1 Zaferler,hezimetler,öncesi Ve Sonrasıyla Kut’el Amare Savaşları---5. Bölüm---

Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 1.06.2022
Okunma Sayısı : 643
Yorum Sayısı : 2

ZAFERLER,HEZİMETLER,ÖNCESİ VE  SONRASIYLA KUT’EL AMARE  SAVAŞLARI---5. BÖLÜM---

---TÜRK  DOSTU ?  GENERAL  TOWNSHEND---

Kute’l Amare’de  esir  edilen  General  Townshend’e  ne  oldu  sorusunun  cevabı   ile  devam  edelim.

Townshend, Halil  Paşa’ya  teslim  olunca  kendisine  çok  iyi  davranıldı  ve  silahları  bile geri  verildi.  Onun  ise  ilk  etapta tek  bir  isteği  vardı: Her zaman  yanında  olan  köpeğinin  İngiltere’ye  gönderilmesi...  Bu  isteği  kabul  edildi.

Önce  Adana’da  daha  sonra kısa  bir  süre  Bursa’da misafir  edilen  Townshend sonunda  İstanbul’a  getirildi.  Askerlerinden  Hintli  olanlar  Bursa’ya  diğerleri  de  ülkemizdeki  başka  esir  kamplarına  yerleştirildi.

Townshend İstanbul’da  önce  Heybeliada’da  bir  malikaneye, burada üşüdüğünden  dolayı  daha  sonra  Büyükada’ya  nakledildi.

Kızları  ve  eşinin  yanına  getirilmesini  rica  etti.  Eyvallah  deyip  kabul  ettik  ama Townshend’i  görmeye  geldilerse  de savaş  devam  ettiği için  sürekli  olarak  kalmadılar Townshend’in  yanında.  Yani  ‘’  Kadının  yeri -  her  ne  şartta  olursa  olsun  kocasının  yanıdır-  İlkesi  karısı  için  geçerli  olmadığı  gibi  kızları  için de  babalarının  yanında  olmak  geçerli değildi.          

Neyse  efendim, Townshend  baktı  eşinden  fayda  yok, rahat  rahat  gezip  dolaşabildiği  Beyoğlu’nda  Olga  adında  bir fahişeyi kendisine  metres  tuttu. Ancak  Olga  netameli  bir  kadındı  zira Ruslara  casusluk  ettiği  iddiasıyla  tutuklanıp  dört  sene  hapse  mahkum  edilmiş  olan  Peter Joseph  adlı  birinin  yeğeniydi. Durum  taa  Dahiliye  Nezaretine( İçişleri Bakanlığı )  kadar  iletildi.  Dahiliye  Nezareti ‘’ Bak  işte  bu  olmadı.  O  karıyla  zinhar  ilişkiyi  kesmelidir. ‘’  Dedi.

Townshend  yaklaşık  2.5 sene  kaldığı  bu  elini  kolunu  sallaya  sallaya İstanbul’u  dolaşma  esaretinden (!)  sıkıldı. Bir  kaç kez  kaçma  teşebbüsünde  bulunduysa da enselendi  ve  kendisine  teessüflerimiz  arz edildi.  Çünkü İngiltere’nin  gözden  çıkardığı  adamı  maaşa  bile  bağlamıştık. Hatta  ‘’ Bu  maaşla  geçinemiyorum.’’ Dediğinde  maaşına  zam  bile  yapmıştık.

Derken  efendim  Osmanlı  Devleti  1918’de artık  tüm  cephelerde  iyice  çökmüş  olduğundan  ateşkes  isteyince  Townshend’e  gün doğdu. ‘’ Beni  serbest  bırakın  tamamen  sizin  lehinize  bir  antlaşmayı  İngiltere’ye  kabul  ettirmezsem  adam  değilim.’’  mealinde  laflar  sarf  edince  salıverdik  ‘’  Haydi  görelim  seni  general.’’  Diyerek.

Daha  sonra  Osmanlı  Devleti  adına  Rauf  Bey (Orbay ) Limni  Adasının  Mondros  Limanında  İngiliz  Amirali  Galthorp’un  karşısına  oturdu ateşkes  antlaşması  için. Townshend de  oradaydı. 

Rauf  Bey General Townshend’e  ‘’  Bu  çok  ucu  açık  bir  antlaşma. Korkarım  bu  antlaşma  ile  Yunanistan  bir  delilik  yapıp Anadolu'ya  saldırır’’ Dedi.  Townshend  ise “İngiliz Hükümeti antlaşmayı imzaladıktan sonra bu gibi anlamsız hareketlere razı olamaz. Bunu(Ateşkes  Antlaşmasını) kabul etmeniz lazımdır.” Diye  cevap  verdi. ( Amiral  Galthorp da ‘’ Maddelere  takılmayın.  Kesinlikle  bir  işgal olmayacak.  Size  asker  sözü  veriyorum’’  Demişti  Rauf  Bey’e )

Rauf  Bey 1  Kasım  1918’de  Yani  Mondros  Ateşkes  Antlaşmasının  imzalanmasından bir  gün  sonra gazetelere ‘’ Bir  tek düşman  askeri  bile İstanbul’u  işgal  etmeyecektir.’’  Diye  demeç  verdi. Bu demecinin  üzerinden  sadece  12 gün  geçmişti  ki  13  Kasım 1918’de  İtilaf  Devletleri kuvvetleri ( Yani  düşmanlar. )  hem  deniz kuvvetleri  ile  hem  kara  kuvvetleriyle  İstanbul’a  girdiler.

