Gözümün içine baka oturdu sanki birşeyleri ima edermişcesine,sadalyeye otururken.Konuşması düzgün,kılık kıyafeti de gayet temiz ve şıktı.Bir sohbet esnasında bıyık altından kıs kıs güldü,böylece sigaradan sararmış çürük dişleri de ortaya çıkıyordu.Bir kol saatine bir cep telefonuna bakıyordu devamlı sanki birilerini beklermişcesine.
O gittikten sonra:
-Bu kim biliyor musun?
-Nerden bileyim ilk defa karşılaşıyorum,muhtarın oğlu mu?
-Muhtar ailesiyle birlikte buradan yıllar oldu göçüp gittiler.
-Köy ağası mı?
-Yok canım sen de,cebinde meteliği yok.
-Bir devlet büyüğünün yakını mı yoksa?
-Öyle olsaydı torpil yaptırır bir devlet kurumunda iş bulurdu herkes de sever sayardı.
-Ee kim o zaman bu?
-Sarhoş.
-Ne sarhoşu be,benden güzel konuşuyor davranışlarında hiçbir anormallik yok.
Sevdiği bir kız varmış önceleri ama ona bir türlü açılamamış demişler ki ona 'sarhoş taklidi yap içini dök' seven her halinle sever seni ama sevmiyorsa da 'sarhoştum hatırlamıyorum'dersin o da harfi harfine uygulamış. O gün bugündür "aşk sarhoşu" kalmış lakabı.