gözlerimi kapatsam
şehirler küçülüyor,
açsam yeryüzü hepsi...
 
(.
.
.
)
 
 
 
buradayım
 
yalnızlık tabutun içinde
 karanlık çağlara yakınım
 inkaların derin sessizliğinde ki
 her an düş/ebilirim
 şu saniye aklımı düş/ürebilirim
 
buradayım
 
odamın merkezinde
buz tutmuş köşesindeki
en soğuk eşiğinde
oturdum
bunu yapabildim henüz
kısır-naçar eylemlerimde ki
ne yapmanı ve ne yapmamı istemiyorum
(güldüm)
 tuhaf durdu
ne bileyim bir şey gibi durdu bu cümle
soluk/renksiz/nedensiz ve sebepsiz bir şey
neyim var benim değil mi?
sahi olmayanda ne?
geçmiş çağlarda dilsiz bir kavmin
sağır kaldığı taş duvarlar kadar karmaşık/sarmaşık
üzümü karaya kesik salkımlarım ki
aklım asma bahçeleriyle ünlü
adı bilinmez bir kentin boşluğunda sanırım
kendimin içine salıyorum kendimi
kandan bir ur gibi
çoğalıyor hücrelerimde
gündüz ve gecemde...
 
gözlerim aynada
ve duvara düşen bir ışığın yansımasında
kırılan yüreğimden/kolumdan/bacağımdan
hiç utanmadan sana bakıyorum
kısık gözlerimle ki
kırık bir notadan çıkan
mistik bir müziğin içinden
lambadan çıkan bir cin hüneriyle
sızdım içime
Si’ den sonra
hemen sonra başlayacaktın
veLa/havle
sus/tum...
 
 
 
 
(...)
 
 
 
( Bütün Zamanlarım Sana Akmış.. başlıklı yazı kuytular tarafından 5.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.