1920’de Askerlikten  ayrılan Townshend – 1920- 1922  Tarihleri arasında  İngiliz  parlamentosunda  Millet  vekilliği  yapmıştır. Bu  süre  içerisinde  24  Temmuz  1922’de İngiliz  Milletvekili  sıfatıyla  Mustafa  Kemal Atatürk  ile Konya’da görüşmüşlüğü  de  vardır. 

 Atatürk  25 Temmuz 1922’de  İcra  vekilleri  Heyeti Başkanı   (  Yani  başbakan )  Rauf  Orbay’a  gönderdiği  telgrafta  bu  görüşmenin  amacını  tafsilatlı  bir  şekilde  açıklamıştır.  Özetle  Townshend  bizim  Büyük  Taarruz ve  Başkumandanlık  Meydan  Savaşımız  öncesinde  Mustafa  Kemal’e  adeta  ‘’ Şunlar  şunlar  olursa( Yani  Rıza  gösterirseniz )  güzel  bir  barış  antlaşması  yapılabilir ‘’ Demiştir.


Peki  neydi o  şunlar ?

A)  Yunanlıların  Anadolu’yu boşaltma  kararının  bir  süre  önce  Paris’te zaten  kararlaştırıldığını  dolayısıyla  bunun sorun  olmadığı
B) Ancak  Türk  tarafının  Trakya  konusunda  aşırı  taleplerde  bulunmamaları  gerektiği
C) Edirne  konusunun  söz  konusu  edilen  Trakya  sorunundan  ayrı  ele  alınabileceği
D) Çanakkale  Boğazının  Uluslar  Arası  bir  komisyona  bırakılması
E) Kapitülasyonlar  konusunda  İtilaf  Devletlerinin  Türkiye’yi  sık boğaz  etmeyecekleri

Bu  maddeler  bana  biraz  tanıdık  geldi  ya  neyse...

Mustafa  Kemal, Generel  Townshend  ile  bir  yemek  de  yedi  ve  yemekten  sonra  ona  şöyle  dedi:  ‘’ Biz  Türklerde  bir  adet  vardır. Misafirlerimize  hediye  veririz.  Ben  asil  bir  milletin  mütevazi  bir  komutanıyım. Size  ancak  bu  tespihi  hediye  edebiliyorum’’

Elindeki  mercan  tespihi  General  Townsend’e  hediye   etti.

Tam  sofradan  kalkarken Mustafa  Kemal bu  sefer  kolundaki  saati  çıkarıp  Townshend’e  uzattı  ve 

‘’Bu  saati  bana  Anafartalar'da  bir  Türk  zabiti  bir  İngiliz zabitinin  kolundan  çıkardığını  söyleyerek  verdi. Saatin  arkasında  subayın  künyesi  yazılıdır.  Bu  subayın ailesini   araştırdımsa  da  bulamadım. İngiltere’ye döndüğünüzde   ailesini  bulur  ve  verirseniz  çok  memnun  olurum.’’  Diyerek saati  Townshend’e  verdi.

Townshend  daha  sonra  kendisine  refakat  eden  Türk  subayına ‘’ Ben  bu güne  kadar  on  beş  mühürdar  ve  Cumhurreisi  ile hususî  ve  resmi  görüşmeler  yaptım. Bu  geceki  kadar  ezildiğimi  hatırlamıyorum. Mustafa  Kemal’de  büyük  bir  ruh kuvvetinin  esrarı  var. ‘’ Dedi.

Bizim  kaynaklarımızın  neredeyse  hepsinde Türk  Dostu  olarak anılan  Charles Vere Ferrers Townshend, 18  Mayıs  1924’de Paris’te  63 yaşındayken  öldü.  Cenazesi  İngiltere’ye  getirilip  St.  Mary’s  Churc’de  gömüldü.  Mal  varlığı  olarak  ise  mirasçılarına  sadece  119  Pound  para  bırakmıştı.

*******

Evet..Bu  bölümde  biraz  konunun  dışına  çıktım ama  gelecek  bölümde  tekrar  ana  konuya  dönecek ve hep  birlikte ‘’  Ah  Bağdat ! ‘’  Diyeceğiz. 


( Zaferler,hezimetler,öncesi Ve Sonrasıyla Kut’el Amare Savaşları---5. Bölüm--- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 1.06.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.