliğinde
şahikanın şahin bakışlı aşkın iz düşümü ve eş güdümlü duygulardan çıkıp da yola
varamadığım diğer yaka…
Bir cinnet belki de yazmadığımda
ruhumu kundaklayan.
Bir cehalet insanların içine düştüğü
ve akla zarar.
Kıymete binmişse gün gecede derli toplu
bir sofraya kurulmuş suretler ve ruhuma huzur veren sureler çekincelerimi yok
sayıp giriştiğim anbean büyüyen umutla sürüldüğüm şehirlerden sökün eden
fideler adeta ruhumda saklı dizeler ve işte aşkın ve umudun diyetini ödüyorum.
Hâsıl olan ansızın.
Havsalamdan taşanların nazarında
ektiğim tohumların yeşerdiği elbet ruhun da şiir hasadı ve göç mahallinde
saklıyım günün gecede eşref saatine denk düşen bir kımıltı bir ışık göğün
uçuşan perdelerinden sızan bir isyan belki de miadı dolmuş ömrün uzatmaları oynadığı
ve uzamında şiirin aslında şairin arkasını kolladığı kadar sahip çıktığı şehrin
de ruh ikizi iken şairin mizacında saklı binlerce müsemma dize.
Hazandan sarkan yaprak.
Yâd edilesi mazi ve uzamında hayatı
devirdiğim hayatı çevirdiğim yaprak yaprak.
Göğün iniltisi ve baş veren umudun
irsaliyesi.
Aşkla erilesi hidayet öncesi cefa
yüklü günlerin tek getirisi hayata bağdaş kurduğum kadar da yaşamdan firar
etmek istediğim.
Sözcükler cirit atan.
Sözcükler fark yaratan.
Sözcükler düşmek bilmeyen yakamdan ve
elimdeki sancak misali kalemin fısıltılarının çığlığa döndüğü…