kalk gidelim
sessiz çığlıkların
ara namelerinden sızan
hünerli bir tınıdır aşk ki
çığlığa benzer bu yüzden
tüm ayrılıklar...
ve sus/mak
bozarken sözün iksirini
kuytulara saklanan
pişmanlıklar bulurken biz
sperm bulaşmış çarşafların
karanlığında
kendimizi bulduk
suç belki...kim bilir...?
kin bilemeden önce
inkar sabahlarda
cevapsız sorgularımıza
yüzler bulaşıyor
kalk gidelim
boşluk
yüreğimizin kardeşi
sayılmaz mı?
bir nota eksik bil/iyorum
ve biliyorum
birbirine benziyor herkes burada
işte bu yüzden seni istiyorum
istiyorum seni bu yüzden
kendime çağırıyorum seni ki
gelmeyerek fark yaratıyorsun
bil/iyorum...
bu oda neden sıcak
nedensiz ve sebepsiz
uykuların kaçışlarında
pencereyi zorluyorum
serinlemek, rahatlamak
ve bağışla(n)mak adına ki
sözlerin,
çok bilinmeyenli denklem senin
ve bu yüzden
neden-sonuç
ilişkisi yormasın seni...
benim yüreğim bir bedel
hepsi bu, bu kadar işte...
kaç sabırsız gece
terk etmedi beni
sensiz odaların
boşluğundayken
içine al beni
derinlerine inecek kadar
nefesimi tuttum ben
teçhizatsız ki
parmak uçlarında dokun/kokun
ve kaç boğuluyorum gibi...
(...)